Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Ekim '11

 
Kategori
Blog yazarları tartışıyor!
 

“Kadına Şiddet” ve Yeni Anayasa Fırsatı…

“Kadına Şiddet” ve Yeni Anayasa Fırsatı…
 

Son günlerin temel gündemi “kadına şiddet” konusudur. Özellikle ulusal medyada konu üzerine ilginç yorumlar yer almakta…

Asıl ilgimi çeken, kadının köleleştirilmesinde tarihi rol üstlenen erkeklerin, kadın istismarı konusunu işlerken, riyakâr davranmalarıdır.

Kendim de dâhil olmak üzere, adama sormazlar mı? “Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu?”

Aslında geçmişten günümüze, meydana gelen kadına şiddet olayların temelinde “erkek egemen” düşüncenin yattığı bilinen bir gerçektir.

Örneğin; Roma ya da Eski Yunan topluluklarına bakıldığında, küçük ayrıntılar hariç, kadına şiddetin temelinde “sahiplenme” ve “erkeklik” unsuru olduğu görülür.

O dönemde Arap toplumunda ise doğan kız çocukları, genellikle babaları tarafından diri, diri gömülerek, cezalandırılırdı.

Yani kadını sahiplenmek, ondan istifade etmek ve istendiğinde bir değer karşılığında (köle olarak) başkalarına satmak…

Ya da diri, diri toprağa gömmek!

Belirtilen zamanda, dünyanın birçok yerinde bu uygulamalar gayet normal karşılanırdı. Hatta karşı duranlar yargılanıp, cezaya çarptırılırdı.

Günümüzde, geçmişe (o günlere) nazaran insan hak ve özgürlükleri konularında hatırı sayılır iyileştirmeler sağlanmış durumda.

Ancak bunlar kendiliğinden oluşmuş iyileştirmeler değil. Zaman içinde, zorlu mücadelelerle elde edilmiş haklardır.

Netice olarak toplumda kadının mevcut yeri, (yaşam düzeyi) geçmişin o kötü koşullarıyla mukayese bile edilemez.

Buna rağmen ekonomileri ve adalet anlayışları evrensel normların altında seyreden ülkelerde, kadına hala sıklıkla şiddet uygulanmakta.

Uygulanan şiddetin şekli bir yana! Asıl önemli olan sorunun temelindeki köhne ve bağnaz “erkek egemen” anlayışın varlığını sürdürmesidir.

Sözü edilen varlığın gerçek mimarları ise; inanç temelli hurafeler, menfaat, bağnazlık ve sadistlik gibi insan benliğine musallat olan hastalıklardır.

Bazen bunlardan biri, bazen de bir kaçı birlikte erkeğin cisminde buluşarak, harekete geçerler ve kadına şiddetin vesilesi olurlar.

Kötülüklerden uzak, kadın ve erkeğin birlikte; eşit ve mutlu yaşayabilecekleri güzel bir dünya artık hepimizin ortak çabası olmalı.

Yoksa bireysel çıkışlar, kısmi iyileştirmeler, yapay tedbirler bilindiği üzere, kadına şiddet sorununa çözüm olmaya yetmiyor.

Bugün ülkemizde, bulunduğumuz noktada “kadına şiddet”in önünü almak için ufukta önemli bir fırsat görülmekte...

Yakında yapılacak olan yeni anayasaya ve bağlı kanunlara koyulacak tedbirlerle, mevcut duruma çekidüzen vermemiz mümkün.

Dileğim; yeni anayasa fırsatının iyi kullanılması ve böylece çağdışı sorunların tümüyle ortadan kaldırılmasıdır.

 
Toplam blog
: 251
: 447
Kayıt tarihi
: 29.12.07
 
 

Emekli; Öğretmen, Yönetici ..