- Kategori
- Futbol
“İmparator” düşsel, Fatih Terim gerçek...

Yabancı hayranlığı bizde “prim” yapar!..
Kendimizi, kendimizden olanı, yaşadığımız kentleri, başkalarına benzetmeyi pek de severiz. Futbol da bunun dışında kalamaz. Bir futbolcuyu mu yücelteceğiz, onu hemen bir büyük futbolcuyla özdeşleştirir, adının başına onun adını ekleriz. Bizim futbolcu öyle anılır. Ortaya “montaj sanayi”nin ürünü bir ad çıkar.
Futbolcu adlarıyla kalmaz, “unvan”lar da dağıtırız sağa sola. Bunlardan biri de, “imparator”dur.
“İmparator”, futbol dünyasında, Fenerbahçe’nin eski futbolcusu Oğuz Çetin için de kullanılır, ama Fatih Terim’in vazgeçilmez unvanıdır.
(İmparator, monarşinin ürünü bir kavram. Başkalarını boyunduruğu altında toplar, ilahi bir güce sahip olduğu düşünülür, dinsel özellliği de ön plana çıkar.
Şarkıcı İbrahim Tatlıses’e de “İmparator” dendiğini anımsatalım.)
Neden İmparator?
Kendi alanında “tek”, “geçilmez”, “aşılmaz”dır; onun düzeyin kimse çıkamaz!..
Oysa İmparator, günümüzde “köhnemiş”, “düşsel” bir sözcüktür. Bu unvanı verdiğinizin hükmetme etkisi, günümüzde sınırlıdır. Çünkü ondan “büyük”ler vardır. Konumuz futbol, kişi de Fatih Terim olunca, o “büyük”, Galatasaray yönetimi, daha doğrusu, hükmeden başkandır.
Fatih Terim, “imparator”du, ama Ünal Aysal da başkan...
Ünal Aysal hükmetti, İmparator gitti; Fatih Terim, düşşsel “unvanı”yla baş başa kaldı.
*****
Fatih Terim, Galatasaray’a üç kez geldi; üçünde de “kovulur”, “dışlanır” gibi gönderildi.
Bir teknik direktör niye gönderilir?
(Karşılaştırma ve tanı doğru da...
"İstikrar önemli. 1996'da ben geldiğim zaman Arsene Wenger de Arsenal'e geldi. Ben 2 kez gidip, 3. defa geldim. 5 Lig şampiyonluğu ve UEFA Kupası kazanmama rağmen 2 kez gittim. Arsene Wenger hâlâ görevde. Bu işin ilacı camiada istikrar. Sürdürülebilir başarının formülü bu.")
Kalmada gitmede, başarı başarısızlık aramak boşunadır. Başarı denirse, bu sezon daha yeni başladı, düne bakmak gerekecek.
Galatasaray, son iki sezondur şampiyon değil miydi?
Süper Kupa, Galatasaray’ın müzesine gelmedi mi yoksa?
Galatasaray, ezeli ve ebedi rakibi Fenerbahçe’yi geride bırakmadı mı?
Fatih Terim, Ünal Aysal göre bir “eleman”dı. Bu bakış bile, bir kulüp başkanına yakışmayan, ama “patron”a yakışan bir tavırdı. Demek ki, Ünal Aysal, Galatasaray’ı kendi şirketi sanıyor. Yoksa, niye “eleman” desin ki?
3 Temmuz süreciyle ilgili olarak, yöneticilerin ağzıyla konuşmamak tepki çekmiş midir acaba?
(Sadece bir kez, bir yıl önce...
"3 Temmuz süreci tarihin en enteresan süreci. İnşallah bir daha da böyle bir şey olmaz. (...) 'İnsanların mutsuzluğu üzerine mutluluk kurmam' demiştim. Kendi yöneticilerimizle olan polemikler de dahil birçok cephede savaş verdik. Daha sakin, daha akil bakmaya çalıştım olaylara, ama süreç içinde birçok şeyle mücadele ettik.(...) Ama cephe açmanın gereği yok.")
*****
Fatih Terim, yine Galatasaray’a bağlılıktan söz edecektir.
Hakkı da var.
Bir kulübe, başkanlığı dışında vereceği olmayanlar ile yıllarca o takımda futbol oynamış, teknik direktör olarak görev almış olanlar bir olamaz.
Fatih Terim’in, daha 5. hafta sonunda gönderilmesi hiç de hoş olmamıştır.
Gönderiliş öncesine bakar mısınız?
Fatih Terim, Florya'da antrenmanda, yönetim TT Arena’da toplantıda...
Fatih Terim, görevine son verildiğini basından öğreniyor.
Ne garip!..
Fatih Terim, gönderilmez diye bir yok.
(Zamansız ve “kapris”ler yüzünden gönderilmeler, bana her zaman ters gelmiştir.)
Çoktandır yazılıp çizilenler gerçeğe dönüştü; Ünal Aysal'ın, Fatih Terim’i istemediği gerçek oldu.
(Bir yıl önce...
"Sayın Başkan ile hiçbir problemim yok. Gün geçtikçe birbirimizi daha iyi tanıyoruz. Bu da Galatasaray'ın lehinedir. Zamanlı zamansız benim de gazetelerde okuduğum bazı şeyler yaşıyoruz. Son zamanlarda 'Kime bağlı, neye bağlı?' diye bir tartışma var. Ben Galatasaray'a bağlıyım. Ben Başkan'a bağlı çalışıyorum. Dolayısıyla Galatasaray'a bağlı çalışıyorum. Ben Galatasaray ile yaşıyorum. Teknik direktörden daha öte mesajlar verme hakkını kendimde görüyorum.")
*****
Fatih Terim, eleştirilmez, gönderilmez diye bir şey yok.
Biz de zaman zaman eleştirdik onu. Fatih Terim'in efelenmesini "Onun yapısı öyle" diye hoş görülmesini bekleyenleri de... “Onu çekme, bunu çek” derken, bunu görmezden gelenleri, övgüde yergide “kantarın topunuz”u kaçıranları da... Sözgelimi, Fatih Terim'i eleştirmek için bir gün düşünmek gerektiği söylemek...
Son söz/ler:
Yönetimler, kulüplerle bütünleşmiş olanlara karşı daha saygılı olmak zorundalar.
Kulüpler, kulüplere hiçbir şey vermeyen başkanlarla büyümez!
http://www.facebook.com/turgutcelik
https://twitter.com/#!/turgutcelik