Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Mart '16

 
Kategori
Söyleşi
 

"Kendini tanıyıp, özünü iyi bileceksin!" Pınar Yılmaz ile keyifli sohbet!

"Kendini tanıyıp, özünü iyi bileceksin!" Pınar Yılmaz ile keyifli sohbet!
 

İngilizce öğretmenliği okuyup, atanamamış ve oyunculuğa yönelmiş bir isim.

Ekranların sevilen yüzü, başarılı oyuncu ve model “Pınar Yılmaz” ile bir araya gelerek, hayatta ki tercihlerin ne kadar önemli olduğunu ve insanın kendini keşfetmesinde ki önemi konuştuk.

Oyunculuğa nasıl başladınız?

Aslında İngilizce öğretmeniyim. Mezun olduktan sonra fotoğrafçılık, modellik ve tiyatro eğitimleri aldım. Öğretmenlik de atanamayınca, bir buçuk yıllık tiyatro eğitiminin ardından, önce tiyatro sahnelerine sonra da dizi ve sinema setlerine adım attım.

“Atama” gerçekten birçok öğretmenimiz için büyük bir sıkıntı…

Birçok alanda atanamayan öğretmenlerimiz mevcut. Yaşanan bu durum gerçekten çok zor ve moral bozucu. Baktığımız zaman, Türkiye’de gerçekten çok büyük iş sıkıntısı var. Sadece öğretmenler için, birçok meslek dalı için geçerli bu durum. Bir yandan Türkiye’de yaşam, gün geçtikçe zorlaşıyor ve siz bir şekilde ekonomik açıdan geçinmek zorundasınız. Ben de atanamayınca, Allah vergisi başka yeteneklerimle başka bir meslekte geçimimi sağlayabiliyorum.

Şu an uygulanan eğitim sistemi hakkında neler düşünüyorsunuz?

Annem ve babam da öğretmen. Sürekli sistem değişiyor, ben takip edemiyorum. Bu sürekli değişim, iyileştirme amacında olsa bile, öğretmen ve öğrenci arkadaşlarımızın kafalarının karışmasına sebep oluyor. Ben sürekli yurtdışına gidip geliyorum. Oradaki eğitim sistemine bakınca; çocukların daha küçük yaşlardan ne yapacağı az çok bellidir. Bu çocuklar çok başarılı oluyorlar. Ülkemiz adına, şu an bir geçiş dönemindeyiz. Her şeyin zamanla daha iyi olacağına inanıyorum…

Öğretmenlikten mezun olunca atanamayıp, modellik ve oyunculuğa başlayan biri olarak; insanın kendini keşfetmesinin önemli olduğunu düşünüyor musunuz?

Kesinlikle çok önemli. Önce, kendini tanıyıp özünü iyi bileceksin. İnsan muhteşem yaratılmış bir varlıktır. Yapamayacağı hiçbir şey yoktur. Zaten Allah’ın da dediği budur; sen kapıları zorla, ben sana her kapıyı açarım. Bu yüzden hiçbir zaman ümidi kesmemek gerekiyor.

Yer aldığınız ilk proje hangisiydi?

Aslında çok eskiden öğrencilik dönemlerimde, ETV’de sunuculuk yapmıştım. Daha sonra İzmir’de Müjdat Gezen Sanat Merkezi’nde tiyatro eğitimi aldım. Akabinde, ilk defa İzmir’de tiyatro sahnesine çıktım. İstanbul’a geldiğimde, ilk oynadığım dizi Show TV’de ki “Salih Kuşu’ydu.” Daha sonra TRT1’de “Zengin Kız Fakir Oğlan”da yer aldım. Bu yaz bir sinema filminde yer aldım. Şu an da çekimleri devam eden bir sinema filmim var. Çekimleri devam ettiği için, çok fazla bilgi veremiyorum.

Vizyona girmeye hazırlanan sinema filminizden bahsedebilir miyiz?

“Her Şey Mümkün” filmimizin adı. Çok yakında vizyona girmeye hazırlanıyor. Yazlık yerlerde oluyor çekimlerimiz. Dolayısıyla, biraz dağınık ve koşuşturmacalı bir programımız var. Filmde yer alan başrol oyuncularımıza, yardımcı oyuncu olarak eşlik ediyorum.  Ortalığı karıştıran ve kıskanılan bir kadını canlandırıyorum.

Bundan sonraki işlerinizde, canlandırmak istediğiniz bir karakter var mı?

Bana gelen roller genellikle komediydi. Ki tiyatroda çok fazla dram ve trajedi oynadım. Türkiye’de şu an büyük bir komedi sirkülasyonu var. Özellikle; güzel ama kıskanılan, güzel ama şımarık, güzel ama bir şeyleri hasarlı olan kadınları hep ben oynadım. Bundan sonra; karakter derinliği daha fazla olan, sağı solu belli olmayan, psikopat, katil birisini oynamak isterim. Aksiyonu bol olsun istiyorum.

Bir öğretmen olarak, çocuklarla da aranız çok iyidir. İleride bir gün, bir anne-çocuk rolü gelse, zorlanmayacaksınız demek ki?

Evet. Çocuklarla aram gerçekten çok iyi. Onların psikolojilerini çok iyi biliyorum. İnşallah bir gün böyle bir teklif gelir. Oynamayı çok isterim.

Çocuk oyunculardan beğendiğiniz bir isim var mı?

Mesela, Emir Berke Zincidi. Gerçekten, şu an geldiği konumdan da belli olduğu üzere çok başarılı bir çocuk oyuncu. Bütün Türk halkının da beğenisini kazanmış ve gönlünü feth etmiş durumda.

Öğretmenlik için sabır da gereklidir. Sizin sabrınızı zorlayan durumlar nelerdir?

Benim sabrımı en çok zorlayan şey, hareketsizliktir. Onun dışında ne denirse yaparım. Bu set için de ev için de geçerlidir. Özellikle soğuk bir havada, karavandaysak bu beni mutsuz edebiliyor.

Sıradan bir gününüz nasıl geçiyor?

Yalnız yaşıyorum. Her gün annem ve anneannem ile mutlaka telefonda konuşurum. Her gün mutlaka spor yapıyorum, yemek yapıyorum ve arkadaşlarım ile iletişim halinde oluyorum. Aynı şekilde, her gün yeni bir şeyler öğrenip, işimin üzerine bir tuğla daha koymayı çok seviyorum.

Son olarak, okuma ve yazma ile aranız nasıl?

Okumadan yaşanmaz diye düşünüyorum. Ne kadar çok değişik kaynak okursanız, o kadar çok vizyonunuz gelişir. Kendinizi, alışılmışın dışına zorlarsanız; dünyaya açık bir vizyonunuz olur. Hoşlanmadığım şeyleri bile okumaya çalışıyorum ki dünyadaki gelişmelerden haberdar olayım. Dolayısıyla, hayatın her aşaması bir bütün. Kitaplar da onlara birer anahtar. Kendini güzel ifade edebilen insan, okumuş ve araştırmış insandır. Ben de geçmişte yerel bir gazetede yazarlık yapmıştım. Ayrıca öğretmen olduğum için de, yazma alışkanlığım bir hayli fazla. Şimdi de bu deneyimlerimi, mecralar aracılığı ile aktarmak istiyorum.

 

 
Toplam blog
: 33
: 659
Kayıt tarihi
: 27.07.13
 
 

16 Ağustos 1996 doğumluyum. Bilişim Teknolojileri öğrencisiyim, 5 yıldır profesyonel olarak interne..