Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Temmuz '06

 
Kategori
Mizah
 

"Asla" kelimesi tuvalet kağıdı mıdır? İşte böyle ard arda gelerek: asla! asla! asla!...

"Asla" kelimesi tuvalet kağıdı mıdır? İşte böyle ard arda gelerek: asla! asla! asla!...
 

"Asla tuvalet kağıdı"nın kullanma talimatı:

• Lütfen ünlem işareti (!) olan yerlerden -kesik çizgi kabilinde- kopararak kullanınız. Lütfen bir koparışta sadece bir "asla"lık bölüm kullanınız.

• "Asla tuvalet kağıdı" dıştan kullanım içindir. Ağız içi ve ya başka organlarınız için kullanıma uygun olmayabilir. Eğer ağzınızla ya da gözünüzle temas ederse bol suyla durulayıp doktorunuza danışın. (Doktorunuzun vizite ücreti 100 YTL ise ve yarım saatte 5 hastayı muayene etme kapasitesi mevcut olduğu halde, yurdunuzun memurundan da az vergi veriyorsa sadece suyla yıkayın!)

• Lütfen çocuklardan uzak tutunuz ya da çocuklar üzerinde bir kere kullanarak onları korkutunuz. Muhtemelen bir daha yaklaşmayacaklardır.

• Son kullanma tarihi: Açıldıktan sonra bir hafta içinde tüketilmelidir. 1 haftayı aşan ürünleri asla kullanmayınız, gecikmeden hemen yenisini alınız. ( Eğer 15’inde elinize geçmeye çalışan maaşınız 17’sinde sizi bankalarla aldatmaya, üstelik pılısını pırtsını toplayıp gittiyse, ürünü 1 ay içinde de tüketebilirsiniz. Unutmayınız ki; ünlem işareti zehirlenmesinden öldüğünüzde muhtemelen kredi kartı borcunuz çocuklarınıza, onlardan da torunlarınıza miras kalacaktır.)

Hepimizin günlük hayatta sık sık kullandığı bir kelimedir: Asla!
Sanırım ardından gelen ünlem işareti hiç de yabancı değil bize ya da kolayca kabullenilebilecek türden!

Neden mi? Çünkü biz “asla” kelimesini tümce içinde kullanırken bile, bir hışımla çıkıyor ağzımızdan kendisi! Nedeni aslında genlerimizin çok derinlerinde yatıyor. Ama elle tutulur sebepler tamamen insani.

Bazen eski sevdiceğe kızgınlığı, bazen boşa geçen gençliğin pişmanlığını, bazen en yakın dosta duyulan nefreti, bazen sonradan silahlanıp size tetiği çeken düşman konumuna gelmiş akrabaya duyulan kini, bazen damarda durmayan kanın fokurdayarak beyne hücum ettiği anlarda edilmiş manasız yeminleri, bazen ise bunların hepsini ve daha nicelerini bazen de çok farklı bir sebebi içererek dilimize konuk oluyor bu pek değerli sözcük!

(Değerli olmasına değerli bu sevgili "asla" kelimesi ama bir gerçek var ki yadsınamaz. içinizden tekrar ededurun "asla, asla, asla, asla, asla, asla, asla, asla, asla, asla, -nefes alıp devam edin- asla, asla, asla, asla, asla,.." Hani kırılacak kendisi ama böyle sık kullanılınca da pek bir sevimsiz oldu, hatta utanmayıp epey çirkinleşti kanımca.)

Dikkat ettiyseniz hepsi de olumsuz nitelik taşıyor bu durumların. Sevgiyle kurulmuş bir cümlede dahi, ucundan kıyısından bir parça olumsuz hava taşıyor bu pek değerli zat!

Örneğin; bir yiğit, etrafı da kolaçan ederekten, dilberine sımsıkı sarılarak şöyle diyor: “Senden asla ayrılmam!”
Bunu duyan dilbercik önce duymazlıktan gelerek boş boş bakmayı sürdürüyor etrafa. Yiğidi duyulmadı korkusuyla boşa gitmesin sarfedilen güzelim cümle diye tekrarlıyor : “Senden asla ayrılmam!”
Bu sefer nazlı dilber içten içe kibirlenerek yiğidinin sağ omuzuna küçük başını bir yaprağın yere rüzgarın tepsisinde sunulması gibi yavaşça bırakıveriyor.
“Aman bu kadar büyük bir aşktan daha olumlu ne olabilir ki?” demeyin sakın!
Bu demek değil midir ki: “Yârim ayrılma ihtimalimiz var!” ( Senden asla ayrılmam dediğimde senden daha çabuk davranıp, "ben de ben de ben de , bir daha söyle, vs." cümleciklerine hızla giriş yapacak yeni ve senden daha nazsız bir dilber bulursam...!)

“Yârim ya benimsin ya kara toprağın!” ( Hele bir ayrıl ben de gidip Vehmi amcaya söylemezsem geçen hafta onlar misafirlikteyken sinemaya kaçtığımızı...!)

“Yârim sen bıksan da peşindeyim!” ( inan ben bir sülüğüm, pis kan, temiz kan anlamam emerim soğururum, mübarek draculanın uşağıyım...!)

“Yarim haberin olsun yakında karnında bebek, sırtında kötek!” ( Eee n'apalım gülüm, burası Türkiye, ben de erkeğim biliyorsun...!)

“Yârim unumuz elendi!” ( Seninki elendi demek istiyorum...!)

“Yârim eleğimiz asıldı!” ( Gene seninki...!)

Bütün bu ihtimallerin külliyen yalan olduğunu kimsecikler savunamaz.
Kulakta olumlu bir etki bırakan bir küçücük “asla” bizlere nelere mal oluyor görüyorsunuz değil mi?

Çünkü canlı örnekleri hala hayatta ve kâinat evrimini tamamlayana kadar da can bulmaya devam edecekler. Bizler ise bu sevimli “asla”ları hiç utanmadan tuvalet kağıdı gibi fütursuzca kullanmaya devam edeceğiz.

Üstelik bu sevimli “asla”lar hakkında suç duyurusunda bulunulmuş anlaşılan. Bu nedenle öğretmenlere sınıf içerisinde kullanmayınız çağrıları yapılıyor sınıf yönetimi derslerinde.

Biz ne yapacağız şimdi?
Bir politikacıyı dinler gibi -gönülden- inanır gözükerek ama yanımızdakine fısıltılarla aksini savunarak, bu canlı örneklerin arasına okyanustaki su damlası gibi neşeyle karışıp gideceğiz…

Neşemizden arda kalanın son kullanma tarihi geçmemiş gülücükler olması dileğiyle...

(Gülücüklerimizin son kullanma tarihi geçti mi sizce?)

 
Toplam blog
: 55
: 2440
Kayıt tarihi
: 28.06.06
 
 

İçimde devamlı yanıp tutuşan bir yazma aşığı taşıyorum. O yazar olduğunu bilmiyor henüz. Hangi di..