- Kategori
- Futbol
Terim gitti… Sorun bitti mi?

sporx.com
Bir tarih düşelim: Bugün, 24.Eylül.2013, Salı… Öğleden sonra Terim Galatasaray antrenmanına çıktı; yönetti.. Tam bu sırada Galatasaray Yönetim Kurulu toplanarak Fatih Terim’in biletini kesti. Hadi güle güle…Niye?
Tabii, başlarında Fatih Terim olduğu halde Galatasaray takımı sahada çalışırken, bu haberin gazeteciler arasında dolaşması, herkesi biraz tedirgin etti… Belli ki herkes üzüldü. Çünkü Fatih Terim artık adı Galatasaray’la özdeşleşmiş hiç unutulmayacak büyüklerinden biridir… Fakat Fatih her yerde olduğu gibi, her zaman olduğu gibi yine bir “İmparator” gibi davrandı, hesap verirlikten uzak davrandı; son iki sezondur Galatasaray altın günlerini yaşarken; durmadan Derbi maçlarında rakiplerini defalarca yıkarken; Terim’in durup dururken Milli Takım Teknik Direktörlüğünü kabul etmesi; bunun için Galatasaray Yönetiminden izin almaması işleri iyice allak bullak etti.
Galatasaray’ın son yıllarındaki başarılarında kuşkusuz Başkan Ünal Aysal’ın dirayetli tutumunun rolü büyük olmuştur. Başlangıçta Başkan Aysal ile, T.Direktör Terim arasında her şey çok iyi gidiyor gibi görünse de, son zamanlarda bu ilişkilerin koptuğu; hatta bazı sorunlarda çok ayrı düşündükleri belli olmuştur.
Peki, Yönetim’le Terim’in arasını bozan sorunlar nelerdir? Bazı önyargılarda bulunalım…
1. Yönetim, Terim ilişkileri iyi kurulamadı. Yönetim kurulunun aklındaki Takım başkaydı: Terim’in aklındaki başka. Terim kimi önerdiyse, kabul edilmeyip, transferde, Yönetim Üyelerinin kendi önerileri, hevesleri ve değerlendirmeler ağır basmıştır.
2. Bunun için bu yıl alınan büyük transferler takıma oturmamış; dolayısıyla takım dağılmaya başlamıştır. Takıma alınan yabancı oyuncularla, Türk oyuncular arasında çekişmeler başlamıştır. Türk oyuncular takım içinde fena halde azınlığa düşmüşler, yabancıların sesi daha yüksekten çıkmaya başlamıştır.
3.Dünyanın çeşitli yerlerinden, takımlarından gelen futbolcuların aynı takıma kısa bir süre içinde uyum sağlaması olanaksız hale gelmiştir. Takımda, yabancılardan gelen oyuncular kendi oyun stilleriyle takıma uyum sağlayamamışlar. Dolayısıyla Galatasaray “Takım Futbolu”ndan düşmüştür. Artık Galatasaray’ın futbolu öngörülemez olmuştur.
4. Terim’in elinde çok fazla seçenek olması, bir çok kıymetli, pahalı futbolcunun maçlarda kenarda yedek soyunmasına yol açtı. Bunların bir kısmı yeteri kadar üzüldü, fakat belli etmemeye çalıştı. Adamlar eşek yükü parayla alınmışlar, şimdi yedek soyunuyorlar… Bu durum hem oyuncularda, hem yöneticilerde hem de T.Direktörde olumsuz duygular, tedirginlikler yaratabilir ve yarattı da.
5. Ve Galatasaray maç kaybetmeye başladı… Durmadan bereberlikler birbirini izledi. Hele Galatasaray’ın Real Madrit’e karşı (6-1) kaybetmesi; İmparator’un perestijine fena halde dokundu.. Herkes çok üzüldü. Böyle bir şey beklenilmiyordu. Gerçi bu son maçı, Galatasaray’ın Beşiktaş’a karşı (2-1) alması, iyiydi ama çok geçti.
6. O zamana kadar Aysal’la, Terim arasında olumlu geçmesi gereken ilişkiler, giderek bozuldu. Terim kendisini hep “İmparator” zannetti… Hiç kimseye hesap verebileceğini düşünmedi bile. Yönetim Kurulu’nun , Aysal’ın davetlerine gitmedi. İpleri koparmaya hızlı adımlarla yürüdü.
7. Yönetim Kurulu, Aysal Yeni Dönem için Terim’in önüne bir kontrat uzattıkları zaman , onu da sallamadı… İmzalamadı.
8.Federasyonla Milli Takım için ne gibi bir anlaşma yaptığının hesabını da vermedi, vermek istemedi.
9. “Kimse benden hesap soramaz…” Tamam da bir takım böyle yönetilemez…
10. Ünal Aysal’ın iyi niyetli yaklaşımları, davetleri, Terim Hoca’yı uyandırmadı… Ve bitti.
Bilmem bundan sonra taraflarlar,yöneticiler ağızlarını açıp yüksek sesle mi konuşacaklar. Yoksa sessiz sedasız mı bu işi bitirecekler.
Aslında futbolda son zamanlarda her şey çok gürültülü oluyor da ; burada da işlerin sessiz sedasız bitmesi pek beklenemez. Daha gazetelerin, yorumcuların söyleyecekleri çok şey var.
Bakalım gelecek günler Galatasaray için ne getirecek?