- Kategori
- Dostluk
"Ben"

Hayat içinde var oldukça elbette birşeyler yazılacak ve çizilecektir. Çünkü hayatta dahi herşeyi içinde yaşadığımız için. Bir gün mutlu olmak için çaba gösterirken birgünde mutluluğu yakaladığımız zamanda yine mutsuzluktan şikayetçi olacağız.
Mutluluk çok uzaklarda olduğunu düşünüz. Bazen bire eve sahiplenmek, arabaya sahiplenmek, güzel kıyafette sahiplenmek, güzel bir eşe sahiplenmek, yani herşeyin en güzelline sahiplenmek isteriz. Nedense hep sahiplenmek yani benim olsunu isteriz. Kariyer sahibi olmak bu sefer güzel bir kariyere sahip olduğunda ise bulunduğumuz konumun yerinin işin sahibi olmak isteriz. Yani aslında mutluğu bir şeylere sahiplenmekte buluruz. Mutluluk sadece sahiplenmekle asla olmaz eğer olmuş olsaydı bugün insanoğlu eline geçirdiği yani sahip olduğu şeyde mutlu olur onu asla bırakmazdı. Mutluluğu hep uzaklarda ulaşılamayacak birşey sandığımızdan bunlar oluyor yani sahiplenmek olduğunu zannediyoruz. Evlenen çiftlerin hemen birbirlerine sahiplenmesi, yani "o benim" kavramı oluşturması ise bu ilişkilere daha da zarar vermektedir. Bu bir annenin çocuğuna da anı şekilde o benim çocuğum demesiyle o çocuğu kendi istekleri doğrultusunda yöneteceğinide ortaya koyuyor.Ya da iki sevgili" sen benimsin" diyerek artık kim kimindir yani ya bayan erkeğin yada erkek bayanın olmalıdır çift taraflı "benim" olmaz değil mi. İşte insanoğlunu en çok yanıldığı bir kavramda bu dur. Evet bir anne çocuğunu dünyaya getirmek için aracı olmuştur onu bu dünya geldikten sonra korumuş eğitim miştir. Ama bir şey vardır ki o çocuk başka bir kişiliktir başka bir insandır. annenin kişilik özelliklerini taşımaz. Başka bir "Ben'" oluşur. Ve biz o "ben"e isim takarız ve artık onun bir adı olur, istekleri olur. Eğer o birinin malı olmuş olsaydı o kişinin isteklerine göre hareket ederdi işte çoğu anne ile çocuk arasındaki tartışmada bundan kaynaklanır. Anne "sen benim evladımsın" der ve orda o çocuğa şart koymuş olur benim istediğim olur anlamını taşır. Artık çağımızın gençlerine baktığımızda hepsi kendi başına hareket ediyorlar işte söz dinlemiyorlar felan filan ama artık bu gençlik "benimsin" kavramını kabullenmiyorlar. Zaten bu kavramda ortadan çıkınca daha da mutsuzluk başlıyor çünkü sahiplenmek yok oluyor. Ve mutluluk daha farklı hata kötü sonuçlar ve korkutucu olabiliyor.