Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Mart '09

 
Kategori
Deneme
 

Orfeusun Kaderi

Orfeusun Kaderi
 

Orfeusla Euridike


Yunan mitolojisinin en bilinen öykülerindendir:
Şair müzisyen Orfeus, çevresini sesi ve sanatıyla büyülemektedir. Çok sevdiği karısı bir yılanın zehirlemesiyle ölüler ülkesine göçer. O’nu geri almak için Orfeus da peşinden gider. Yeraltı tanrısı Hades’i şarkı ve şiirleriyle etkileyerek karısını geri götürme izni alır, tek şartla! Yeryüzüne çıkana kadar dönüp karısına bakmayacaktır. Sevdiğini çok özlemiş olan Orfeus, tam karanlık Styx ırmağını geçerken sabredemez ve döner karısına bakar… O anda sevgili Euridike’si sonsuza dek yok olur, kaybolur gider.

Bu anlatıyla ilgili bazı yorumları dinledim; TRT3’ de Üstün Dökmen, “Biz kim!...Opera kim!” isimli programında söyleşi yapıyordu. Bu mit için yazılmış opera eserleri dinletiyorlardı. Konuya dair “aşk”, “sabırsızlık”, “kurallara uymama”, “bir anlık bir zevk için uzun süreli mutlulukları yakmak”, “iradesizlik” gibi yorumları keyiflice irdeledi. Hatta “Orfeus’a arkasını dönmemesini öğütleyenler, niçin aksi taktirde olacakları söylemediler?” diye de hayıflandı.

Oysa bana çok başka şeyler düşündürüyor bu efsane:
-Burada, aslında tam bir ümitsizlik var!
“Keşke dönüp bakmasaydı!” hayıflanması hiç yerinde değil.

Orfeus her hangi bir koşulda ölmüş eşine tekrar kavuşamayacaktı zaten! Bu kaderiydi O’nun… Sadece bir şans elde etmiş gibi olacak ama onu da kendi elleriyle yok edecekti. İnsan kaderini değiştiremezdi. Olmuşla ölmüşe çare yoktu… Sadece insanın elde etmek istediği son bir şans idi… O da verilse bile ölümden dönüş yoktu. Mitolojilerin oluşturulduğu çağlarda bile bu durum maalesef böyleydi ve kabullenilmesi gerekli bir durumdu. Verilen ana tema bence buydu. Acıklı ama gerçekçi bir mesaj!

Orfeus’un bu öyküsü her zaman aynı hissi yaratıyor. "Ah keşke dönüp bakmasaydı!" diyoruz. Bizler de kendi yaşamlarımızda ne çok “bile bile lades” demişizdir. İrademizi kullanır gibi olmuş ama kaderin çizdiği yolda yürümüşüzdür, yine de…

Bu hikayenin bir başka düşündürdüğü olgu ise şu oldu:
Çağımız anlatılarında tekrar tekrar dirilen fantastik kahramanlara sıkça rastlıyoruz. Vampirli ya da Terminatörlü filmlerde ve dizilerde bu durum gayet olağanlaştı. Antik çağ esatirinde buna pek rastlanmıyor. Başka kılıklara girebiliyor karakterler; Kuğu olup Leda ile sevişen Zeus gibi… Ama öldüler mi bir daha dirilmiyorlar! O günden bugüne katettiği gelişmede insanoğlu “neden olmasın?” sorusunu da iyiden iyiye sorar oldu demek ki!

 
Toplam blog
: 93
: 1712
Kayıt tarihi
: 12.12.06
 
 

Ununu elemiş, eleğini henüz asmamış bir ''Mimar''ım. Hep özel sektörde çalıştım. Yoğun çalışma yılla..