Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Şubat '10

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

"Köpeğim olmadan asla!" dedi, evliliği reddetti!

"Köpeğim olmadan asla!" dedi, evliliği reddetti!
 

Marmaris Robinson'u Ümit, Marmaris'te Rus kızı ile. Ama kendisi bir Türk kızı ile evlenmek istiyor.


“<ı>Doluya koymuş, dolmamış. Boşa koymuş nafile. Bir sünger olmuş hayatta. Evin bütün dırıltılarını çekmiş üzerine. ”Bir sıksalar beni, “dert’ler, ırmak gibi akar’’ diyor, yeni Robinson Ümit. Bu ümit, başka ümit, çul çaputtan değil öyle.

Yukarı paragraftaki gibi; Ümit’in hikâyesini yazmıştık, 3 yıl önce, bu blog’larda. Karabaş isimli köpeğine “ hadi len, bohçanı hazırla!” dediğinde, yemek tasını kaptığı gibi arabanın şoför mahalline bir koşu gidip kurulmuş. Sahibi nereye, o da oraya.

Ver elini İstanbul’dan, Marmaris'e. Denize karşı sahilde yerleşmişler. Ümit, o zamanlar 51 yaşındaydı. “İlk önce köpeğim evlensin, sonra ben” diyordu, eski kara kuşak sahibi.

Kendisini dün akşam, ATV ‘de görmeyeyim mi? Esra Erol’un sunuculuğunu yaptığı evlendirme programına dahil olmuş. Azeri kızına talip olduğunda, çiçek saksısını götürüp kucağına koydu. Romantik lâflar etti. Orkestra ile tangolar yaptı. Sonra bir çay içimi masasına oturdular. Sonra da kız tekrar ekrana gelip, fikrini açıkladı “Ben köpek sevmiyorum” dedi. Köpeği olanı ile evlenemem” demesin mi? Ümit’, mosmor oldu. Halbuki köpek onun can yoldaşı. Topladı kendisini “ Köpeğimi terk edemem. Köpek olmadan asla” dedi. Ve salondan büyük bir alkış koptu. O da, onu istemedi haliyle.

Ümidin yaşantısını biliyorum zaten. TV.ye bağlansaydım, o Azeri’yi, ikna ederdim, kendisi istemedi. Bir ara telefonla görüştük. “Buradan yardımcı olayım, dedim, yaşantını biliyorum” dedim, istemedi. Neymiş efendim, blogda kendisini hicvetmişim, gırgır yapmışım. Biz ne demişiz ilk bloğumuzda “ Bakmış ki Ümit Özoğlu, bu aklın cebe konacak yanı yok. Böyle dırıltı zırıltı içinde yaşamaksa nafile. Köpeği ile birlikte<ı> baş başa verip, bir karara varmışlar: ’’Evden tüymek!” diye yazmışız. Devamla da “ Bu tüyme işinde en çok köpek hevesliymiş. O gidişte, kurulduğu şöför mahallinden dönüp, arkasına bakmamış bile. “Kör olasıca seni” diye seslenen olmamış.

Onun köpeği Labrador cinsi. Çevre temizliğini, sahibi gibi gözetiyor. Bir çöp bulsa yerde, getirip sahibinin önüne koyuyor. Her gün, 10 Km. yürüyorlar beraber. Denizde yarım saatlik yüzdükten sonra kahvaltı öncesi yer hareketleri yapıyorlar.

Şimdilik ‘’İki’’ kişilik aileler. Arabasının arkasını süper market yapmış. Buz dolabından, çamaşır makinesine.TV.den bilgisayara kadar her şey var. Karabaşın bayramlık kıyafetleri, kışlık ve yazlıkları ile makyaj malzemelerinin bölümü ayrı. Tırnak makası ve ojeleri ayrı ayrı. Banyo bornozu bile var. ’’Biraz da bu hayata özlemim vardı. Hormonlu insanlardan bıktıydım ayrıca’’ diyor. Nasıl ki; bir istiridye, kabuğundan ayrılmaz , birlikte yaşar, bunlar da şimdilik birlikte yaşayacaklar. Şimdi iki erkekler. Boylarına, postlarına, huyları ve sularına göre bayan arıyorlar. Evlenip çoluk çocuk sahibi olacaklar. Planları bu! Bir ev kaçkınları ki, deme gitsin!..

Biz üç yıl önce Marmaris’ te tanıştığımızda, deniz kenarına getirmişler arabayı. Tenteneler yapmışlar. Kumsalda üstsüz kadınlar. Püfür püfür esen rüzgâr. Üüühh! Yan gel Osman. Arabanın şoför mahallinde karabaş’ın yatağı. Kendisi de arabanın içinde yatıyor. Her sabah ‘’Rodrigo’nun gitar konçertosu’’ ile uyanıp güne başlamak güzel. Karabaş’ın konçerto ile arası iyi değil. İhtiyaç için çalılıkların dibine gittiğinde oradan dinliyor. Tuvalette konçerto dinlemek(?!)

İki kafadar, hayatlarını yaşıyorlar. Çat kapı bu gün Marmaris’se, çat kapı bir gün Gökova’ dalar. Bakarsınız bir gün Amasra olur bu. Sonra Bartın. Mavi mavi uzanan bir dünya var önlerinde. Mavilikler onların. Düşleri bile mavi onların. Hülyaları da. Ama, blog’dan da duyuruyorduk arkadaş bekâr diye. Blogcu arkadaşlar, konu komşusuna sormamış anlaşılan. Şimdi TV. lerden medet ummuş. Ümit Beyin istediği; kadın, köpeğini sevmeli, Tarzan’ın Jane’ ni gibi kafa dengi olmalı, seyahati sevmeli. Hepsi bu. Adamın evi var, işi var ayrıca.

Bu bloğumla Ümit Beyin bu hikâyesini yazınca, yorumlar gelmiş. Sevgili Bülent Göncü diyor ki “ Yazınızla biz çılgın Türkleri karavancılığa azmettirmekten hüküm giyeceksiniz” diyor. Sevgili Yekruseha “ Bazen düşlerim. Bir bilet al en uzağa git, geri dön. Bir sırt çantası, bir de sen!” İzmir Mavilim “ Mavilikler hiç bitmesin” demiş. Bir başkası da “ Tam düşlediğim hayat. Moto-karavan alıp tatillerde Robinson olmak istiyorum” demekte. (İsmini veremem. Ambargoluyum) Bizim Bayram da, “yazdığınızı en çok ben yaşamak isterim” diyor. Ama, TV’deki Azeri kadın ne diyor? “ Ben, köpek, möpek istemem” diyor.

Ne denir? Ört ki, ölem!

 
Toplam blog
: 1616
: 918
Kayıt tarihi
: 13.08.06
 
 

Hayatın dikenli yollarından geçmenin  sırrı, aralarından çabuk geçmektir. Ümit, naylon çorap giyd..