"En geç 98'de Avrupa Birliği'ne tam üyeyiz"

İnternette gezinirken rastladım bu fotoğrafa. Hürriyet Gazetesi’nin (internetteki) arşivinden alınmış bir fotoğraf… Hürriyet’in 7 Mayıs 1995 tarihli birinci sayfası. Haddinden fazla ilgimi çekti doğal olarak ve Blog’cularla paylaşmak istedim.

7 Mayıs 1995 tarihinde böyle demiş dönemin yıldız başbakanı ve o yıllarda Avrupa Fatihi rolünü oynayan Tansu Çiller Hanımefendi.

Hatırlarsanız Gümrük Birliği Anlaşması’nı imzalamıştık o dönemlerde ve “Tamamdır abi yaaa!... Girdik biz bu Avrupa’ya!...” havasında caka satıp, havai fişekler patlatıyorduk.

Blog yazarlarımızın içinde ekonomistler, siyaset bilimciler, tarihçiler mutlaka vardır.

Eğer çok zahmet vermeyeceksem, bir ricam olacak onlardan. Kafama takılan bazı konular var. Bu konularda beni ve diğer merak eden okuyucuları aydınlatabilirler mi acaba?

- O tarihten bu yana biz Avrupa Birliği’ne ne verdik, onlar bize ne verdi?

- Yani ne verdik, ne aldık? Kar-zarar hesabında, karda mıyız zararda mıyız?

- O tarihten bu yana ülkemiz, siyasi ve ekonomik olarak Avrupa Birliği’ne daha mı bağımlı hale geldi? Yoksa bugün, kendi ayakları üzerinde duran, hiç kimseye eyvallahı olmayan bir ülke miyiz?

- Avrupa Birliği ile olan flörtümüzün bu şekilde devam etmesi yararımıza mıdır, zararımıza mıdır? (Bu oğlanın bizimle evlenme niyeti var mı, yoksa bizi kötü emellerine alet edip, gönül mü eğlendiriyor? Allah muhafaza, içkimize ilaç katıp, bizi uyutup başkalarına satar mı?)

Evet… İlk aklıma gelen sorular bunlar?

En son soru (ya da dip not): Bundan 12 yıl önce, "En geç 1998 yılında Avrupa Birliği’ne gireceğiz” diyen Prof. Dr. Tansu Çiller vatandaşlarına yalan mı söylemiştir, yoksa bilgisiz midir?