- Kategori
- Kitap
“Okuma Alışkanlığı” nasıl kazanılır?

Kitaplar sessiz öğretmenlerdir.(Gallius)
Okuma alışkanlığının temeli ailede atılır. Her şey anne ile evde başlar. Okulda devam eder. Okuma alışkanlığı “çocukluk döneminde” kazanılır. 0-6 yaş döneminde çocuklara okuduğumuz hikâyeler, çocukların kitaplara karşı olumlu tutum kazanmalarını sağlar. Çocuk kitapları nasıl kullanacağını, ne amaçla okuyacağını, kitaplara zarar vermemesi gerektiğini öğrenir.
Bebek annesini – dakikalarca – süt emerken onu elinde bir kitap, gazete veya dergi okurken görürse, gece uyumadan önce de annesinin masal veya hikâye kitabını okumasını dinlerse, okuma alışkanlığının ilk dersini almış olur. Babasını da akşamları gazetesini veya kitabını okurken izlemesi, abla veya ağabeyinin kitaplarla meşgul olduğunu görmesi, onun için okuma alışkanlığının başlangıcı sayılır. Çocuklarınız için bunları hiç yaptınız mı?
Bizler anne ve baba olarak, elimizden düşürmediğimiz akıllı telefonlardan, karşısında bizleri esir alan televizyondan ve evde bireyler arasında iletişimi yok eden internetten vakit bulursak, çocuklarımıza kitap, gazete veya dergi okuma alışkanlığını verebilir miyiz? Elbette. Neden olmasın? Yeter ki, isteyelim.
Alışkanlık çevreyle edinilir. Çocuğunuzun yanında kitap, dergi veya gazete okur musunuz? Anne - babaların yaşadıkları örnek, her zaman önerilerden çok daha etkilidir. Çocuklar örnekleri uygular. Kitap okumayı seven anne–babalar, çocuklarında da “okuma sevgisi” uyandırırlar. Erken dönemde“okuma alışkanlığı” kazanan çocukların, kelime hazinesi ve düşünme yeteneği artmakta, buna bağlı olarak “yaratıcı zekâ, dinleme, konuşma yeteneğinin geliştiği” belirtilmektedir.
Okul öncesinde çocukların, rakamları ve harfleri tanıyarak, kapı numaralarını, araba plakalarını, sokak levhalarını okumalarını cesaretlendirilmelidir. Onlardan övgüyle bahsedilmesi, okuma alışkanlığının daha o yaşlarda yerleşmesine neden olur.
Okuma alışkanlığı,yaşam boyu sürekli ve düzenli bir biçimde olmalıdır. Okumanın zevkine varma bir beceri işidir. Okuma alışkanlığının kazanılmasında, evde aile ve okulda öğretmenlerin rolü büyüktür. Anne ve baba olarak tutum ve davranışlarınızda, çocuklarınıza “örnek” oluyor musunuz? Çocuklarınıza destek çıkıp, onlarda okuma alışkanlığının gerçekleşmesini sağlayabiliyor musunuz?
Okumayan, çocuklarının okumasına destek olmayan anne-babaların çocuklarının gerçek anlamda okuma alışkanlığını kazanması beklenemez. Anne-babanın mesleği, eğitim ve ekonomik düzeyi bu alışkanlıkların kazanılmasında etkilidir. Ancak, küçük yaşlarda çocuklarınıza zaman ayırarak, onların ilgi düzeyi ve yaşlarına uygun çizgi romanlar, masal kitapları veya dergiler okumasını sağlayabilirsiniz. Bugüne kadar yapmadıysanız, hemen başlamanızı öneririm.
Çocuğun yaşına ve gelişim düzeyine uygun kitap veya dergilerin eğlendirici ve aynı zamanda öğretici olmasına, dilinin yalın olmasına, içeriğinin de üzücü olmamasına dikkat edilmelidir.
Mümkünse evde çocuklar için “farklı türde kitapları içeren bir kitaplık” oluşturulabilir. Haftanın bir gününde, belli bir saatte “ailece kitap okuma saati” düzenlenebilir. Hele okul dışı zamanlarda, daha çok okumaları önerilmelidir.
Kitapçıya giderek, çocuklarınızın ilgi alanlarına göre, onlarla birlikte hiç kitap veya dergi seçtiniz mi? Onları ödüllendirirken, kitap veya dergi ilk sırayı almalıdır.
Bazı yargıçların, ufak kusur ve suçlarda “kitap okuma cezası” verdiklerini – tabii okuyorsanız- gazetelerden öğrenmişsinizdir. Bana göre en güzel ceza(!).
Sabahtan akşama kadar dükkânda müşteri bekleyen esnaf, iş yeri sahibinin kitap veya dergi okuyacak hiç mi zamanı olmaz? Neden okumazlar ki? Kitapların pahalı olmasından demeyiniz. İstenirse kütüphanelerden de alınabilir. O halde niye okumuyoruz? Yanıtı basit. Okuma alışkanlığımız yok! Zamanını okuyarak geçiren bir toplum değiliz. Dedikodu yapmak daha mı güzel?
Gazete, dergi veya kitap okuma yerine, maalesef “TV dizileri” ve “evlilik programları” ve internet tercih ediliyor. Günümüzde internet ve TV ile geçirilen zamanı düşünürsek, okumaya ne kadar zaman kalır acaba? “Severek okunan bir kitaptan alınan zevki” hiçbir internet sitesi veya TV programı veremez kanısındayım.
Okullarımızda öğrencilerin kitap okuma alışkanlıklarının yerleşmesi için - onları ödüllendirme yoluyla – “en çok kitap okuyan öğrenci”, “kitap kurdu” ve benzeri yarışmalarla teşvik etmek gerekir. Öncelikle, öğrencilere “kütüphaneyi aktif kullanılma alışkanlığı” benimsetilmeli; her öğrencinin her ay en az bir kitap okuması teşvik edilebilir. Öğrenciler sadece roman ve hikâye türü kitaplara değil, gezi, biyografi, anı, araştırma ve kişisel gelişim, deney türü kitaplara da yönlendirilmelidir.
Sınıf panolarında“ seviyelerine göre okuyabilecekleri kitapların isimleri” öğretmenlerce listelenebilir. Okullarımızda, eğitici kol çalışmalarında çıkarılan “duvar gazeteleri”nde öğrenciler okudukları kitaplarla ilgili yazılarını, arkadaşlarıyla paylaşabilirler.
Öncelikle iyi bir okuyucu olarak, öğretmenler öğrencilere örnek olmalı, temel okuryazarlığın okuma alışkanlığına dönüşmesi gerektiğini açıklamalıdır. Kitap okumanın öğrenim sürecinin bir parçası olduğu ve yaşam boyu sürmesi gerektiği öğrencilere ve velilere anlatılmalıdır.
Gallius’’un, “Kitaplar sessiz öğretmenlerdir.” demesi boşuna değil. Kitap okudukça yaşamınız daha çok anlam kazanır. Yaşamı daha iyi algılar, karşılaştığımız sorunları daha kolay çözebiliriz. Kitap insan kişiliğini, karakterini ve doğrularını tanıtacak, geleceğe yeni ufukların açılmasını sağlayacaktır.
Bu yazımı sonuna kadar okuduysanız, “okuma alışkanlığınız” var demektir.
Sevgiyle kalın. Saygılarımla.
Ali İhsan ÖZÇAKIR
Emekli MEB. Bakanlık Başmüfettişi