Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Mart '09

 
Kategori
Deneme
 

İnsan en çok kendini aldatıyorsa

İnsan en çok kendini aldatıyorsa, artık bir daha kim onu aldatabilir ki… İnsan en çok kendine kıyabiliyorsa, hangi bıçağın izi hangi kılıcın keskinliği artık onu yaralayabilir ki… Kaçıyorsa en çok kendini terk edip kentinden, hangi meczup dönüp halini hatırını sorar olur ki…

Karanlığa doğru zılgıt çekip sanki birileri ona ışık tutacakmış gibi bir ömrü heba eden birine, kim ne söylerse tesellisi olabilir ki kayıplarının. Kan ter içinde uyanırken çocukluğunun masumluğundan, o kendisine haksızlık yapan hangi yılın takvimini bulup hangi yılı yakabilir ki. Birdenbire bas bas bağırırken soğuk terler döktüren yalnızlığının koynunda, azraili güldürmese bari…

Masumluğunu global cennet ve geri kalanları global bir cinnet olan dünyada yitiren insan, seni seviyorum sözünü metalaştırırken seni seven kalmadı farkında mısın… Seni seven kalmadı büyük şehirlerde duman altı hicran kusan boyalı yüz, seni seven kalmadı rock ve de alternatif derken arabesk bir ayıbı cebine tıkıştıran ucube orta yaşlılık…

Seni seven kalmadı, yangın yerlerinin bile sırtını döndüğü kırıştırılmış coğrafya… Seni seven kalmadı, sessizliğin bile çatlarken patlarken matemine peşin peşin duyarsızlaşan kalabalık…

Cinsel aşklar ve ılımlı siyasi düşünceler komedisinin kaçıncı perdesinde tarih sana nanik yaparken, sen egemenin havlusunu tutup eline su döken ey; seni seven çoğaldı ama…

Seni seven çoğaldı ama olur olmaz yere kalabalıklar yaratıp kendi geleceğini benimkiyle beraber linç ettiren gölgeli yüz… Seni seven olmaz mı hiç, korkuya tapan bir kitleye karşı alnım ak diyen karartmalı yüz ve eli kanlı cani…

İhtar edilirken genç ölümleri olmasın diye metinlerde yalvaran aydınlığı hala kalmış olan yüzler, alkışlanıyor susun ve korkun ben sizi egemenlerin sizin alın terinizle kurduğu sofranın artıklarıyla doyururum diyen…

Beni seven kalmasın artık, beni seven olmayın. Hatta ileri gidin, kendinizi ne zaman sevdiniz ki kendinizi seven olmayın… Sakın ha, yazıp yanılıp kendi geleceğiniz için bugün birine elinizi uzatmayın, sevgiye uzanan eller kırılır mı kırılır sonra…

Sen toksun ama başkasının açlığını dert ediniyorsun; sevilmeyeceksin o zaman… Sen gününü gün edip eğlenecek imkanlara sahipken kıt kanaat bile artık geçinemeyen, eğlence nedir bilmeyen ve hatta başka kıtalarda farklı iklimleri soluyanları dert ediniyorsan; sevilmeyeceksin…

Issızlığa alışın sevilmeyen azınlık, amenna… Yalnızlığa ve aldatılmaya da… Ama tüyü bitmemiş çocuğun hem de dünyanın neresinde olursa olsun hakkı yeniyor ve soyup soğana çevriliyorsa bütün kalabalığıyla, susma ve erteleme seslenişini; o zaman kendine diyecek bir lafın bile kalmaz olur ve sevginin en soylusu ütopyanın güzergahını ve hakkın olan güzel günlere taşıyacak yarının silinir ufukta ve sevilecek bir sen kalmaz sonra…

“Başkalarının aşklarıyla başlıyor hayatımız/ Ve devam ediyor başkalarının hınçlarıyla” derken İsmet Özel, aşkı hınçla kavuran çöl; devamını getiren getirene hayata kaç serap daha sığdırmamıza izin verecek acaba…

 
Toplam blog
: 55
: 383
Kayıt tarihi
: 27.01.09
 
 

1975’te Ankara’da doğdu. Eskişehir Anadolu Üniversitesi İ.İ.B.F. İşletme Bölümü’nü bitirdi. Şiirleri..