- Kategori
- Şiir
... düşen yaprağın ardından
Böyle ortamda olmalı yazıma vedam... güz çiçeklerim böyle açmalı... güzüm burada yaşanmalı.
Önce çiçeklerim düştü birer birer
Sonra yapraklarım döküldü yere...
Dallarım üşürken çıplaklığında güzün,
Ölüm kurtuluş oldu, bu gün bana...
Rüzgârı yaman oldu hazanın
Hüzün bulutları sardı bahçemi...
Karanlığı, inerken yamaçlarıma,
Ölüm sığınak oldu, bu gün bana…
Hazan geldi, ayrılık mevsimiymiş
Güz ayrılıkları açtı, hüzün çiçeklerim...
Sarıya bürünürken gönül bahçem,
Ölüm davetkâr oldu, bu gün bana…
Isınmaktı umduğum, uzandığımda
Avucumda kalan bir tutam ayrılık oldu.
Soğukta titrerken üşüyen ellerim,
Ölüm sıcak göründü, bu gün bana…
xxxxxxxxxxx xxxxxxxx
Usta... gördün işte halimi, beni bırakırsan bana
Korkarım, söyleyecek söz de bırakmam sana..
Haydi kur sofranı, doldur kadehleri... de diyeceğini
Bu akılsız başım, bu huzursuz gönlüm, bilirim dinler seni...
"Baharlar yazlar geçer, sonbahar gelir
Ömrünün yaprakları dökülür birer birer
Şarap iç, gam yeme, bak ne demiş bilge;
Dünya dertleri zehir, şarapsa panzehir.."
Eh "bozacıyla", "şıracı" verirlerse kafakafaya,
Olacağı bu... hem götürürler, hem başlarlar şamataya...
Haydi şerefe derler de... sonbaharı bahane ederler....