Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Mayıs '07

 
Kategori
İlişkiler
 

Yüreğimi dayamama yüreğin var mı?

Yüreğimi dayamama yüreğin var mı?
 

Bir zamanlar blogtan bir arkadaşım,‘’Dostunu değil, dostluğu anlat!’’ demişti. Anlamamıştım... Yine yanı başımda duran ve dostum zannettiğim birini anlatmıştım. Ama aklımın bir ucundan da geçen başka bir kişi vardı. Uzun zamandır görüşmediğim, sadece ‘’dostluk’’ kelimesini duyduğumda ilk aklıma gelen isim. Görüşemesek de, biliyordum onun diğerlerden farklı olduğunu fakat fark neydi, onu çözemiyordum bir türlü.
Sonra bir gün yine bir blog siparişi aldım ‘’kaleminden dostluğu dinlemek isterdim’’ diyen bir blog dostumdan... Sahi blog dost ne demek acaba? Şimdi de bu aklımı kurcalayamaya başladı. Dostluklar farklı farklı mı olmalı da isimler koyuyoruz. En yakın dostum, iş yerinden dostum, apartmandan dostum....Dost dosttur değil mi? Dostluk kavramını sonuna kadar bize yaşatan kişiler dosttur. O zaman onları da sınıflandırmaya gerek var mı acaba?
Yanımızdayken onlar yaşanıyorsa eğer dostluk, dostluk mudur gerçekten acaba? Ortam paylaşmak da denilebilir mi yoksa bu yakınlığa? Uzaklaşıp, araya mesafeler girdiğinde giden kişiyse eğer, dostluk da onunla birlikte uzaklaşabilir mi? Yoksa dostluk denen duygu, aradaki mesafeleri yok eden bir yakınlık mıdır? Paylaşılanlar somuttan kopup soyuta doğru kaymaya başladığında, yüreklerde hissedilen değilse neydi sahi, dostluk?
Gözlerine bakmak, birlikte gülüp ağlamaktan başka ne anlamı vardı?
Derdimizi dinleyen mi yoksa derdimize derman arayan mı dosttu?
Sınaması yoktu dostluğun ama bir yalpala bak nasıl da sınanıyordu dostlar...
Kanayan parmağıma ilk müdahaleyi yapanı dost bilirmişim de, kanayan yüreğimi gören dostluğu göremezmişim bir zamanlar.
Uykudan uyanmanın mahmurluğu var üzerimde. Gözlerim şişmiş, güneş ışığı yakıyor şimdi. Ve gördüklerimin hepsi de rüyaymış meğer. Güneş ışığına yenik düştüler.
Beynimi yormuşlar bütün gece, gerçekmiş gibi oyalıp durmuşlar; tam da dinlenme vaktinde...Hoştu rüyada hepsi ama sabah olunca anladım ki, zarar vermişler beynime ve bedenime...
Sırtımı dayamıştım bütün gece onlara oysa, sabah olunca yok olup gittiler...Ve tepetaklak ediverdiler öylece...
Anladım ki dostluk, sırtını dayayabildiğin değil; yüreğini dayayabildiğin insanlardaymış...Çoook uzaklarda olsalar bile!

 
Toplam blog
: 240
: 1628
Kayıt tarihi
: 18.08.06
 
 

Zamandan şikayet ederken, ne kadar hızlı aktığını fark edemeden geçmiş yıllar. Kırklı yıllar, kır..