Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Ekim '11

 
Kategori
Öykü
 

Babanızı aradınız mı?

Hep pencere kenarında dururdu modası çoktan geçmiş kocaman cep telefonu.
Daha kuvvetli çekiyordu sanki o köşede!
Yakın gözlüğü de yanı başında hazır beklerdi!
Ya çalarda yanlışlıkla kapatma tuşuna basarsa  korkusuyla!
Pencere yanındaki iskemlede uyukladığı gecelerde olmuştu!
Olur ya, ya duyamazsa uyanamazsa kaygısıyla!

Tuvalete giderken bile elinden düşürmezdi telefonu!
Hadi çal, çal artık körolası diye mırıldanarak!
Ne diye ne meraklanırdı ki boş yere?
İki de bir ekranına bakmak neyi değiştirecekti ki?
Arayan soran yoktu işte zorla değil ya!
Ruhu daralıyor, duvarlar üstüne üstüne geliyordu!
Ne çok zaman geçmişti bir alo sesi duymayalı!
Birkaç yanlış numara özür dilemeleri dışında.
Lafı uzatmak istemişti konuşmuş olmak için oysa.
Ama yine de lafı kısa kesmişti hep karşıdaki ses.
Pardon bey amca, yanlış tuşlamışım diyerek.
Kapısının çalmasından umudu kesmişti çoktan!
Ama bir hatır sorma sesine çok umut bağlamıştı!
İçinden serin sular akmasına neden olacaktı belki!
Sanki duyacağı o ses sayesinde ciğerleri oksijenle dolacaktı!
O hep özlemle beklediği ikinci baharının havasını soluyacaktı sanki!
Duvardaki siyah beyaz resim sanki rengarenk ışıklarla oynaşacaktı!
Sanki biricik oğlu çerçeveden çıkıp boynuna sarılacaktı!
Sanki karısı yaptıklarından utanacak af dilemek için dizlerine kapanacaktı!
Epey zaman olmuştu yıllar öncesinden kalma o mutlu tabloyu seyretmeyeli!
Yattığı yerden doğrulmaya mecali yoktu çünkü!
Komşularına dua etmek dışında kıpırdatmak bile istemiyordu dudaklarını!
Birde oğluna kızdığı, küfür ettiği anlarda!
Neymiş efendim, iki arada bir derede kalmış mış!
Annesiyle arası mı açılsınmış yani!
Dünyanın yükünü bana yükleyip kaç bakalım diyordu!
O kocaman cüssenden bir omuz verme bakalım!
Ben bakarım başımın çaresine!
Yıkamazsınız beni, sarsamazsınız bile!
Bastonum sağolsun!
Komşularım sağolsun!
Onlar tamir ettiler bu tek göz odalı gecekonduyu!
Somyamı şiltemi herbişeyimi onlar taşıdılar!
Saygıyı sevgiyi eksik etmediler!
Çorbasından tatlısına yiyecek taşıdılar sağolsunlar!
Babalığımı hissettirdiler bana bayramda seyranda!
Mahalleli çoluk çocuk sıraya girip elimi öptüler.
Yani bir beklentim yok senden yana!
Hani sık sık ararım demiştin ya taaa o zaman!
Beni gelinimle konuşturacaktın ya!
Torunumu ciyaklatacaktın da sesini duyacaktım ya hani!
Ben ona umutlanmıştım!
Sevincim telaşım o yüzdendi!
Gel bir koklayayım sonra git diyecektim.
Neyse boş veeer!
Şımartmaaa!
Zaten annesi şımarttı hep ondan oldu kötü babalığım!
Annesinden farklı zannetti hep baba sevgisini!
Yavrum guzum kayırmalarını şevkat belledi!
Bense asık yüzlüymüşüm, sert görünüşlüymüşüm!
Ona söylediklerini bana söyleyememiş bu yüzden!
Eeee, geçim derdinin ağırlığı altında ezilmek öyle kolay mı?
Hem heybetli görünmek babalığın doğasında var!
Babamdan bilirim, dedemden bilirim!

Son bir kez daha baktı telefonuna arayan var mı ki diye!
Ekran ışığı bir yanıp bir sönüyor telefonu adeta can çekişiyordu!
Belli ki arızalanmıştı!

Oysa arada bir mutlaka kontrol ederdi şarj göstergesini!
Derin bir oh çeker sanki büyük bir yük kalkardı üzerinden!
Sonra yeniden yerli yerine koyardı dikkatlice!
Ve sıkı sıkı tembihlerdi sakın arıza falan yapma ha diye!
Belli mi olur, bir arayan olur, bir soran olur!
Şöyle bir ağız tadıyla konuşturmazsan beni, vallahi camdan fırlatır atarım seni!
Korktuğu başına gelmişti işte!
Eyvah dedi!
Ya arayan olmuşsa!
Yatağına doğru ilerlemek isterken birden sendeledi ve olduğu yere yığıldı kaldı!
Daha önce hiç böyle olmamıştı!
Tam derin bir uykuya dalmak üzereyken birden telefonunun alarm sesi yankılandı kulaklarında!
Gün ışıyordu belli ki!
Telefonunda arıza yoktu demek ki!
Onu aramayanlar arızalıydılar!

Sende baba olacaksın göreceksin gününü diye son bir kez mırıldandı.
Beyaz bir ışık hızla yaklaşıyordu uzaklardan!

 

 
Toplam blog
: 1021
: 1607
Kayıt tarihi
: 19.10.07
 
 

Çok eski olmayan bir tarihte tıpkı sizler gibi Melek'lere gülümsermişim uykulu hallerimde!  ..