"İşçi Partisi neden hedefte." (II)

İşçi Partisi’nin önderliğindeki  mücadelede  neyi  görüyoruz?..  Ne yapıyor İşçi Partisi?.

Ermeni Soykırımı Yalanıyla Mücadele ediyor. (Ki Soykırım Yalanını artık tüm dünya kabul ediyor.)

PKK Ayaklanmasını önlüyor.

Günümüzde Ulusal Kanal, Aydınlık,Teori, Bilim ve Ütopya, geçmişte 2000’e Doğru, Türkiye Gerçeği, Bora vs. gibi medya organları ile aydınlanmanın önünü açıyor.

Cumhuriyet’le Birliği savunuyor. Öncü Parti Görevini her alanda hayata geçiriyor.

Darbeleri değil Atatürk Devrimlerini savunuyor.

40 yıldır Teröre ve Gladyo’ya karşı mücadele ediyor.

Tabi tüm bunları gerçekleştiren bir devrimci Partinin ve Önderinin hedefte olmaması da düşünülemez. Öylede oluyor.

İşçi Partisi ABD Emperyalizmi’nin ve ülkemizdeki uzantısı olan Mafya-Tarikat-Gladyo üçgeninin hedef tahtasıdır artık. Özellikle son on yılda Eşbaşkanlık görevi ile Türkiye’nin başına oturtulan AKP dönemlerinde İşçi Partisi karşıtlığının en koyu dönemlerini yaşıyoruz.  PKK’sı, AKP’si, bilumum eski solcu dönek takımı, Soros’çusu, Fetullahçısı, MHP ve CHP Parti yönetimleri, satın alınmış medyası hep bir ağızdan İşçi Partisi’ne karşı savaşıyorlar, psikolojik bir harekat içindeler.

Ne yapıyorlar?.

İlk önceleri hep bir ağızdan İşçi Partisini görmezden geldiler, sanki böyle bir Parti yok, sanki bu partinin öncüsü Doğu Perinçek 1973 seçimleri öncesinde Mamak’ta değildi, 1977 seçimlerinde hakkında tutuklama kararı çıkartılmamıştı, 1983 seçimleri öncesinde yine Mamak’a gönderilmemişti, 1987 seçimleri öncesinde Yasaklı duruma düşürülmemişti,1991 seçimleri öncesi hakkında soruşturmalar başlatılmamıştı, sanki 1999 seçimleri öncesi Haymana cezaevinde değildi, yine 2011 seçimleri öncesi Silivri cezaevinde değildi, sanki hala cezaevinde değil..  Bu tür yıpratma taktikleri ile Doğu’nun halkın karşısına çıkıp bunların satılmış yüzlerini teşhir etmesini engellemeye çalıştılar.

Güçleri yetmedi tabi..

2007 yılının 7 Haziran’ında Doğu, Diyarbakır İstasyon Meydanında 20 bin kişiyi toplayıp Devrimci Mücadelesini ve bunların kirli yüzlerini haykırmadı mı?..İşçi Partisi önderliği,  19 Mayıs’larda, 10 Kasım’larda, 29 Ekim’lerde yüzbinleri  birleştirmedi mi, Haziran Direnişinin ilham kaynağı değilmiydi bu yüzbinlerin sokağa çıkması.. “Mustafa Kemal’in Askerleriyiz” sloganı korkulu rüyaları olmadı mı bu işbirlikçilerin?. Fetullah Gülen “Bu Ulusalcı Akımın önünü kesmeliyiz" diye feryat figan etmedi mi?.

Becerebildiler mi, sesini kesebildiler mi devrimci hareketin?.. (Devam edecek)