- Kategori
- Gönüllülük
"Devrimci Gençlik Köprüsü" Anılarım -5-

Kampta...
1969 Yılında Zap Suyuna Köprü Kampanyasına katıldığımda tutabildiğimce tuttuğum günlüğü dört bölüm yayımlamış ve ara vermişti. Toplam dokuz bölüm olan günlüğe 5. bölümüyle devam ediyorum.
* * *
Bugün Hakkâri’ye gittik. Yolumuz hep Zap’
İkinci olarak, 2 milyonluk Kütüphane binası ilişti gözüme. Bir sevindim, bir sevindim sormayın! Değil mi bu koca binayı buraya dikmişler, bu küçücük kentin 6 bin nüfusundan okuma bilen bilmeyen, işi olan olmayan dolar içeriye. Şimdi beni düşündüren, bu kadar insana kitap nasıl yetiştirecekler? Ama onun da bir kolayı bulunur elbet. Bizde, kitap okuyanı 100 kişiyi geçmeyecek şehre 2 milyonluk kütüphane yaptıran kafa varken, çözemeyeceğimiz, halledemeyeceğimiz problem mi var? Daha olmadı yurdun çeşitli bölgelerinden kitap okuyan 400–500 kişi getirir yerleştiririz Hakkâri’ye, kurtarırız şerefini 2 milyonluk binanın. Var mı bunun başka bir izah tarzı?
YSE Müdürüne gittik öğleden sonra. Bilgi aldık Hakkâri üzerine,
Hakkâri dağlık mı dağlık. Ekilebilir toprak o kadar az ki, ihtiyacı karşılamıyor bile. Bölgenin ana ekonomik eylemi hayvancılık. Bunun sonucu olarak da gayet değişik bir yerleşme düzeni var Hakkâri’de. Sosyal organizasyon tarıma değil hayvancılığa dayanıyor. Köylü yerleşirken hiç bir zaman toprağa bağlı kalmamış, ana ekonomik eylemi olan hayvancılığa ve onun gereği olan yaylalara, otlaklara göre kurmuş köyünü. Buğdayı değil koyunu düşünmüş. Ama hayvancılığın yanında ekim yapanlar da yok değil. Ekimin amacı sadece ihtiyacı karşılamak, tüketim için üretim. Köylüyü düşündüren hayvanın sağlığı, hayvanın sıhhati. Mevsimi geldi mi, alıyor koyununu, götürüyor İran’a, Irak’a. Türkiye Pazar değil onun için. Hayvan nerede fazla para ediyorsa, o orada. Türkiye’de koyun çifti 500, Irak’ta 700, İran’da 800–1.000 TL iken ne diye ucuza versin koyununu? Zaten satmaya kalksa da et kombinası yok. Alıyor koyunu, geçiyor hududu.
Tüccarlar var bir de. Çıkıyor, köy köy dolaşıyor, 2000–3000 koyun topluyor, topladı mı gerisi kolay. Çıkıyor hududa doğru yola, derken jandarma çıkıyor karşısına ama “Möhüm deyil!”
Yerleşme hayvancılığa göre demiştim. Bir sürü mezra var Hakkâri’de. 8–10 mezra bir köy meydana getiriyor. Yaz geldi mi zoma’ya, yayla’ya çıkıyorlar. Kış geldi mi, köydeler. Yazın biçtikleri otları sürüyorlar hayvanların önüne, çok zaman açlıktan mideleri guruldayarak. Yol yok, olan da karla kaplı. Yaza kadar sabrediversinler efendim, Allahın dağına, Allahın karına biz ne yapalım?