Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Aralık '08

 
Kategori
Güncel
 

Zagor Superman'e karşı

Zagor Superman'e karşı
 

Bizim okul yıllarımızda, okuduktan sonra sinema önlerinde sattığımız ve yerine yeni maceralarını satın aldığımız “Teksas, Tommiks, Zagor vb. çizgi romanlar vardı. Ben en çok Zagor’u severdim. Darkwood adlı düşsel bir ormanda iç kötülüklere, kötülere karşı savaşırdı. Meşhur baltasıyla ve o çok bilinen “Ahyaakk” narasıyla, düşmanlarına korku salardı. Genelde kervanlara liderlik eder ve koruma yapar, kızılderilerle savaşırdı.

Yüzbaşı Tommiks’e de hayrandım. Ranger olan Tommiks Kuzey Amerika’nın yeni yerleşime açılan batı bölgelerinde (Kulver Kalesinde) düzeni sağlamakla görevlidir.

Teksas; bir başkaydı zaten. O zamanda yaşanılanlar her ne kadar hayal ürünü olsa bile, özellikle Teksas’da yaşanan tarih açısından, bazı gerçek kişi ve olaylara da yer verilirdi. Romanda George Washington, Benjamin Franklin’de zaman zaman yer alırdı.

Hatırlıyorumda, sonraları özellikle bazı öğretmenlerimiz ve bence saçma sapan görüşlü toplum mühendislerimiz bize; “Bizimde kahramanlarımız var” dediler. Tavsiyelerine uygun davranarak, Karaoğlan, Kara Murat okuduk. Filmleri yapıldı. Biraz klasik bir cümle olacak ama, O yıllarda hiç anlamamıştım, Kara Murat’ın, Malkoçoğlu’nun o kadar “Badem gözlü Türk Kızı” varken, neden Bizans İmparatorunun “yeşil veya mavi gözlü aptal kızlarıyla” her romanda ve her filmde, hemde Tekfurun Sarayında da kelle koltukta adrenalin salgılayarak yattığını.

Günümüzde artık çok az okunsalar bile; bazı kitapçıların vitrinlerini süsleyen, çizgi roman kahramanlarının “yalnızlıkları, ” eski zamanların özlemini bilenler ve arayanlar için, asla bir basit iç çekmeyle açıklanacak türden değillerdi.. Eski çizgi roman kahramanları yerine Batman, Süperman, Spiderman gibi kahramanlar geldi. Filmleri yapıldı. Günümüzde gişe rekorları kıran filmler. Yeni nesil kahramanların savaştıkları düşmanlar Teksas, Tommiks de olduğu gibi “ulusalcı” nitelikte değildi. Yeni nesil kahramanlar, her maceralarında yaşadıkları metropolü veya Dünyayı kurtarıyorlardı. İşin iyi tarafı Mars’lı veya Venüs’lü kadınlarlada de yatmıyorlardı. (Bu yüzden yanlış bir kalıplama biz Türk’lere verilemeyecekti.)Tabiki, ne Tommiks, ne Teksas nede Kara Murat Dünya’yı kurtarmışlardı. Bizim legal anlamda bir Komünist’imiz (Alıntı- Çetin Altan) olmadığı gibi, gerçek anlamda meşhur bir “Dünyayı kurtaran kahramanımız” da yoktu. Tabiki “Dünyayı Kurtaran (laçka) Adam’ı” saymazsak... Bizlerden önemli bir bazı çoğunluk, hala Teksas, Tommiks devirlerinde kaldığımız için Dünya’nın eskisi gibi olmadığını kavrayamıyorduk.. Halbuki Dünya’da her alanda değişim yaşanıyordu.

Ulusalcılık, ulus devlet modeli hızla değişiyordu. Aynı bir zamanların Derebeylikleri, Ortaçağ Karanlıkları, İmparatorluklar ve Din devletleri gibi. Ulus devletlerde yavaş yavaş yerini küreselleşmeye bırakıyordu. Aynı Teksas’ın yerini Süperman’e bırakması gibi. Yerelde ısrar eden yöneticiler ise, İhale yasası gibi, hala çıkar sağlayan sahtekarlıklarla, hem kendi ceplerini, hemde yandaşlarının ceplerini doldurmak istiyorlardı. Ses çıkartan halkı ise hemen Teksas, Tommiks’deki yerel değerleri kullanarak bir anda “Vatan haini” pozisyonuna sürükleyiveriyorlardı. Ne varki, kahramanlarda değişti artık. Batman, oldular, Süperman oldular. Dünyayı kurtarıyorlar. İnsanlığı kurtarıyorlar. Yerelde ısrar edip kendi halkını sömüren ülkelerin bu anlamda yalnızlıklarının hiç şansı yoktu. Yöneticiler için anlaşılmayan, tekrar yerel ölçüler içindeki dayatma modelleri; olsa olsa artık vitrinleri süsleyen ve görünce “ah be, nerde o eski günler” dedirten, 1920-1950 aralığında sıkışıp kalan çizgi roman kahramanlarının kapak resimlerindeki yalnızlık öyküleridir.

Değişen Dünya’da ve Türkiye’de değişmediğini zanneden ve bunu dillendirerek kendi düşüncesinden başka her türlü düşünceyi şüpheyle karşılayıp kabul edilemez bir yaklaşım sergileyen ve belli bir tarih aralığı düşüncesinde kendilerini hapseden “Kemalistler” gibi...

 
Toplam blog
: 144
: 899
Kayıt tarihi
: 06.02.07
 
 

Gazete ve kitaplara hep tersten göz atar, daha sonra okumaya başlarım. Bu özelliğim devrik cümlel..