Zamansız zamanlar…

Ne kadar zamansız gelir bazı zamanlar. Hiç olmaması gereken bir zamanla, olması gereken zamanların çatışması…

Tam anahtarı almadığımızı fark ettiğimizde, kapıyı kapatmış oluruz.

Banyoya girip sabunlandığımızda sular kesilir ya da gaz kapanır.

En sevdiğimiz film başlarken televizyon bozulur.

Kaydet tuşuna basacakken bilgisayar kilitlenir.

Benzin istasyonuna bir kilometre kala motor artık tamam der.

Otobüs durağına koştuğumuzda otobüs kalkmıştır.

Son sigaramız gecenin bir yarısı biter.

Acil bir randevuya koşarken çorabımız kaçar ya da topuğumuz kırılır.

En hararetli görüşmede cep telefonumuzun şarjı biter ya da kapsama alanı dışında kalırız.

Misafirimiz gelecek, böreği fırına attığımız anda elektrik kesilir.

Maratona başlarken bileğimiz burkulur.

Uzun süre işsiz kalıp ilk teklife evet deriz, onlarca üstün teklif gelir.

Eski sevgilimiz nikahımıza bir gün kala, ne olur affet diye mesaj çeker.

İş yerimizi feshettiğimiz gün aylarca beklediğimiz sipariş gelir.

Ev kontratını imzaladıktan bir gün sonra hayalimizdeki evi buluruz.

En fazla ilaç aldığımız ay, aylarca beklediğimiz hamilelik haberini alırız.

Bu liste uzar gider. Şimdilik benim aklıma gelenler bunlar. İlaveleri sizden bekliyorum.

Ama….

Hayatı çözmeye başladığımızda hayatın sonunda oluruz.