Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Aralık '10

 
Kategori
Haber
 

"Sinir(i) Bozan, Sınav" mı?

"Sinir(i) Bozan, Sınav" mı?
 

İlköğretim okullarını bitiren öğrencilerin, hangi liseye devam edeceğini tespit etmek üzere 8. sınıfta OKS adıyla bir sınav yapılıyordu. İki saatlik bir sınavın çocukların hayatını değiştirmesinin çok da doğru olmadığı gibi bir düşünce velilerin de öğrencilerin de kafasını kemirip duruyordu.

Milli Eğitim Bakanlığı, sadece son sınıfta girilecek bir sınav yerine, 6, 7 ve 8. sınıfta, her yıl eğitim müfredatına göre yapılacak üç sınavın hem daha âdil olacağı, hem çocukları daha az sterese sokacağı gibi bir yaklaşımla, OKS'yi kaldırıp SBS'yi (Seviye Belirleme Sınavı) getirdi.

Tek sınavı sakıncalı bulanların bir kısmı buna sevinirken, üç sınav stresi velileri de öğrencileri de daha farklı boyutlarda sıkıntılara soktu. Bu sıkıntıların en başında da, sadece son sınıfta dersaneye gönderilen öğrencilerin, artık 6. sınıftan itibaren dersanelere gitmeye başlamasıydı.

Hatta varlıklı ve tedbirli aileler 5. sınıfa giden küçücük yavruları bile dersanelere göndermeye başladılar.

Bakanlık dersanelere bu kadar ağırlık verilmesinin önüne geçmeyi planlarken, tam tersine, dersanelerin daha ön plana çıkmasına sanki imkân ve fırsat hazırlamıştı.

Yaptığımız yanlışlardan meydana gelen olumsuz sonuçlar için bile, kendi yaptıklarımızın bir muhasebesini gözden geçirmeden, başkalarını suçlamaya pek meraklı bir millet olduğumuz için, bu uygulamada da Milli Eğitim Bakanlığı'nı suçlu ilan etmiştik.

Hele hükümetle siyasi uyuşmazlıkları olanlar için bu durum "vur abalıya" cinsinden bir malzeme olmuştu.

*****

Eğitim sistemimizde çoğumuzu rahatsız eden eksiklikler ve yanlışlıklar olduğu muhakkak. Bakanlık yetkilileri de bunları giderebilmek için uğraşıyorlar. Alınan her karar elbette daha iyiye ulaşabilmek içindir. Ancak bu o kadar kolay bir şey değil.

Keşke herkesi memnun edecek ve hiç kimseyi rahatsız etmeyecek bir model geliştirmek mümkün olsa... Hükümet böyle bir şeyi yapmak istemez mi? Neden oy alabilmesini sağlayacak bir yol varken, aleyhindekilerin sayısını çoğaltsın?

Peki buna rağmen niye bu tür çözümleri bulmak zor oluyor? Çünkü ülkemizin binbir çeşit çözülmemiş problemi var. Birini çözmeye kalktığınız zaman onunla bağlantılı başka sorunlar ortaya çıkıyor.

Nitekim biz de burada, hemen her şeyi tenkit ediyoruz ama, hiçbir konuda uygulanabilir bir çözüm sunamıyoruz.

Milli Eğitim Bakanlığı da yeni uygulamanın eskisinden daha verimli olmadığı kanaatine varmış olmalı ki, yeniden sadece son sınıfta yapılacak tek sınav sistemine dönmeyi uygun gördü.

Ben bu yazımda bunların hangisinin doğru veya yanlış olduğu gibi bir konudan bahsetmeyeceğim. Sistem konusunda eğitimciler benden daha iyi, daha bilinçli olarak tenkit de yapabilirler, yol da gösterebilirler. Ben farklı bir konu üzerinde durmak istiyorum.

*****

Milli Eğitim Bakanlığı yeniden tek sınav sistemine döndü ama, tabii ki ortada devam eden bir süreç var. Bu durumda geçen yıl 6. sınıfta sınava giren 7. sınıflar, yine eski usül devam edecekler, bu yıl ki 6. sınıflar artık bu sınava girmeyeceklerdi.

Fakat uyanık (!) bir veli, "madem ki sistem değiştirilmiştir, öyleyse 7. sınıflar, -geçen yıl sınava girmiş olamalarına rağmen- bu yıl sınava girmesin diye Danıştay'a başvurdu.

Danıştay bu velinin isteğini haklı buldu ve bu yılki 7. sınıf öğrencilerinin SBS sınavını durdurdu.

Haber basında bir taraftan öğrencilere müjde gibi verildi, bir taraftan da Milli Eğitimin yap boz tahtasına dönmesi ön plana çıkarılarak hükümete karşı bir tavır sergilenmesine sebep oldu.

Oysa karara Milli Eğitim Bakanlığı'nın itiraz hakkı vardı ve bu konuda bakanlığın ne yapacağı da bilinmiyordu, bir itiraz durumunda nasıl bir sonuç çıkacağı da bilinmiyordu.

Ne yazık ki bazı gazete, radyo ve televizyonlar bu haberi kesinleşmiş gibi sundular, bazıları ise bakanlığın bu itiraz hakkını haberin sonuna küçük bir not olarak eklediler.

Danıştay'ın kararına bir itiraz hakkı varsa, bu itirazın kabulü veya reddi çerçevesinde, sonucun gerçekleşmesi ihtimali yarı yarıya, yani % 50-50 değil midir? Bu gerçek neden velilerden ve öğrencilerden saklanmıştır?

Kamuoyunu bilgilendirmekle görevli olan medya, burada maalesef görevini tam olarak yerine getirmemiş, sadece olayın popüler, ilgi çeken ve tartışılıp ses getirmesi gereken tarafını vermiştir.

Bugünkü gazetelere bakınca anlıyoruz ki, Milli Eğitim Bakanlığı'nın bu konuyla ilgili yaptığı itiraz Danıştay tarafından kabul edilmiş ve geçen yıl 6. sınıfta SBS'ye girenlerin eski sisteme göre bu yıl 7. sınıfta da SBS'ye girmeleri gerektiği ortaya çıkmıştır.

Haberi "yap-boz tahtası" diye verenlerin yanısıra maalesef bir gazete de "Sinir Bozan Sınav" şeklinde vermek zorunda kalmıştır.

Ben şimdi soruyorum: Meselenin asıl yap-boz tahtasına dönmesine ve SBS'nin "Sinir Bozucu Sınav" haline gelmesine sebep kimdir?

 
Toplam blog
: 859
: 979
Kayıt tarihi
: 21.06.06
 
 

Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi ve İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu, ekonomik..