- Kategori
- Güncel
"Allah, Vatan, Millet Yolunda" Serden Geçti (Osman Yüksel Serdengeçti)
Allah demenin yasak olduğu, din adına konuşmanın en büyük suç sayıldığı tek parti döneminde "Allah, Vatan, Millet Yolunda" diyerek serden geçen kahramanlardan biri de Osman Zeki Yüksel ‘di. Bu gerçek adıydı. Ancak kendisinin çıkarttığı "Serdengeçti" dergisinde bu imzayla çıkan yazılarından dolayı ona Osman Yüksel Serdengeçti denildi ve daha sonra kendisi de bu soyadını kullanmaya devam etti.
Dün 34. ölüm yıldönümüydü Osman Yüksel Serdengeçti’nin
Yazıları, şiirleri, yaşantısı, dava adamlığı, fedakarlığı ve kendisine özgü esprili kişiliğiyle geçmişimizin en sıkıntılı dönemine damgasını vuran biriydi o.
Şair ruhluydu; heyecanı çok yüksek şiirler yazıyordu. Nasıl olmasındı ki? Kendisine Mevlana Celaleddin-i Rumi, Yunus Emre ve Mehmet Akif Ersoy gibi gönül erlerini örnek almış, onların dertlerine vatan, millet derdini de eklemişti.
Yüksek ruhlu bir dava adamıydı. “Davamız Allah davası, millet davası, vatan davasıdır. Mukaddes dava karşısında biz, nefsimizi sildik.” diyerek dünya görüşünü ortaya koyuyordu. Bunu sözde bırakmıyor, sade bir hayat sürerek, varını yoğunu davası için harcayarak, fakir öğrencilere sahip çıkarak hayat dönüştürüyordu.
İnandığı dava uğruna bir Sokrat gibi hayati hakir görüyor, kişiye ve döneme göre çıkarcı bir tutum belirlemiyordu. "Açın kapıları Osman geliyor" sözü ile bu uğurda tutuklanmalara hazır olduğunu açıkça gösteriyordu. Bundan dolayı Tek Parti dönemininuygulamalarına gösterdiği tepki nedeniyle sürekli dava açılıyordu. Sık sık tutuklanıyor ve tekrar serbest kalıyordu. Bazen NihalAtsız ve Alpaslan Türkeş'le birlikte hapis yatıyor, bazen de "üstad" olarak benimsediği Necip Fazıl Kısakürek'le hapishane arkadaşı oluyordu.
Bu süreçte yetmiş sekiz kere mahkemeye verilmiş, sekiz kez hapishaneye düşmüş, dört yıl iki ay hapis yatmıştır.
Milli ve manevi konulara karşı duyarlılığını hiçbir zaman kaybetmeyen Serdengeçti, bu tutumunu Milletvekili olduğu Adalet Partisi içinde de sürdürdü. Dindarlara karşı bir tuzak olarak getirilen 163. Madde konusunda parti içinde amansız mücadele etti. Bu uğurda partisinden bile oldu, ihraç edildi.
Ama o bunu bile umursamadı. Çünkü inancı için yaşıyordu, bu uğurda her fedakârlığa da hazırdı.
Bu dava adamı, bir gün kendisine rehber olacak asrın müceddidi olan bir başka dava adamını tanır. Yani “Ben, cemiyetin iman selâmeti yolunda ahiretimi de fedâ ettim. Gözümde ne Cennet sevdası var, ne Cehennem korkusu. Cemiyetin, yirmi beş milyon Türk cemiyetinin îmânı nâmına bir Said değil, bin Said fedâ olsun” diyen Bediüzzaman’ı tanır.
Onun şu sözleri Serdengeçti’nin ruhunu daha da alevlendirmiş, yerinde duramaz hale getirmişti.
“Beni, nefsini kurtarmayı düşünen hodgâm bir adam mı zannediyorlar? Ben, cemiyetin îmânını kurtarmak yolunda dünyamı da fedâ ettim, âhiretimi de”(Bediüzzaman)
Bediüzzaman, Serdengeçti’nin gündüz fikrini, gece rüyalarını dolduruyordu. Bu sevgisinden dolayıdır ki, “Bir oğlum olsa adını Osman koyardım” iltifatına bile mazhar olmuştu.
Madenin manaya feda edildiği, menfaat ve makam hırsının asıl gaye olduğu ve hedoizmin insanları esir aldığı bir dönemde serden geçenlere çok ihtiyaç var. Kurtuluş sizdedir.
Seni rahmetle anıyoruz Osman Yüksel Serdengeçti.
.Unutulmaz bir iz bıraktın…