Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Nisan '12

 
Kategori
Deneme
 

Ağlamasını bilen şehir: İstanbul!

 Ağlamasını bilen şehir: İstanbul!
 

Aşağıdan değil, yukarıdan bakmalı İstanbul'a, o dolu çocuğa.


Burgaz'dan sonra Taksim sende nasıl durdu?

Sait Faik evde yoktu. Evin kapısı kilitti. Burgaz'da dışarıda kaldık. Tamirdeyiz. Tamir sonrası sağlıklı görüşürüz. Üzerimizdeki bu İstanbul havası dağılırsa....

Taksim, Burgaz'dan sonraya kalınca, üzerinden bir hafta geçince; toparlanamadık.

İstanbul, biraz topal kalmak demek.

Raylar üzerinde giderken sessizdik. Deniz üstünde ise, çaydan olmalı, dönüşte beyazdan; dolu dolu kahkahaydık; vay İstanbul'un haline.

Deneyerek geçiyorduk bütün duyguların üstünden.

Ne taraf İstanbul? diye sordu ordan biri. Burgaz'dan bakınca, yönümü şaşırdım, Taksim'den bakınca....Kararsız kaldığımız yerde oturduk. İstanbul ıslaktı, biz kuru. Ağlamasını bilen bir şehirde yaşamak ne büyük çocukluk!

Burgaz, Taksim'e uzaktan bakar; ya biz?

Taksim şımarıktır, canım Burgaz olgun; Sait Faik'in evinin kapısındayım; çalarım kapıyı, açan olmaz; bir sene, iki, üç, dört!...

Ah  bir girebilsem içeriye, İstanbul olabilsem...

1. Not: Taksim, Burgaz sahne aldı mı, geri çekilir ve bekler sözün kendisine gelmesini; o anda ayaklanır bütün güzel duygular; oturmak yok, havaya bütün kahkahalar!...

2. Not:

İstanbul karardığında

Taksim'e çıkar,

iner;

seyreder oradan

Burgaz'ı,

bize benzemez ağlar,

peşinden güler;

İstanbul işte,

çocuk.

Ş.Y.

 

 
Toplam blog
: 650
: 412
Kayıt tarihi
: 07.06.07
 
 

İzmir.  Aşk ve Şiir. Müzik. Kitap. Varlık ve Sözcükler ve .... ..