- Kategori
- Ben Bildiriyorum
Yunus Emre’ye Döndüm Bugün
İncecik bir ifadesi var ki; kar tanesi gibi eriyor. “Benim bir karıncaya ulu nazarım vardır” diyor. Hadi karıncayı geçelim. Yanımızdan geçen insanı, karşımızda atan kalbi görmüyoruz. Sonra hayat çok sıradan, huzur arıyorum, mutluluk beni bulsun falan. Oldu cancağızım. Oldu da, bak ne diyeceğim.
Farzet ki sevdiğini kaybettin. Gönül rahatlığıyla kendine söyleyebileceğin sözler bellidir. Onun bir resmini karşına alır ve…
*Seni bu dünyada daha fazla tutabilmek için bir şey yapabilir miyim? Hayır.
*Seni mutlu etmek için, sevgimi göstermek için, kendimi dökmek için daha fazla bir şey yapabilir miydim? Hayır.
*Seni daha fazla sevebilir miydim? Hayır.
Bu yüzden yani, daha fazlasına gerek duymadığın için vicdanın rahat, bu huzurla, bu gönül rahatlığıyla kalmaktır mümkün olduğunca…
Peki ya aksi olsaydı?
*Keşke, ona sarılsaydım
*Keşke, yanında olsaydım
*Keşke, sevdiğimi söyleseydim
*Keşke, onun duygularını bu kadar yormasaydım
*Keşke üzmeseydim… Gibi cümleler kurmuş olsaydın sevdiğinin ölümünü daha sakin karşılayabilir miydin? Hayır.
Şimdi “İyi ki” ne demek anlatabiliyor muyum!