Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Nisan '12

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Zayıflamaya mı programlandım ne?

İncecik bir kızken şişman olduğuma inanırdım, annem dellenirdi o halime: “Tombul olanlar sesini dahi çıkartmazken, ne diye şişmanın ben diyorsun!” diye kulağıma üfürür dururdu!

Kadın haklıymış!

Dellenmesi normal!...

Gözünün önünde yok yere kızı kendini yerden yere vuruyor!

“Ayol, ben bu kızı yok yere yerden yere kendini vursun diye mi doğurdum?” diye celalleniyor!...

Neyse…

Yirmi iki yaşımdayken otuz sekiz kiloydum, kan yapıcı ilaçlar kullanarak kırk iki kiloya ulaştığımda “Aferin” almıştım!

Hamile olduğumda on dokuz kilo aldım, o-ha yani, harbiden şişman olmanın ne demek olduğunu işte o an anladım ama mazeretim vardı tabii ki!

Greyfurtu çok severim, işe gitmeden önce sıkar ve içerdim; doğum kilolarım ile vedalaşmamda önemli rölü olduğuna inanıyorum.

Greyfurt’tun tadı hala damağımda, lakin son dönemlerde ilaç etkileşimleriyle ilgili bildirimlerden sonra greyfurtla selamlaşmıyorum dahi!

Pek özledim kendisini…

*******

Vallaha, Greyfurt ve de tabii ki iş yaşamına ayak uydurmanın neticesi olan kahvaltı, öğle yemeği, akşam yemeği metabolizmayı çalıştırıyor, şekerim!

******

Doğum kilolarımı pıt diye olmasa da, pırrrttt diye attım, atmasına da, yeni bir işe başladım o arada…

Öyle bir iş ki; tüm birikimlerimi konuşturacak, eyleme dökecek ve yep-yeni bir oluşum sağlayacağım!

Heyecanım büyük!

Başarma isteğim had safhada!...

Yeri geliyor, öğle yemeğine inmiyorum, yemek işimden sonra geliyor…

Bu ara küçücük bir oğlum var, bir de kocam, o zamanlar; Herşeye yetişmek istiyorum!

Multivitaminlerden her gün bir tane alıyorum.

Bir ay, beş, sekiz, on…

Aralıksız hergün…

*******

Şekerim, meğer multivitaminleri belli aralıklarla kullamak gerekirmiş!

Aralıksız kullanınca başladım mı ben kilo almaya!

Ne kadar zaman geçti, offf şimdi kocadan ayrılma zamanı mıydı, sonrası mıydı, hesap edemeyeceğim,  yine ben başladım kilo vermeye…

Pardon, şimdi hatırladım, kocadan ayrıldıktan sonraya denk geliyordu…

Nerden biliyorum: Salonda müzik çalıp en az yarım saat dans ettikten sonra ardından voleybol takımına seçildiğim zamanlardaki kültür-fizik hareketlerini keyifle uyguladığım zamanlardı.

Sahi, o zamanlar niye insanlar para verip de spor aktivitelerinin yapıldığı yerlere bel bağlar diye düşünürdüm.

******

Oğlum için evin yakınında bir spor salonuna yazıldık; amacım oğluma destek olmaktı.

O bir-iki denemeden sonra vaz geçince, iki kişilik ödeme karşılığı salonu epey bir kulandım!

Bunca zaman kültür-fizik hareketleri yapmış olan ben, ağırlık kaldırma konusuyla ilk kez karşılaşmıştım.

Kemiklerin üzerine baskı yapan kasların güçlenmeleri, cidden, önemliymiş!

Mesela, o dönemlerde, ki, yıllarca spor yapmış biri olarak, diz gücümü kullanarak hareket ettirmem gereken alette kalakaldım!

Bir-iki hafta sonra iki-üç santim iteleyebiliyordum; bir-kaç ay sonra canavar gibiydim!

******

Hayat işte!

İlle de kız halaya çekecek!

Dön-dolan yine “Tombalacık Halime” moduna döndük, gitti!

“Tombalacık Hayriye” ise halama bir selam olsun!

******

Hayat öyle şeylerle sınıyor insanı, öyle şeyler çıkartıyor ki karşısına; değer yargıların alt-üst oluyor!

Dans edemez oluyorsun, mesela, evinde, şarkı söyleyemez de olabiliyorsun! Vallahi!...

******

Evde bir insan ruhsal sağlık problemi yaşarken, hele ki o insan doğurdunsa, doktorlar sana da antideprasan öneriyorlar, haklı olarak!

“Sağlıklı bireyleri korumak gerek! Tedavi görecek kişi tedaviye ne kadar yanıt verir, bilinmez, sizleri de korumaya almamız gerekir” diyen doktorumuzun ne demek istediğini zaman öyle açık ve net olarak gösterdi ki!

******

Antidepresan alırken bir de menapoz geldi mi, geldi!

O arada çalıştığım işyeri battı mı, battı!

Zorunlu bir emeklilik yaşadım mı?

Harbiden öyle oldu!

Yeni bir iş bulamadım mı?

Bulamadım!

******

Karpuz misali yatak-yorgan-yastık arası kendimi sağaltmaya çalıştım mı?

Oooo, aylardır!...

Hatta, yıllardır…

******

Acayip bir şey oldu bu bahar, Maia, güya sorumluluğu oğlumda olan köpek kızımız, onu gezdirme sorumluğunu üstüme aldım!

Oğlumun açık lisede yüz-yüze eğitime gidip-gelmesi etkin oldu; zira köpek kızımızı ısrarla oğlum istedi diye bebecikken almıştık!

Tüm sorumluluğunu üstüne almıştı!

Köpecik beş yaşına geldi, hala “Oğlum ne zaman gezdireceksin?” demekten bıkmışken, üzerine aldığı sorumluğu üstüme alırsam “Game over!” denildiği halde aynı oyuna bir kez daha başlama şansı veren sanal oyunların bir parçası olmak istemediğimdendi bütün meselem!

Başka bir sorumluluk alınca, şevkim yükseldi; Maia’nın gezme sorumluluğunu üstlendim.

******

Bir köpek bu kadar mı mutlu olur?

Bir köpek ile gezmek bu kadar mı mutlu eder insanı?

******

Maia ile gezmeye başladık, parklar, sokaklar, caddeler…

Yürüdükçe yürüyesim geliyor: Ayol, bizim kız ne munismiş, meğer!

Yürüdükçe hafifliyorum, hafifledikçe biraz daha hafifleyeyim istiyorum…

******

Maia çok keyifli, ben keyifli…

Antidepresan kullanıyorum diye Greyfurttan uzak kaldım, ne çok özlüyorum!

İlaç kullanmıyorsanız, greyfurta pek samimi davranın!

******

Bu arada, kilo verirsem, haberdar ederim sizleri!

Şeyy, aslında yıllardır tartılmıyorum, küçük yeğen diyor ki: “Teyze hadi tartıl, bakmayız biz!”

Ayol şekerim, derdim sizin görmeniz değil ki!

Ben görmek, bilmek istemiyorum!

“Tamam!” diyor, o zaman sen tartıl, biz bakarız!

******

Pek az yiyen bir kadınım, pek fazla içen!

Bira tok karnına içilmiyor, bilmem anlatabildim mi?

******

Metabolizmam beni hafiflemeye çağırıyor, ne gelen yazın, ne de bikinili reklam kızlarının etkisi var!

Metabolizma karar vermeden A.Lima baskı yapsa, ne yazar!

******

Demem o ki; Maia ile gezmeye devam ederken normal insan gibi sabah-öğle-akşam yiyeceklerini tüketirsem, üç-beş, olmadı yedi ay sonra tekrar “Çocuk Reyonu”nun en büyük bedeninden tekrar yararlanabilirim!

 

http://twitter.com/Gulgunkaraoglu

gulgun_2006@hotmail.com

 

 
Toplam blog
: 1269
: 1343
Kayıt tarihi
: 18.09.07
 
 

İzmir, 1963 doğumluyum. Dokuz Eylül Üniversitesi İngilizce bölümü mezunuyum ve özel bir şirkette ..