"78" Bambaşka bir futbol görüşü.

Disiplin, özgüven, deneyim, inat, taviz vermeyen insan ilişkileri, hangi takımlarla çalıştığı, vs… Bunları artık herkes biliyor.

Tüm bu pek bilindik özellikler bir kenara, Luis Argones’in İspanya’sını incelerken ilginç bir detay çarptı gözüme. Aragones’in oyuna müdahale ediş şekline ilişkin küçük bir detay…

2006 Dünya Kupasını izleme fırsatı bulanlar Tunus-İspanya arasında oynanan grup maçını hatırlar. 8.dakikada Mnari’nin golüyle Tunus devreyi 1-0 önde kapatmıştı. Devre arasında Aragones, Marcos Senna ve Luis Garcia’yı oyundan aldı, Raul ve Fabregas’la ikinci yarıya başladı. İspanya baskıyı kurdu ve Tunus’u mahkûm etti. Deneyimli teknik adam 57.dakikada David Villa’yı aldı sahadan yerine Joaquin’i sürdü ve bu dakikada üç oyuncu değişiklik hakkını kullanmış oldu. İspanya son 20 dakikada üç gol bularak maçı kazandı.

Aynı kupanın ilk grup maçında Ukrayna karşısında bulduğu seri gollerle oyunun ilk yarısını 2-0 önde tamamlamıştı İspanya. 48. dakikada skor 3-0 oldu. 55’te Zapatones iki oyuncu birden değiştirdi. David Albelda ve Raul. 77’de ise Fabregas’la üçüncü değişiklik hakkını kullandı. Maç 4-0 İspanya lehine sonuçlandı.
Gruptaki diğer maçındaysa Suudi Arabistan’la karşılaştı İspanya. 36’da Joanito ile 1-0 öne geçti Aragones’in ekibi. Devreyi de bu sonuçla tamamladılar. İkinci yarıya yine oyuncu değişikliği ile başladı İspanya. David Villa değişikliğini, 66. dakika da Xavi ve 70’de Fernando Torres değişiklikleri takip etti ve Aragones oyuncu değişikliği haklarını tamamlandı. Karşılaşmaysa İspanyolların 1-0 galibiyetiyle tamamlandı.

2006 Dünya kupasında grubundan lider olarak çıkan İspanya’nın rakibi Fransa’ydı. Aragones’in talebeleri 28’de David Villa ile 1-0 öne geçti. 41’de Fransızların cevabı geldi. İkinci devreye aynı kadroyla başlayan Luis Aragones suskunluğunu 54. dakikada bozarak Luis Garcia ve Joaquin’i oyuna aldı. 72’deyse oyuna Marcos Senna’yı dahil etti ve daha maçın bitimine on sekiz dakika kala üç oyuncu değişikliği hakkını da kullanmış oldu. Üstelik maçın uzama riskini dahi göz ardı ederek. Maçı İspanya 3-1 kaybetti ve elendi. Ama huylu huyundan vazgeçmedi.
2008 Avrupa Şampiyonası eleme gruplarında Luis Aragones’in oyun içi hamleleri aynı karakteristikte seyretti.

Grubun ilk maçında Liechtenstein karşısında daha maçın 69.dakikasında üç oyuncu değişikliği hakkını kullanmıştı İspanyol futbol adamı.

Bir sonraki maçta Kuzey İrlanda’yla karşılaşan Luis Aragones maçın 64. dakikasına üç oyuncu değişikliği hakkını tamamlayarak girdi.
Grubun üçüncü maçı İsveç ulusal takımıylaydı ve Zapatones daha maçın 59. dakikasında tüm değişiklik haklarını tüketti.
Danimarka maçında üç oyuncu değişikliği hakkını kullandığında kronometre 76. Dakikayı gösteriyordu.

İspanyol teknik adam bir sonraki maçında İzlanda’ya karşı mücadele etti ve 78. dakikada son oyuncu değişikliği hakkını kullandı. Letonya maçında Luis Aragones’in üç oyuncu değişikliği hakkını tamamlamak için sadece 66. dakikaya kadar bekleyebildi.

Luis Aragones’in sonra ki grup maçlarında Liechtenstein 77’de, İzlanda 69’da, Letonya 77’de, Danimarka 78’de, İsveç 66’da ve Kuzey İrlanda 67’de tüm oyuncu değişiklik haklarını tamamladığını görüyoruzLuis Aragones’in bu şaşırtıcı gibi gözüken tercihlerinin 2008 Avrupa Şampiyonasında da aynı şekilde devam ettiğini belirtirsek sanırım bu sizi pek şaşırtmaz. Dolayısıyla; 2006 Dünya Kupası’ndan bu yana İspanya’nın oynadığı tüm resmi maçlarda (son Yunanistan maçı hariç, çünkü bu maça prestij maçı havasında çıktılar) netice ne olursa olsun Aragones’in 79. dakikaya tüm oyuncu değişikliklerini tamamlayarak girdiğini açıkça görüyoruz.

Tüm bu veriler ışığında, Aragones’in bu değişiklik tercihlerinin rastlantısal olmadığını ve temel bir prensibe dayandığını söyleyebilmeliyiz. O skorun ne olduğuyla değil, oyunun ne olduğuyla ilgileniyor. Netice ne olursa olsun son on dakikaya girilmeden üç oyuncu değişikliği hakkını kullanmış oluyor. Futbol oyun kurallarının kendisine tanıdığı oyuncu değişiklik haklarını kullanırken elindeki futbolculardan marjinal ölçüde yararlanabileceği zaman dilimlerini tercih ediyor. Bu da oyuna sonradan giren oyunculara Zapatones’in isteklerini cevaplayabilmeleri için kendilerini sunabilme imkânı tanıyor. Ancak burada bir tehlike var ki; Aragones kalecisine sakatlanma şansı tanımıyor.

Şunu da söyleyebiliriz: ”Evet, Aragones kesinlikle risk alıyor. Ancak bu riski alırken de futbolcularından faydalanabileceği en uygun dakikaları tercih ediyor” Bu hem takımın tempo kaybetmesini engelliyor, hem de oyuncuların psikolojilerini diri tutuyor. Zapatones’in futbol felsefesinde zaman çalmak adına 90+’lı dakikalarda yapılan oyuncu değişikliklerine yer yok gibi gözüküyor. Bu da onu gerçekten farklı kılıyor.

Ancak, burada çok önemli bir nokta var. Bu özellikle Fenerbahçe adına çok önemli bir nüans. Aragones’in oyuna dâhil ettiği oyuncuların, oyundan çıkan oyuncular kadar formda hatta kaliteli olması gerekiyor. Yani oyundan Alex alındığında belki 30-35 dakika aynı kaliteyi ortaya koyabilecek başka bir oyuncunun oyuna girmesi gerekiyor.

Bu durum Fenerbahçe adına sorun yaratabilir. Çünkü takımdan Senna çıktığında yerine girecek bir Xabi şuan için yok. Ya da bir İniesta, Xavi… Üstelik Deivid’in sakatlanması kadro zenginliğini fazlasıyla etkileyecek. Zaten İspanyol teknik adam de bunu görmüş olacak ki; MTK maçında son değişiklik hakkını 84. dakikaya kadar taşıdı.

Aragones Fenerbahçe’de ki görev sürecinde İspanya ulusal takımındaki gibi bir tutum sergilerse ve daha oyunun son bölünme girilmeden tüm oyuncu değişiklik haklarını kullanma geleneğini sürdürürse bu durum eminim pek çok futbol otoritesinin ağzını ve kalemini meşgul edecektir.