- Kategori
- Gündelik Yaşam
“İrtica” literatürden kalktı mı?
Hayda!... İrtica da ne demek kanka? Diyerek boş gözlerle etrafa bakınan bir grup vardır, muhtemelen, öncelikle şöyle bir açıklayayım: “Gericilik” anlamını taşır, bu kelime, lakin son yıllarda yetişen gençlerin bu kelimeyi bilmemeleri pek normaldir; zira artık kullanılmaz oldu!
Dil böyle bir şeydir; canlıdır yani, kullanılmadıkça nefes alamaz kelimeler…
Bu kelime de pek meşhurdu bir vakitler, sekiz-on yıl kadar önce kullanımdan kalktı, gitti!...
Üzülüyor tabii ki insan kullandığı dilden bir kelimenin can çekişip de ölmesine.
Gerici olanlar da kullanmıyor elbette, zira “Gerici” değil de, doğru olan taşı yerine oturttuklarına inanıyorlar ve elbette “İrtica” kelimesinin aslında anlamını pek iyi biliyor olmalarına rağmen kullanmamakta ısrar ediyorlar.
Aslında, bir kelimenin literatürden kalkması, kaldırılması iç acıtsa da, siyasal yaşamın yaşayan bir dil üzerinde dahi bir kelimenin bıçak gibi kesilip, dilden atılması konusunda gösterdiği baskının en canlı örneğidir; en çok da can acıtan tarafı budur!
******
İrtica, laik bir devletin ısrarla gerici düşünen kişiler tarafından yıpratılması için kullanıldı, ve de Türkiye Cumhuriyeti için tehlike arzettiği konusunda hemfikir olunmuştu.
******
İrtica, ki Türkiye Cumhuriyeti’nin laiklik ilkelerine bir saldırıydı; ki o zamanların Türkiye Cumhuriyeti’nin varlık temellerine bir çeşit saldırı, yani bu günün pek tanıdık söylemiyle “Vatana ihanet”, ya da daha da tanıdık olur belki “Türkiye Cumhuriyeti’ne darbe girişiminde bulunmak”!
******
Şimdi… Sekiz-on, on iki yıl öncesine dönelim, isterseniz...
İrtica gibi bir baş belamız vardı bizim; endişeliydik, ne yalan!
Endişelenmekte haksız mıydık?
Yok!
Geldiğimiz yer zaten kendini göstermekte.
******
Kimin zoruna giderse gitsin, Türkiye Cumhuriyeti’nin başı türbanlı eşler ile temsil edilmesini hala kabul edemedim, gitti!
Oysa, göz alışıyor, en fenası zorunlu olarak kabul etme durumunda kalıyor insan, ama… Ne bileyim, yıllar geçti üstünden ama ben hala alışamadım gitti!
******
Literatürden çıkarılsa da “İrtica”, kelime olarak ölüme terkedilse de, dilin yaşadığı kadar zamanı yaşayanlar da var!
Mesela, işi tarihçilere bırakmaya gerek yok; eni-konu ortalama on yıllık bir konu: Hakikaten irtica konusunda endişelenmekte haksız mıydık?
******
Bu konuda alınmaya çalışılan tedbirler şu an için yargılanıyorsa, yani…
Daha fazla konuşturmayın beni…
De… Vatanın satılan arsaları…Türkiye Cumhuriyeti’nin ilkelerine saldırmanın en bürokratik merkezlerden yapılıp da, her hangi bir bürokratın sesinin ve soluğunun çıkamadığı, ki; keza, hiç bir vatandaşın ağzını açacak takatinin dahi kalmadığı dönemlerdeyiz.
******
Aç ayı oynamaz diye bir atasözümüz var, aç ayı oynamaz da, aç insan oynuyor be şekerim, ve de oynatan ayıcı değil, bir bakan!
******
Atatürk için “diktatör” gibi yakıştırmalar yapıldı ya; korkarım bu gidişle Atatürk de yargılanacak!
Kaç yıl alır, allah bilir!
******
Deniz Feneri sanıkları aklandıktan sonra, Allah adına yardım edip de, yardım paralarının başka kanallara aktarıldığını öğrendikten sonra hala susan, hala tepkisini göstermeyen bir halk varsa; irtica kelimesi de ölür gider, topraklar da satılır gider; canı yanıp da üç-beş tepki göstereyim diyenler de kelle-paça gözaltına alınırlar ki; tecacüz eden serbest bırakılırken, insan öldüren on-on beş yıl ceza alırken, ortada hiçbir sebep bulunmayan değerli insanların tutuklu kalmayıp aynı zamanda hücre hapsiyle yıllarının çürütüldüğü ortamda, Aziz Kocaoğlu’nun bilmem kaç yüz yıl ceza ile yargılandığı dönemlerde; “Dindar gençlik yetiştireceğiz” diyen bir başbakanımız var ve ne ilginç ki hiçbir Türkiye Cumhuriyeti savcısı hiçbir müdehalede bulunamıyor!
******
İrtica kelimesini kimseler kullanamaz zaten artık; geriledik gerilediğimiz kadar!
Bu saatten sonra herşey soruşturulacak, Atatürk’de…
Geçim sıkıntısı, maddi yetersizlikler, tarımsal ürünlerde kullanılan kontrolsüz hormonlar, ilaç sıkıntısı, zorunlu sağlık sigortası gibi konuların ayırdında olmayan bir halk var: Bu halkı Allah adı ile çağıran da bir güç var!
******
“İrtica” nın, en az bir PKK kadar zararlı olabileceği konusunda hemfikir olan bir halk vardı, bir vakitler…
Sekiz-on yıl kadar öncesiydi…
İlginçtir; savunanların hemen hepsi gözaltındadır; nasıl bir gözaltıysa, yıllar sürüyor da, hiçbir vatandaşın gıkı çıkmıyor!
Yahu, senin kardeşin, karın, kocan, kızın, oğlun; aynı durumda olsa ne yaparsın?
******
Bir halkı bir tutmak çok zordur; Atatürk bunu başardı!
Atatürk gibi olacağım diyenler çok oldu da; hırslarına yenik düşüp de böyle oldular mı desem, hırslarını birileri kullandı mı desem?
******
Herkes bir şekilde yargılanmaya başladı, şekerim, “Aşk acısı yaşattın bana” diye dava açsam, üç ay içinde sonuçlanır lehime; aynı mahkeme hiçbir delil olmayan birilerine hücre hapsi de verebiliyor ve ne ilginç ve ne tuhaf ki bunca yazılıp çizilmesine, bunca “Resmi anlamda hiçbir hukuka sığmaz” denmesine rağmen hala sağır sultan misali davranıyorsa bir devlet; yani hükümet, “Takla atmak”yerineT.C. Bakanını oynamakla ikna eden vatandaş hiçbir şekilde arınmıyorsa ve dahi bu davranış hiçbir şekilde ceza almıyorsa…
Yapan mı, yaptıran mı?
Vallaha, ne yalan söyleyeyim, en aşık olduğum adam dese ki “Hadi bir oyna karşımda!” Oynayasım varsa da oynamam!
******
Ne fena!
Milletvekillerinin, bakanların bir ağırlığı vardı; bir saygın duruşları vardı, bir saygın söylemleri… Örnek alınasıydılar, öyle sıradan değillerdi, yani… Bir edepleri vardı; halk örnek alırdı!
******
Halk örnek alıyor; yalnızca internetin, medyanın üstüne suç yüklemek anlamsız!
İsimlendirilmeyen bir kelime var: İrtica; ölsün isteniliyor!
Kimse de cesaret edemiyor adını anmaya!
******
Ve… Sessizce… Öyle, kimsesizce… Asılnda endişeyle… Kaygıyla… Namert olmama inancıyla… Allah’a olan inancım benim ve O’nun arasındayken, bunun tam da bilincindeyken; bu hal hal değildir!
******
Birileri yargılanıyorken, mesela adı ifade edilmeyen yasaklı kelime “İrtica” karşıtı olmakla, kim bilir, gün gelir de, hani, devran döner, yani: Bir ilahi adalet vardır ya…
Ve, farkında mısınız; işlerimizi Allah’a havale eder duruma geldik!
Oysa, bir adalet sistemimiz vardı; güvenimizi neden yitirdik?
http://twitter.com/Gulgunkaraoglu
gulgun_2006@hotmail.com