Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Ekim '07

 
Kategori
Haber
 

"Miatlı evrak" gibi

"Miatlı evrak" gibi
 

Askerlik görevimin bir bölümünü <ı>“Bölük yazıcısı” olarak ifa ettim. Yazıhaneye ilk adımımı attığımda<ı>, ”terhise hazırlanan yazıcı” bana anlatmaya başladı. Yapacağımız iş, açıkçası çok da zor bir iş değildi. Hele benim gibi sabahtan akşama sivilde benzer işlerle uğraşan biri için.

Anlattıklarının bir bölümünü de <ı>“Not al” uyarısı ile yazdım bir kenara. Sonraki günlerde <ı>“Miatlı evrak” dikkatimi çekti. Benim mesleğimde <ı>“Miatlı eşya” diye bir tanımlama vardı. Devlet bize, elbise, ayakkabı ve benzeri giyim ile hurç, karyola gibi kulanım eşyaları verir, üzerimize zimmetler bir süre sonra, yani <ı>“miadı dolunca” da tekrar geri istemezdi.

Askerlikte de <ı>“miatlı evrak” vardı ama <ı>“miatlı eşya”ya hiç benzemiyordu. Günü gelince o <ı>“Evrak”ların mutlaka ilgili yerlere gitmesi gerekiyordu. Çoğu zaman da bir öncekinin aynısı yazılar, ama altındaki imzalar değişebilerek…

Nerden geldi aklına, neden gerekti böyle bir giriş yazıma derseniz, zaten oraya geliyorum.

Amerika’da da <ı>“Miatlı evrak” benzeri bir evrak var. Adına sözde <ı>“Ermeni soykırımını tanıma tasarısı” deniliyor.

Bildiğiniz gibi, Amerika’da siyasetinde, seçileceklerin bazı yerlerden, kayıt altında alınmak ve belli miktarı geçmemek kaydıyla “Maddi yardım” almaları söz konusudur.

Yani, Amerikalılarda öyle <ı>“Vatan, millet, Sakarya” gibi duygular yoktur. Hepsinin de bir bedeli vardır, bastırdınız mı parayı, istediğinizi satın alırsınız. O nedenle de <ı>“Amerikan Kongresi” denilen yerde oturanların da bu anlamda satın alınabilecekleri bir değerleri var, bir başka anlatımla, parayı almışlar ve oralarda <ı>“satılmışlar kongresi” üyelerini olarak otururlar…

Amerika’da bu böyledir.

Şimdi satılmışların bulundukları ve <ı>“Kongre” denilen yerde oturanların aldıkları benzer kararların, Türkiye için ne gibi bir etkisi olabilir ki?

Onları <ı>“kongrelerinde” alınan kararlar, bizim ülkemizde <ı>“geçerli” mi oluyor?

Öyle bir şey yok. Satıldıkları kesimin <ı>“histerik” duygularını tatmin etmek için her sene bu şekilde <ı>“Miatlı evrakı” ortaya getirirler ve satıldıkları kesimin <ı>“Histerik” duygularını tatmin ederler, bedel öderler yani…

Diyelim ki onlar <ı>“Satıldıkları yerlere ve kişilere” hizmet olarak geri ödeme yapıyorlar. Bize, yani Türkiye’ye bu işin etkisi nedir?

Elbette ki <ı>“Yasal” bir etkiden söz etmek mümkün değil.

O zaman <ı>“derdimiz” ne ki?

Bu soruya memleketim Kayseri’nin bir deyişi ile cevap vereyim kısaca. Derler ki bizde <ı>“Aşığın denesi on para, ütüldüğüme yanarım.”

<ı>

Bir başka ifade ile, uluslar arası platformda bizi <ı>“Soykırım” yapan ülke olarak tanıtmak ve Ermenilerin bize karşı uygulamaya sokmak istedikleri <ı>“Manevi baskıyı” devam ettirmektir. Birilerini ve hatta ülkemiz içinde bir kısım insanları da buna inandırarak önce <ı>“Siyasi üstünlük” elde etmek, arkasından da <ı>“Tazminat” taleplerini gündeme getirmek.

Bu durum sadece bugün yaşanan bir durum değildir. Yıllardır <ı>“Miatlı evrak” gibi gündeme gelir ve gider. Gariptir ki Türk Hükümetleri de bunu önlemek için canla başla çalışır, kapı önlerinde bekler duru.

Oysa…

Türk Hükümetleri olarak bu türden karar alan ülkelere karşı aynı şekilde davransa, çıkarlarını zedelese, hiç biri bir daha yerinden bile kıpırdayamayacaktır.

Ama neden yapılmaz veya yapılamaz, aklım da bir türlü almıyor.

Örneğin Fransız devletine karşı soykırım kararı alınabilir. Amerikalılara karşı da soykırım kararı alınabilir. Onların yaptıkları soykırımların neticeleri açıkça ortada duruyor. Onların parlamentoları var da bizim yok mu?

Üstelik dediğim gibi, o ülkelerin yaptıkları soykırımlar <ı>“Kabak” gibi ortadayken…

Osmanlı İmparatorluğu, birinci dünya savaşı sırasında <ı>“Arkasını dolanan” Ermenilere karşı haklı olduğu tedbirleri almıştır. Bu arada da bazı olaylar yaşanmıştır. Peki, ya Ermenilerin yaptıkları katliamların hesabını kim verecek?

Aslına bakarsanız, bu günün Türkiye’sinde milletin ERMENİ vatandaşları ile bir sorunu yoktur. Hatta şunu da söyleyebilirim ki, Ermenistan’da yaşayan Ermeniler ile de bir sorunu yoktur.

O zaman olay nedir?

İç siyasettir gülüm, iç siyaset. Bir de dediğim gibi bazılarının <ı>“Histerik duyguların” tatmin etme ve <ı>“Satıldıkları” miktarın bedelini ödeme çabasıdır.

Şimdi Amerika’da bu kararı alan ve olumlu oy kullananlara <ı>“Hadi oradan maskaralar” demekten başka yapacağımız bir şey yok. Arkasından aynı tasarı <ı>“Kongre” den de geçerse onlara da <ı>“Hadi oradan maskaralar” diyorum.

Bir kez olsun <ı>“Tikine durarak” karşı yaptırım uygulasak, işin arkası kesilecektir ama nerede o hükümetler?

Vay babam vay… Ermeniler, kendi yaptıkları katliamları örtme çabasındalar. Tarih ne çabuk unutuldu? Bakû’de Ermeniler tarafından katledilen Türklerin mezarları orada duruyor. Gören yoksa, gitsin görsün…

Ülke olarak bir <ı>“Miatlı evrakın” peşinden bu kadar niye koşuyoruz, biri çıksa da anlatsa bize…

12 EKİM 2007

<ı>

<ı>NOT: Yazıma eklediğim fotoğraf… Kars’ın Subatan köyünde Ermeni katliamının feci bir örneği: Kadınlar, çocuklar; annelerinin karnından çıkarılan bebekler (25 Nisan 1918)… Bu fotoğrafı TSK’nin internet sayfasından aldım…

 
Toplam blog
: 1104
: 918
Kayıt tarihi
: 28.01.07
 
 

Emekliyim ama “Tekaüt” değilim. 1961 yılından beri değişik “Anadolu” gazetelerinde yazdım. 1984-8..