Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Aralık '08

 
Kategori
Kültür - Sanat
 

Zamandan Aşk

Zamandan Aşk
 

Ara Güler "Çayocağında vardiya işçileri, Sivas Divriği,1970.



Bir aşktın zamandan

saniyesi bin yıl süren

ve zamandın katıksız aşktan

bir kez anımsanıp bin kez unutulan.

Tophane meyhanesinde sarhoştun

şerefime kadeh kaldırırken.

Küçük bir kahvede

ikiye on dört kala yanık ve çatlak

yüzlerin arasına gizlenip

küçük bir kız çocuğu gibi durdun

yüzyıllık mezarın önünde bebeğinle.

Ve kalede bir oğlan çocuğuydun

ağzında oyuncaktı silahın namlusu.

Karlı Beyoğlu geceleri

içinden geçerken sıcaktın

“Hariçten şarkı istemek yasak”tı senden.

Issız ve loş sokaklar

taşlara anlatırken sözlerini

yürüdü ağır ağır insanlar

duvara yazılı kaderlerinin

karanlığında ezilirken kadınlar.

Uğurlarken elleriyle gövdeni

hiçbir gemi senin kadar yorgun

ve senin kadar nazlı çıkmadı bu limandan.

Hamallar beklerken iskelede

başka yükleri yoktu ağır ruhlarından

Sen durduğunda Galata’da

Tahtakale’nin atlıları

Haliç’in sandalcıları

ve Unkapanı saygıyla sustu

kömür karası utancından.

Balıkçılar seferin bereketine

çobanlar ufka baktılar nedensiz

ve köylüler cılız öküzlerine

abandılar hiç acımadan.


Dudakları kapalı bir kadındın

Sözden yoksun

konuştuğunda gözlerin

hiç bilinmeyen varlığına

yabancıydı değerin sorgusuz.

Gecekondular kadar yoksul

omuzlarda bakraç kadar susuz


Bir köy çeşmesiydin topraktan

analar dolusu çiçekli dallı

kimi susmuş, kimi durgun

kimi hiç bakmamış ardına

yufka açarcasına mahkum

ince örüklü saçlarına

koyunlarca sürülür

biraraya gelmişliğin türküsü

yakılırken uğruna.

Yaşlı bir ağaç gibi sabırdın

yanarken geçmişin ocağında

bir gülüştün aşktan öte

beşi bir yerde alnında asılı

ve sessizce çıplaktı ayakların.


Tramvaydın tünelden

kerpiç damda yıldızları sayarken

boş bir kulübeydin sahibinden ırak

ve demirden bir çarktın

neşeyle dönerken zincirin

dişlisinden küçük bir çırak

tahta masasında uyuklar

eski günden emeğin.


İstanbul bulutlu ve solgun

güneşli ve sabah

uyandığında senden

ayrılıp kavuşur usulca

martılar gibi yaşlı denizine.

Az önce kalkmış bir vapurun

hayaliydin boş iskemleden

ve insandın yüzlerde

her biri senin hikayen

olmayı hakeden

kayıtsız hayatlarına

bir aşktın zamandan

saniyesi bin yıl süren.

ve zamandın katıksız aşktan

bin kez anımsanıp bin kez unutulan.

Bakkal dükkanının penceresine

uzandığı gibi çocuk

öyle dokundun ruhlara

erişilmez olandan.





Zaman’da yakaladığı sonsuz An’a ve Ara Güler’e.

başakaltın 3mart2008.





Ara Güler Galerisi için bkz.:http://www.fotograf.net/fnShows/Ara.Guler.K02.php

 
Toplam blog
: 121
: 2834
Kayıt tarihi
: 09.07.06
 
 

Başkentte doğmuşum ve orada gidilecek tüm okullara gitmişim: ODTÜ-Psikoloji ve Ankara Üni. İletiş..