Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Eylül '13

 
Kategori
İlişkiler
 

" S.s." de ne demekmiş öyle?!!

" S.s." de ne demekmiş öyle?!!
 

Demek istediğin, seni seviyorum'sa; sana önerim, adam gibi söylemendir sözünü! Uyduruktan iki harf; " S.s." yazman değil!...


Geçen gün, çalışma masamda oturmuş, bir türlü bitmek bilmeyen irili ufaklı işlerimle uğraşıyordum yine kendi kendime... Ve cep telefonumdan tanıdık bir ses çalındı kulağıma aniden: dıt - dııııt!... dıt - dııııt!... Hep de böyle zamanları bulur nedense, en beklenmedik mesajlarım... " Hay'rola! Kimmiş acaba şu davetsiz misafirim? " diye düşünürken ben; okuduğum yanlızca iki harf... " S.s."... Hepsi o...

İç sesim: Allah Allah! Bu da nerden çıktı şimdi?

Benim bildiğim, " SS " şeklinde yapılan kısaltmanın, tek bir anlamı var. O da, Nazi dönemi Almanyasının gizli siyasi polisi demek. Demek bu mesajı yollayan; beni hoşgörüsüz, baskıcı, hatta belki de despotik bulmakta... Tıpkı gaddarlığı cümle aleme nam salmış, tarihin kara sayfalarında yok olup gitmiş SS subayları gibi!...

O andan itibaren, " S.s." kısaltmasının ne anlama geldiğini düşünmeye, sorgulamaya başladım. Masamda yığınla bekleyen işlerime, Allah yardım etsin!

" S.s." ne demek ola ki!

Sen salağın tekisin!

Salladım gitti seni!

Sağdan sayarsam sarımsak,

Soldan sayarsam soğansın!

Seni gidi sakar seniiii!

Seninle söyleşmek istiyorum.

Seni sana emanet ediyorum.

Seninle seks yapmak istiyorum.

Seninle sevişmek istiyorum.

Seni sayıklıyorum geceleri...

Falan filan işte!

İyi de... Bunların hiçbirini, düşününce yerine oturtamıyorum ki!

Gelen o gizemli mesajı bir yana bırakmış,  çalışmaya dalmışken yeniden; gecenin bir yarısı, acı acı telefonum çaldı... Zıııırrr! Zııııırrrr! Zır da zır! Zır zır! ( İç sesim: Rahat bırak beni, ey hınzır! )

Başımı masadan kaldırmadan telefonu cevapladım:

- Alo! Ben Cem... Ne var? Ne oldu da gecenin bu kör vakti beni arıyorsun?

- Benim salak! Tanımadın mı beni?

- Sen kimsin ki, ey hatun kişi!

- Ben Binnur! Seni seven kadınım!

- Hadi canım sen de! Git işine! Beni sevdiğini nerden bileyim?

- Ee, az önce sana bi mesaj attım ya!... Mesaja da yazdım ya, S.s. diye!

- Ne mesajı? Ne yazısı kızım? Ne sayıklıyorsun yine sen? Şimdi de S.s. makarasına mı sardın?!!

- S.s. dedim ya sana mesajımda! Okumadın mı yoksa?

- Anlamadım ki!... S.s. de ne demek şimdi!

- S.s., seni seviyorum demek canım!

- Haaa!... Şu mesele!... Sen, daha seni seviyorum yazmaya bile üşeniyorsun! Ama beni çok sevdiğini söylüyorsun; öyle mi?!!

- Evet canım!... Şimdi ne dediğimi anladın! Günaydın!

- Birincisi, ben İnternet Türkçesinin abuk subuk kısaltmalarından zerre haz etmem. İkincisi, sevdiğim kadın;  benim dilimle, insan diliyle yazsın ve konuşsun isterim. Cemce de " Seni seviyorum." aynen şöyle yazılır canım!: SENİ SEVİYORUM. Umarım ne dediğimi anlamışsındır!

- Ama Şimdi senin S.s.'ne de bir cevap vermek icab eder değil mi?

- Elbette!

- Al benden de sana şöyle en kallavisinden bir B.B.!

- O da ne demek oluyor kuzum? Kusuruma bakma; anlamadım!

- Bye bye canım, bye bye!... İngilizcen de mi kıt ne senin! Yani demek istiyorum ki, Anca gidersin bebişim!; yürü bakalım tay tay! Yürü ki, endamını görelim!

Not: Yazıda kullanılan görsel internetten alınmıştır.

 

 
Toplam blog
: 1349
: 1777
Kayıt tarihi
: 30.01.11
 
 

İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler veTanıtım, A.Ö.F. Adalet Yüksek Meslek ..