Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

11 Ekim '11

 
Kategori
Siyaset
 

Köstebek "saniye... saniye..." açıklandı...

Köstebek "saniye... saniye..." açıklandı...
 

“Köstebek” saniye saniye açıklandı…

Günlerden beri “Köstebek” ile yatıp kalkıyoruz…

İddia, Deniz Feneri’ne yapılan baskının, önceden nasıl ve kimin tarafından oralara bildirildiği idi… CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, köstebeğin kim olduğunu ısrarla Başbakan’a sordu, cevap alamadı…

Başbakan da “Israrla” cevap vermekten kaçınırken, gündemi değiştirmek için muhtemelen, devreye Alman vakıflarının Türkiye’deki faaliyetlerinden söz etti…

Ne var ki, söz konusu vakıfların, CHP’li belediyelerden çok (Hatta CHP’li belediyelerin projeleri DPT tarafından reddedilmiş) AKP’li belediyelerin kullandığı yolunda yoğun bilgi ortaya döküldü. Hiçbir AKP’li belediye bu konuda yalanlamada bulunmadı.

Bunun üzerine, bilindiği gibi CHP Genel Başkanı Salı günü yapılan grup toplantısında sözü buraya getirdi, dosyayı ortaya koydu ve açıkladı…

“Köstebek, zamanın İçişleri Bakanı Beşir Atalay…”

Şimdinin Başbakan Yardımcısı, zamanın İçişleri Bakanı Beşir Atalay, CHP liderinin grup toplantısındaki “köstebek” suçlamasına cevap vererek “Bu iddialar külliyen yalandır, iftiradır” diyor, daha doğrusu diyebiliyor.
 
Ayrıca Atalay, yaptığı açıklamada hiçbir davayla ilgili yönlendirmesinin olmadığını, Kılıçdaroğlu'nun parti içi rahatsızlıkları örtmek için bunu söylediğini belirtiyor. Atalay “Köstebek arıyorsa mesleğini ihlal ederek gizli belgeleri sızdıranlara baksın. İnsanları suçlu ilan etmek ahlak yoksunluğudur” diyebiliyor sadece…

Oysa kendisine yönelik suçlamalar çok açık ve net…

Hem de moda olan televizyoncuların deyimi ile “Saniye… Saniye…” ortaya konuyor…

İşte o “Saniye… Saniye…” ortaya konulan açıklama: “14.10.2009. Saat 22.19.33. Saniyesini de veriyorum ki, kuşkuya kapılmasınlar. İçişleri Bakanlığı'nın özel kaleminden, bakanın koruma müdürü Kırıkkale Belediye Başkanı'nı arıyor. Bu görüşme 134 saniye sürüyor. Aynı akşam, saat 22.22.35'te, Kırıkkale Belediye Başkanı hemen Hayat Görsel Yayıncılık A.Ş'den Mustafa Çelik'i arıyor. Bu görüşme 44 saniye sürüyor. Görüşmede Veli Korkmaz, Mustafa Çelik'e 'üstadım' diye hitap ediyor. Veli Korkmaz, 'Evde misin? Bana acele sabit telefonu ver' diyor. Yine aynı gece, saat 22.23.23'de sabit telefondan Mustafa Çelik'i arıyor ve bu görüşme 113 saniye sürüyor. Mustafa Çelik, Deniz Feneri operasyonu dolayısıyla öğrendiği arama kararını İsmail Karahan'a bildiriyor. Savcı, bu bilgiyi kimden aldıklarını soruyor. İsmail Karahan, 'Mustafa Çelik bana işyerlerinde arama yapılacağını duyduğunu söyledi. Mustafa Çelik bana arama yapılacağını söyledikten sonra Zekeriya Bey'e de aynı bilgiyi vermiş…"

Elbette bunlar çok ciddi ve bir o kadar da “Vahim” iddialar…

Sayın Beşir Atalay’ın sadece “Bu iddialar külliyen yalandır, iftiradır” sözleri ile geçiştirilebilecek kadar basit değil. En azından Atalay da “Saniye… Saniye…” o konuşmaları önce inceleyip ona göre cevap vermesi gerekir.

Belli ki CHP Genel Başkanı’nın bu iddialarına temel teşkil eden “Evrak” emin bir kaynaktan alınmış…

Hatta şöyle demek daha doğru olacak; bu evrak, görevden alınan savcılar kanalıyla CHP Genel Başkanına ulaştırılmış.

Çünkü: Atalay’ın “…Köstebek arıyorsa mesleğini ihlal ederek gizli belgeleri sızdıranlara baksın…” sözleri manidardır.

Sonuç olarak şunları ortaya koymak ve söylemekte bir sakınca yok…

Düne kadar bir çok insan hakkında, yasal yollardan elde edilmeyen belgelerle “Hukuk”un arkasını dolananlara demiştik…

“Bir gün gelir, size de gerek olur…”

İşte o günlerden birindeyiz…

CHP Genel Başkanının suçlamalarına “İnandırıcı” bir cevap vermek yerine “Bu iddialar külliyen yalandır, iftiradır” tekerlemesi ile cevap verirseniz Sayın Beşir Atalay, bu yükün altında kalırsınız…

Çıkın size “Saniye… Saniye…” yapılan suçlamalara, elinizdeki (Varsa ve açıklayabiliyorsanız) belgelerle siz de “Saniye… Saniye…” cevap veriniz. Bu kadar ciddi suçlamalar karşısında ottan çöpten söylemlerle bir yere varamazsınız…

11 EKİM 2011
İBRAHİM PEKBAY 

Bu blog Milliyet.com.tr sitesinden 622 kez görüntülenmiştir

 
Toplam blog
: 1104
: 918
Kayıt tarihi
: 28.01.07
 
 

Emekliyim ama “Tekaüt” değilim. 1961 yılından beri değişik “Anadolu” gazetelerinde yazdım. 1984-8..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara