- Kategori
- Blog
(MB) ile tanışmamızın dördüncü yılına bir adım kala...

Milliyet Blog'la tanışmamızın, dördüncü yılını tamamlamak üzereyiz. Bu uzun sürede yanlızca yüz blog yazmışız. Bu da ayda iki bloga denk geliyor ki, diğer blogerlere baktığımda az sayılır. Zaman hızla akıp gidiyor, işten gücten zaman ayırabildiğmiz kadar ilgilenmeye gayret ediyoruz.
İşten gücten bahsedince kendime ne kadar az zaman ayırabildiğimi anladım,öyleyse;
Madem bugün günlerden pazar, ben de kendime izin verdim, ciddi konulardan uzak durmak için. Hayatımızda her şeyi ciddiye almaktan, relaks olmayı bir türlü beceremedik.
Avare avare dolaşmayı, salaş yerlerde oturup demlenmeyi, baharla canlanan tabiat anaya, hoş geldin yürüyüşleriyle, selamlamayı bile beceremedikten sonra, istediğin kadar ciddi ol ne yazar.
Hayatının en güzel anlarını yaşamadıktan sonra, lacileri çekip, o toplantıdan, o toplantıya, koş koşabildiğice, nereye kadar. Kaç yazar ciddiyet.
Arabanın bagajında olta takımın yoksa, Arnavutköy Bebek arasında veya Kanlıca, Çubuklu'da olta sallıyanların, relaks oluşunu anlaman da mümkün değil. Boğazın havasını, martıların balıkçının oltasındaki balığı kapmak için yaptığı pikeyi, rüzgarda süzülmelerini nereden bileceksin. Varsa yoksa ciddiyet, içimize işlemiş ciddiyet.
Eline hiç budama makası aldın mı? Ya da mevsim çiçeklerini birkaç saksıya diktin mi? Toprağın kokusunu duydun mu? Duymadınsa çok şey kaybettin, ciddiyetin yüzünden!
Evet, bugün günlerden pazar, tatilddeyiz.
Hepinize iyi hafta sonları.