Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Eylül '12

 
Kategori
Siyaset
 

“Haksızın karşısında susan, dilsiz şeytandır… Biz dilsiz şeytan değiliz…”

“Haksızın karşısında susan, dilsiz şeytandır… Biz dilsiz şeytan değiliz…”
 

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, toplamış teşkilatını, nutuk çekiyor. İşte o nutuktan önemli birkaç cümle aktaracağım, sonra da söyleyeceğimi söyleyeceğim…

Birinci söz şöyle…

“Haksızın karşısında susan, dilsiz şeytandır… Biz dilsiz şeytan değiliz…”

Hay ağzına sağlık sayın başbakan… Biz de aynı şeyi söylüyor ve bu söz uygun olarak iktidarınız hakkında eleştiri yapıyoruz. Siz nasıl “dilsiz şeytan” değilseniz, bir de elhamdülillah “Dilsiz şeytan” değiliz…

İkinci sözü de şöyle…

“Biz hükümet olarak 10 yıldır devlet kurumlarını şeffaf hale getirirken şunu dile getirdik. Bir kişinin hatası bir kurumu bağlamaz dedik. Ama medya ve muhalefet bunu bütün kurumu sorumlu tutuyor.”

Sayın Başbakan, bu kez kendisi burada yanlış anlamış galiba… Biz “Kurumlar” üzerinden konuşmuyoruz. O kurumların başında bulunan “Kişilerden” söz ediyoruz. Elbette varsa bir yanlış, o yanlışı kurumun tabelası yapmıyor ki “Kurumlar üzerinden” konuşalım, yazalım. Biz o kurumda yanlış yapandan söz ediyoruz  ve medeni ülkelerdeki “İstifa” gibi bir eylemin veya “Azil” gibi bir uygulamanın olduğundan söz ediyoruz. Siz Sayın Başbakan, yanlış yapanın da hata yapanın da “Benim adamım” düşüncesi içinde, o kişileri savunmaya kalkıyorsunuz.

Üçüncü söz ise belirtmelim ki bir başbakana yakışmayacak bir söz. Hem bu kadar ağır laflarla siyasetini sürdürüyorsun, hem de aynı ağırlıkta cevap verenleri eleştiriyorsunuz. Bu ne kadar çelişki?

Şöyle diyor başbakan…

“Çok açık ve ağır konuşuyorum. Kurumlara yönelik, milleti galeyana getirmeye yönelik bu davranışlar en hafif tabiriyle sorumsuzluktur, alçaklıktır.”

Sayın Başbakan…

Şunu çok iyi bilersiniz ki, biz de en az sizin kadar vatanımızı ve milletimizi sever, canımızı ortaya koyarız. Bundan bir kuşkunuz olmasın.

Zaten bu nedenledir ki “İktidar” olarak sizin icraatlarınızı eleştiriyoruz. Dediğim gibi, kurumlara yönelik bir derdimiz yok. Ayrıca milleti galeyana getirmek gibi bir tavır içinde değiliz. İktidarınızın yanlış icraatlarını eleştirip, bunları milletin gözü önüne sermek de “alçaklık” değil, aksine vatanseverliktir. Bizim yaptığımız bu. Sözünüzü bu gerekçe ile kabul etmiyor, mahrecine geri gönderiyorum.

Sayın Başbakan, iktidara geldikleri günden beri yaptıkları işlerden söz edip, Cumhuriyetin kuruluşlundan beri geçen süre içinde “Hiçbir şey” yapılmadığını söyler durur.

Öncelikle şunu söylemem gerekir ki, Cumhuriyetten bu yana yapılanları “Yapılmamış gibi” görerek vermek istediği mesajı biz çok iyi biliyoruz.

Mesajı açıkça şu: Cumhuriyet ve o cumhuriyetin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk ile hesaplaşmak…

Bugüne kadar bu memlekete hizmet etmiş ne kadar devlet adamı varsa, Kasaımpaşalı kabadayılığı içinde hepsini suçladı, bu suçlamadan nasibini almayan kalmadı.

Geriye bir tek Mustafa Kemal Atatürk kaldı…

Bir de onu yapabilse, Anıtkabir’i “İmara” açabilse, o emeline de erişmiş olacak.

Sayın Başbakan…

Biz de “Dilsiz şeytan” değiliz. Gördüklerimizi yazarız, bir kere bunu biliniz…

İkincisi, bunları yazıyor ve millete anlatmaya çalışıyorsak, basın olarak görevimizi yerine getiriyoruz. Siz “Başbakan” sıfatı ile görevinizi yerine getirmeye devam edin, biz de “Basın” olarak görevimizi yerine getirelim.

Bu manada hiç kimseyi “alçaklıkla” suçlamak sizin hakkınız da değil, haddiniz de…

Bunu da açıkça bilesiniz…

Çünkü bizler, sonucu nereye varırsa varsın, haksızlığın ve yanlışların karşısında susan ASLA değiliz ve olmayız da.

Aklıma gelmişken Sayın Başbakan, hani “Duble” yollar yaptığınızdan söz edersiniz ya… Vallahi yaptınız yapmasına da, yaptığınız o duble yollardan, bitirildiği – 10 yıl oldu-  günden bu güne kadar Allah için daha bir gün kilometrelerce “Yol çalışması” olmadan “Duble” gittiğimiz hiç olmadı.

Teknik bir gerekçesi varsa onu açıklayın. Yoksa söyler misiniz, bu yolların “Tamiratından” ve defalarca yapılmasından kimler nemalanıyor?

10 EYLÜL 2012
İBRAHİM PEKBAY

 
Toplam blog
: 1104
: 918
Kayıt tarihi
: 28.01.07
 
 

Emekliyim ama “Tekaüt” değilim. 1961 yılından beri değişik “Anadolu” gazetelerinde yazdım. 1984-8..