Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

15 Ocak '08

 
Kategori
Haber
 

"Ölmek" ve "öldürmek" üzerine

"Ölmek" ve "öldürmek" üzerine
 

Fotoğraf: Doğu'da bir sınır kapsında çalışma arkadaşlarımla...


Ülke(m) için sadece “ölmek” veya “öldürmek” çözüm mü?...

Eğer bir insanın beyni tüm fonksiyonları ile çalışıyor, aklı ve fikri varsa bu soruya “Evet, çözümdür” demesi mümkün mü?

Eğer “ölüm” veya “öldürme” tek başına bir çözüm olsaydı, bilebildiğimiz tarih içinde kurulan ve bu gün yok olan birçok devlet ve millet, halen var olurdu.

Ne “dini inançlarımız” içinde ne de sosyal inançlarımız içinde tek başına “ölüm” ve “öldürme” eylemlerinin çözüm olmadığı apaçık ortadadır.

Bundan önceki bir yazımda da vurguladığım gibi, Atatürk’ün “Yurtta sulh, cihanda sulh” söylemi ve ilkesi, tek başına “ölüm” ve “öldürme” eyleminin çözüm olmadığını ortaya koyması bakımından önemli bir söz niteliğindedir.

Ancak, yaşadığınız toprakları ve o topraklar üzerindeki milletinizi savunmak için bundan başka bir çözüm yoksa işte o zaman “vatan görevi” olarak kabul ederiz, hem “ölürüz” hem de “öldürürüz” ki, çare artık kalmamıştır.

Diğer taraftan, eğer size karşı topyekûn saldırı yoksa vatanı kurtarmak ve milletimin sağlık, esenlik ve ekonomik zorluklar çekmeden, gelecek kuşaklara daha iyi “vatan” şartlar bırakmak için “ölme” ve “öldürme” eyleminin dışında da yapılacak çok şey vardır.

Tekrar etmekte yarar görüyorum…

İnsanlara karşı göstereceğiniz saygı, sevgi, muhabbet, merhamet ve adalet, başarının temel kuralıdır…

İnsanlara karşı göstereceğiniz saygı, sevgi, muhabbet, merhamet ve adalet kadar toplum içinde değeriniz vardır.

Demek oluyor ki “saygı, sevgi, muhabbet, merhamet ve adalet” duygusu, her şeyin başında gelmektedir. Bu duygulardan yoksun olan kişinin “başarılı” olması veya toplum içinde “değer” kazanması olası değildir.

İşte bu duygularla “Vatan” ve “Millet” için başlayacağınız her işi sonlandırmanız olasılığı vardır. Aksi halde sadece kendinize çalışmış olursunuz. Onun da ne kadar “Vatanınıza” ve “Milletinize” katkı sağlayacağı kuşkuludur.

Değerli bir kardeşim, bir yazımdaki görüşüme karşılık “Vatanseverlik, insandan, toprak sevgisinden kopuk, sadece askeri bir efsane ve ölmeyi, öldürmeyi yüceltmeyi vatanseverlik diye yutturuyor. Bu dolmaları sizler yutabilirsiniz ama başkalarından beklemeyin. Hizmetin tek yolu ölmek, öldürmek değildir. Yaşadığınız toprağa ve insana başka şekillerde de hizmet verilir” diye eleştiri de bulunuyor.

Eleştiriyi yapan kardeşimizin “temel fikrine” elbette katılıyorum ve “ölme” ve “öldürme” eyleminin de dışında ve hatta daha çok, ülke ve millet için yapılacak çok şey var.

Eleştiride bulunan kardeşimizin yaşı kaçtır, bilemem… Elbette ki o da kendince ülkesine ve milletine hizmet etmiş ve etmeye de devam ediyordur. Elbette ki “vatana hizmet” kimsenin tekelinde değildir.

Ben kendi adıma konuşursam, geldiğim yaşıma kadar ülkem ve milletim için üzerime düşen görevleri, yukarıda iki cümle halinde belirttiğim temel düşüncemle yerine getirdim.

Temel düşüncem ile birlikte önce “okudum” ve cahil kalmadım. Çünkü ülkemin “okumuş” insanlara ihtiyacı vardı.

Asker olarak 1967 yılında yarım kalan “Kıbrıs harekâtına” katıldım.

Ülkemin yeşillenmesi için 15-20 yıl içinde, gücümün yettiği (Bedelini ödeyerek aldığım, aldırdığım fidan sayısı bir milyonu geçmiştir) kadar ağaç diktim, diktirdim, dikilmesine neden oldum. O fidanlar bu gün yerinde koca koca ağaçlar oldu.

Doğu ve Güneydoğu bölgemizde, insanların mutluluğu için uğraşlar verdim. Orada yaşayan insanlarımızın en azından “ekonomisinin” gelişmesi için gayret gösterdim.

Kendi memleketime (Doğum yerime) “yerel yönetim” bazında karınca kararınca hizmetim geçti…

Ayrıca… Tam 45 yıldan bu yana yazılarımla “doğru”larımı (aksi kanıtlanınca inada kaçmadan) savundum ve savunmaya da aralıksız devam ediyorum.

Yani “ölme” ve “öldürme” fikrinin dışında da çok şeyler yaptım ülkem ve milletim için.

Ömrümün şimdi 62. yılındayım ve daha önümde bana göre 40 yılım var ve elimin erdiği, gözümün gördüğü, gücümün yettiği sürece de bu çalışmalarıma devam edeceğim.

Hiçbir şeyi “yutmadan” ve kimseye de bir şeyleri “yutturmaya” kalkışmadan. İnsanlara karşı saygı, sevgi, merhamet, muhabbet ve adalet anlayışından bir milim bile sapmadan.

Ama “yutturmaya kalkışanlarla” karşı da mücadele vererek…

Bu arada “intellectus” ne anlama geliyor, onu da bilmiyorum doğrusu. Onu da cehaletime verin lütfen…

15 OCAK 2008

 
Toplam blog
: 1104
: 918
Kayıt tarihi
: 28.01.07
 
 

Emekliyim ama “Tekaüt” değilim. 1961 yılından beri değişik “Anadolu” gazetelerinde yazdım. 1984-8..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara