- Kategori
- Deneme
“Gülün Solduğu Akşam”ın üzerine yürürken...
Sizi çok farklı bir döneme götürmek istiyorum; yani gençliğime ve o kadar küçüğüm ki henüz 18 yaşındayım ve ilk defa hayatımda solcu bir kitap okumuşum. Kitaptan sonra hissettiklerimi aşağıdaki gibi kaleme almışım:
28/08/90
ETMESGUT/ANKARA
“Gülün Solduğu Akşam”ın üzerine yürürken...
Eser yazarın Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan ve daha niceleri ile yaptığı röportajların ve izlenimlerinin acıklı bir dille kaleme alınmasıdır.
Bu insanlar idealleri uğruna ölmüş insanlardı. Hepsi kültürlü, çalışkan -sınıflarında birinci, ikinci- üniversite öğrencileriydi. Yani diğer öğrencilerden ayrı bir yanları vardı. Belki bazı yanlışları diğerlerine oranla daha erken yaşta fark ettiler. Henüz o kadar genç idiler ki yaş ortalamaları ya 21 ya da 22! Marx ve Lenin’ in çocukları olarak gerçekleştirmeleri gereken ne çok şey vardı… Bahsi bile güzeldi: Eşitliğin, hürriyetin, hür yaşamanın, bağımsızlığın, hakkın, hakçılığın ve halkçılığın… Kuşkusuz bunlar yadsınamaz hakikatlerdi. Ancak bunlardan bahsedenler halk tabiriyle DELİKANLI denen gençlerdi. Bu düzene –düzensizliğe- gidişata nasıl karşı çıkmalıydılar? Atatürk’ ün torunları, egemenlikleri için savaşmalıydılar. Devrimci ruhları onları ölüme sürürlerken tarihe yeni bir örnek olarak geçiyorlardı. Gençlere yaptıkları hataları –hiç pişmanlık duymadan- anlatıyorlardı “Gülün Solduğu Akşam”da. Kendilerini halklarına adayan bu gençler devrimci olarak dolaştıkları yerlerde isyancı damgası yiyorlardı. Acı, açlık, ölüm duygusu nedir? Hepsini yaşamışlardı.
İşkence ne denli feci ve bir o kadar da etkili bir yaptırım ya da “onlar”ın deyimiyle bir operasyon. İşkence yaptıranlar acaba bir kez olsun işkenceye maruz kalsalar, ne durumda olabileceklerini taahül etmişler midir? İşkence yapanların suçu, işkence yaptıranlara oranla nedir? İşte bu tartışılmaz bir tartışma konusudur.
İdam ne kadar gayri-adil bir ceza! Geride bıraktığın yaşlı gözlere hiç acımıyor musun be idam? İnsanlık gururları için intihara seni tercih etmemişler miydi bu insanlar! Bereket gerçekleştiremediler yoksa rezilliğini sen tahmin et! “Devrimci kişiliklerine gölge düşürmemek için bir yiğit gibi ölmek istemişlerdi”.
Peki suçlu mu idiler? Bunu infazda bulunan bir albay şöyle anlatmıştı: “Bu çocukların suçu %50’ yi geçmez, %150 suçlu olanlar onları bu duruma itenlerdir!”
Onlar çarpık düzeni, çarpık yöntemlerle değiştirmek isteyen kararlı, inançlı ve fedakar gençlerdi…