Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Ağustos '08

 
Kategori
Haber
 

“Putin, Ankara’ya soğuk…”

“Putin, Ankara’ya soğuk…”
 

www.milliyet.com.tr'den


Yazıma başlığı Milliyet İnternet sayfasından <ı>“İzinsiz” olarak aşırdım… Bağışlasınlar lütfen...

İlgimi çekti…

Gerçi ana haber bültenlerinin hem önünden, hem ardından izlediğimiz <ı>“Hava durumu” bilgilerine göre henüz Rusya’da soğuklar başlamadı, kar da yağmadı ama bu Putin’in soğuk soğuk Türkiye’ye bakması neden, anlamadım doğrusu…

Hani <ı>“Soğukluğu” havalardan geliyor desem değil…

Oysa biz onu, Bodrum’un ünlü otelinde, şimdi de Başbakan’ın kaldığı villada tatil yaptırmış, ısıtmış ve ülkesine göndermiştik de…

Demek ki daha Bodrum’un havası yeterince ısınmadığı bir zaman gelmiş gitmiş, tam ısınamamış…

Şimdi de Rusya’dan bize <ı>“Soğuk havalar” gönderiyor, öyle anlaşılıyor…

İşin şamatası bir tarafa…

Demek oluyor ki dış politika denilen şey, öyle <ı>“Putinciğim” “Silvocuğum” gibi cümleler ile olmuyor. Dış politikada <ı>“…cığım” ve<ı> “…cuğum” eklentilerinin kıymet-i harbiyesi yok…

Yeri geldi mi, ülke çıkarı ön plana çıktı mı, insanlar <ı>“Taş” gibi olurlar ve <ı>“Soğuk hava” üflerler yüzünüze doğru…

Ne yazık ki Türkiye olarak, Türk Milleti olarak AKP hükümeti ve özellikle Başbakan ile bu tavırlar çok izledik, izlemeye de devam edeceğiz, alışacağız belki de… Daha doğru bir ifade ile alıştırılacağız…

Amerika’nın Irak’a saldırdığı zaman da, İsrail’in Filistin’e saldırılarına devam ettiği zaman da, İran’a kafa tutmaya devam ettiği zaman da, Kıbrıs Rum kesiminin AB üyesi olduğu zaman da hep bunları yaşadık…

Kendisinin <ı>“Köklü” bir dış politika yaratamadığını bir tarafa bırakalım, bulunan dış politikaların da kökünü kazıyan iktidar partisi, aradığı zaman uluslar arası platformda dilediğine ulaşamıyorsa, bunda bir eksiklik var demektir.

Hep <ı>“Abi…” havasında gezdiği dış gezilerde, demek ki ayağa getiriliyoruz.

Putin’in <ı>“Soğuk” davranışı, aranmasına rağmen geri dönüş yapmaması, dikkate almaması bunun sonucudur.

Oysa…

Gerek Avrupa ülkeleri ile, gerekse Amerika ile batıya doğru ne kadar dikkatli dış politika izlenmesi gerekiyorsa, aynı önemde Ortadoğu ülkeleri ve Asya ile de aynı oranda dış politika izlenmesi, Türkiye açısından son derece önemlidir.

Hatta…

Kafkas ülkeleri ve Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği’nin dağılması ile ortaya çıkan ve özellikle <ı>“Türk soyundan” gelen ülkelerle dış ilişkiler daha da önemli…

Ne yazık ki Türkiye, dış siyasette bunu <ı>“Hakkıyla” başarabilmiş değildir.

Hep bazı ülkelerin dolduruşuna gelmiş, karşısındaki ülkelere güven verememiş, onların arkasında olamamıştır.

Elbette ki <ı>“Arkasında olabilme” veya <ı>“Güven verme” tek başına söylemlerle olabilecek şey değildir. Güçlü bir ekonominin yanında, yine güçlü bir dış politika oluşturmak, taviz vermeden uygulamakla olur…

Ne yazık ki bizde ikisi de var olan şey değil.

Kızılay kanalıyla TIR’lar dolusu malzemeyi göndermekle destek olunmaz. Lafla ise hiç olunmaz, icraat gerek…

Bu söze<ı> “Savaşa mı girelim onlarla…” diyebilirsiniz…

Hayır, savaşa girmekle ilgisi yok, savaşı başından önlemek için gerekli çabayı savaş başlamadan, gelecekte ortaya çıkacak olayların kokusunu iyi alan bir dış ilişkilerle ilgisi var…

İşte bu ilginin adıdır <ı>“Dışişleri Bakanlığı”nın mevcudiyeti…

Bu gidişle de olacağa benzemiyor zaten Sevgili Tayyip’ciğim kardeşim… Ağaçlı yolda yan yana yürümeye de benzemiyor…

<ı>12 AĞUSTOS 2008

 
Toplam blog
: 1104
: 918
Kayıt tarihi
: 28.01.07
 
 

Emekliyim ama “Tekaüt” değilim. 1961 yılından beri değişik “Anadolu” gazetelerinde yazdım. 1984-8..