Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

06 Mart '09

 
Kategori
Deneme
 

''Her ömür kendi gençliğinden vurulur''

Gurbetini yitirmiş bir sılada son nefesini yaşayan, bilmez misin sen gurbetin kadardın. Adını kaybetmeyi göze almış bir aristokrat bilebilir ancak, soysuz aşklar girdabını. Maskesini düşürmüş bir sevgili, kanayan yüreğini çiğneyip geçebilendir.

Soluğunun kesildiği bir ömür diliminde karşına çıkmışsa, bu yitik iklimlerden arta kalan sevgili; içten fethedilen bütün kaleler gibi harabe olmak üzeredir ömrün. Mistik yakarmaların, yapay efelenmelerin ve her dem haykıran sesin artık yoktur. Senden geriye kalan, senin bile tanıyamayacağın kadar çığırından çıkmış kalabalığındır.

Her son, bahar dallarını ve yeşilini ömrüne getirmiyordur. Gözyaşı dökenin seni yanıltır. Sevda sözleri edenin, mideni kaldırır. Dökülen gözyaşları artık timsahın akıttığıdır ömrüne. Sevda sözleri, salyalı medyatik ezberlerdir sadece.

Boyacı çocukların gözleri artık, senin derinlerdeki vicdanına ve isyanına seslenemez olur. Kör karanlık bir yaşam biçilmiştir çünkü onur ve mücadele diyene. Kör duygular peydahlamıştır, kararan bütün yaşam biçimleri… Sevgi, çıkarın kör kuyusuna atılmıştır. Aşk, uçkurun kör düğümüne takılmıştır.

Uçurtması, kararan göğün Walt Disney yalandan sarmalına takılan çocuk; hangi kıtanın sarı, siyah ya da beyaz yüzünde ağlayabilir… Topacı, paranın kirli kağıdında dönen çocuk; hangi sahici acısına ağlayanı bulup, ağlamanın içten hafifliğine erişebilir artık…

Gençlik kanamaları ve acıları, öpünce geçmiyor! Kalıcı aşk ve mücadele izleri, ömrü kanatacak kadar süvari birliği olabiliyor üstelik. Yalnızca kanatsa, çiğniyor aynı zamanda atlılarıyla. Tozu toprağa katarak; çoluğu çocuğu, genci yaşlıyı çiğneyerek…

Ne zaman geçmişe uğrayacak olsan, anılar kapıdan geri çevirmiyor artık… Ne kadar öldürücü darbesi varsa, boca ediyor yüreğe ve belleğe… Ölsem de kurtulsam ucuzluğu, büyük puntolarla beliriyor bellekte o an. Kaç sevgiliyle kurulan yuva düşlerinden arta kalan kaç bizim çocuğumuz olacak, adı şu olacak mezarlığı var, senden başka kim ne kadar bilebilir anılarının acımasız med-cezirlerinde…

Kendisini aşklarda yitiren ömürler, bataklıklarda gözlerini açıyor üstelik kimi kez… Kendisini mücadelede yitiren ömürler, kör sağır karanlıklarda açıyor kimi kez gözlerini… Üstelik hangi gençlik bütün bu olup bitene rağmen, garanti altına alınıp sigortalanabilir… Bu dersi bütünlemelerde geçerim ey ömrüm diyebilir… Ve gençliğin elmalı şekeri olmadığını öğrenmişse, katran olmuş acıların orta yerinde…

Kanamadan ve aşktan yana bir de şair Yılmaz Odabaşı’nın çığlığında savrulmak adına, gençlik anılarının ölümcül sarmallarında, “her ömür kendi gençliğinden vurulur” şiirinden alıntı yapalım: “herkes bilecek bunu / tabancaya gerek yoktur / sen haklı bir cinayetsin günlerin duvağında / her ömür / kendi gençliğinden vurulur …”

 
Toplam blog
: 55
: 383
Kayıt tarihi
: 27.01.09
 
 

1975’te Ankara’da doğdu. Eskişehir Anadolu Üniversitesi İ.İ.B.F. İşletme Bölümü’nü bitirdi. Şiirleri..

 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara