Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Aralık '11

 
Kategori
Siyaset
 

"Şike"de Ömer Çavuşoğlu haklı çıktı!

"Şike"de Ömer Çavuşoğlu haklı çıktı!
 

Resim internetten alınmıştır.


"Fanatik Fenerbahçeli Yazar" lakabıyla ekranlardaki spor tartışma programlarının konuğu olan Ömer Çavuşoğlu'nu Şike Kanunu'nun ilk kabulünden hemen sonra sıcağı sıcağına bu kanunla ilgili engin tecrübesine ve ferasetine (!) başvurulmak üzere bir haber kanalında izledim...

Kanun, üç partinin ilginç, ilginç olduğu kadar da şaibe kokan ittifakıyla alelacele hazırlanmış, kabul edilmiş ve Cumhurbaşkanı'nın onayı için Çankaya'ya gönderilmişti...

Cumhurbaşkanı'nın kanunla ilgili itirazları henüz gündeme gelmediği için şimdiye kadarki uygulamalardan, onaya kesin gözüyle bakılıyordu...

Yani iş bitmişti... Kapalı kapılar arkasındaki gizli ve bir o kadar da kirli olması muhtemel pazarlıklar meyvesini vermiş, "şikeciler" ve "şikeseviciler" büyük bir zafer kazanmışlardı.

Duygusal bağlılıklarla milyonları, Spor Toto, Loto ve diğer bahis oyunlarıyla milyon liraları ilgilendiren futbol sektörü, her sezon konuşulan şike ve teşvik primi iddialarıyla şaibeli hale gelmişti. Daha 7 ay önce çıkarılan kanunla bu durum tersine çevrilmek istenmişti. Ergenekon soruşturmasıyla "temiz toplum" derken, Şike Kanunu'yla da "temiz futbol" demek istenmiş ve savcılarımız da bu doğrultuda harekete geçmişlerdi...

Büyük bir karşı dirençle karşılaştık... O zamana kadar kanlı bıçaklı, hatta kan davalı olan kişiler, kurumlar barıştılar ve bir araya geldiler.

Hatta ve hatta o zamana kadar futbolun "f"siyle ilgilenmeyen kalemler bile bir anda "futbolsever" oldular ve iddianameyi hazırlamış olan savcılara atıp tuttular.

Yine hatta ve hatta bugüne kadar Erdoğan ve Ak Parti aleyhine söylenmedik laf bırakmamış "müzmin muhalif" yazarlar bile bir anda Erdoğan ve Ak Parti "fanatiği" haline geldiler ve onlar adına "bahane üretme" yarışına giriştiler...

Siyaseten onlar sorumluymuşlar da, istediklerini yapma hakları varmış da daha bilmem neler neler... Muhalefet ettikleri diğer konularda da aynı şeyler geçerli değil miydi acaba!

Keza, ellerinden gelse bir kaşık suda boğacakları, her olayda akına kara karasına ak dedikleri Ak Parti'yle kırk yıllık dost gibi sarmaş dolaş olmuşlardı CHP ile MHP! Dostlar nazardan saklasın! Darısı yeni anayasanın başına!

Hele hele uzman hukukçu sıfatıyla ekranlara çıkarılan hukuk profesörlerinin bu kanunu savunmalarına ne demeli!

Ömer Çavuşoğlu'nun geçmiş senelerde Fenerbahçe düşmanları için kullanmış olduğu kutsal ittifak deyimi bu defa Aziz Yıldırım'ı ve Fenerbahçe'yi de içine alıp kurtaracak bir "kutsal ittifak"a dönüşmüştü.

Geçmiş siyasetimizde çok dinlediğimiz "laf salataları"yla kimse kimseyi kandırmaya kalkışmasın! Yeni kanun, 7 ay önce çıkarılan Şike Kanunu'na "Karşı Şike Kanunu"dur.

Onun için Kılıçdaroğlu'nun söylediği "Hukukçu arkadaşlara incelettirdik. Suç ve ceza dengesini sağlamaya çalıştık" sözleri "suçluluk psikozu"ndan başka bir anlam taşımamaktadır.

5-12 yıl cezaları 1-3 yıla indirmek, pratikte yukarıda belirttiğim milyonları ve milyon liraları ilgilendiren suçları cezasız bırakmakla eş anlamlıdır.

Yeni kanunda cezanın para cezasına çevrilememe ve ertelenememe maddelerinin getirilmesi de br aldatmacadan başka bir şey değildir. Çünkü zorunlu erteleme sınırları içerisine çekilen bir cezayla "nitelikli dolandırıcılık"la  eşdeğer böyle bir suçu cezasız  bıraktıklarını ve bu suçlamaya muhatap olacaklarını kendileri de çok iyi biliyorlardı!

Suç ve ceza dengesi asıl şimdi bozulmuştur. Alan razı satan razı bir ortamda bu suçların ortaya çıkartılması zaten çok zor iken, son şike soruşturmasında verilen açıklardan da dersler çikartarak bundan böyle biraz daha dikkatli bir şekilde...

"Durmak yok, şikeye ve teşvik primine devam"

"En kötü ihtimalle milyon milyon liraların hatrına bir yıl yatar çıkarım"

Dahası ortaya çıkan bu kutsal ittifakın gücü ve baskısı karşısında bundan sonra hangi savcının böyle bir soruşturmaya cesaret edebileceği düşünülebilir ki!

Geleneksel siyasetimizin 1990'lı yıllarda zirve yapmış olan "Benim hırsızım iyidir" mantığının bir yansıması olarak "Benim şikecim ya da teşvik primcim iyidir" mantığı devam edip gidecek.

Siyasetin Ergenekonu'na "Hayır"!  Futbolun Ergenekonu'na "Evet"!

Bu da birilerinin "çifte standardı"!

Peki neden böyle oldu?

Neden Ak Parti ve onun Genel Başkanı, kendilerini doğrudan ilgilendirmeyen bir konuda böyle bir hata yaptılar?

Oy kaygısıysa bu kanunu çıkarmakla daha büyük bir zarara uğradılar...

Zira en büyük sermayeleri "güven"di, onu erezyona uğrattılar. Güven öyle parayla pulla da satın alınamıyor ki. Hani dönen paralarla belki telafi edilir diyeceğim ama; o bile imkansız.

Bu konuda Ömer Çavuşoğlu kendinden çok emindi. Girişte değindiğim uzman konuk sıfatıyla davet edildiği haber programında, her zamanki mağrur ve çok bilmiş edasıyla sözlerine şöyle başlamıştı:

"Türkiye'nin % 50'si Fenerbahçeli..."

Bu girişiyle Çavuşoğlu'nun ne demek istediğini anladığımdan gerisini dinlemeye gerek bile görmemiştim...

Çavuşoğlu demek istiyordu ki; siyasilerin eli mahküm. Yoksa sandıkta oy yerine "nal" toplarlar. Üç partinin ittifakı bu yüzden. Yani oy kaygısı.

Yukarıda bahsettiğim gibi, ben, aynı kanaatte değilim. Bu kanunun götürüsü getirisinden çok daha fazla olacak...

Örnek mi istiyorsunuz; en büyük örnek benim bu yazım. Yanlız olduğumu hiç düşünmüyorum.

Çavuşoğlu'nun görüşlerine katılmasam da, ne yazık ki o haklı çıktı...

O konuşurken yasa henüz onaylanmamıştı. Sürpriz bir şekilde "veto" geldi.

Sevindik...

Yanlış hesap bu sefer Çankaya'dan döndü, Çavuşoğlu yanıldı dedik...

Akli selim galip geldi, artık efkarı umumiyeyi tatmin edecek ortak bir nokta bulunur diye düşündük...

Ama maalesef hevesimiz kursağımızda kaldı...

Mağrur ve çok bilmiş edasıyla kazanan ve haklı çıkan Çavuşoğlu oldu.

Son söz: Kişiye özel olduğu noktasında kuvvetli kuşkular oluşan ve yürümekte olan bir davayı etkileme amaçlı bulunan bu kanun  "Yasama hakkının kötüye kullanılması ve Yasama'nın Yargı'ya açık bir müdahalesidir".

12.12. 2011

Hasan Basri Özgen

 

 

 

 

 
Toplam blog
: 337
: 4184
Kayıt tarihi
: 03.08.07
 
 

Hukukçuyum... Hukukun üstünlüğünün ve hukukçunun saygınlığının ülkemde gelişmesini ve kalıcı olma..