Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

06 Nisan '14

 
Kategori
Sağlıklı Yaşam
 

"Tek Kitabı Olan Adamdan, Korkarım"

"Tek Kitabı Olan Adamdan, Korkarım"
 

Karşıyaka'ya "renk" geldi.


& Sahi, kendinizi iyi hissediyor musunuz?
& Sigarayı fazla mı tüttürüyorsunuz? Akapunktur  sigara meretini bıraktırmada  çare mi?
& Davranış bozukluğunuz mu var? Herkesi kırıyor musunuz? Konuşurken karşınızdakinin  ağzından” bal  damladığını” gördüğünüzde imreniyor musunuz? ”Ben niye olamıyorum?” diye içinizden geçirdiğiniz oluyor mu?
& Etkili konuşmakla neler kazanacağınızı biliyor musunuz? Bir sevgi yumağı oluşturulduğunda, aralarında olmak ister misiniz?
& Hayatın büyük sırrı “çekim yasasından” haberiniz  var mı? Asırlar boyu bir avuç insan tarafından bilinen bu sırrı, öğrenmek ister misiniz? Bir takım yanlışları, farkına varmadan hayatınıza çektiğinizi fark edebildiniz mi hiç?
& Hayata bakış açınızı değiştirecek, daha pozitif olmayı, olumsuzu “görmemeyi” mi istiyorsunuz?
& “Şiddet” içermeyen iletişimleri herkes ister. Bu anlaşmazlıklar dünyasında barış dili ile konuşup anlaşmayı istemez misiniz?


          Kısacası kendinizi, daha iyi hissetmek ister miydiniz? İşte bütün bu saydıklarımızı, sizler için öğrenmek üzere Trio Gelişim’in kokteyline katıldık. Piyanolu  bir salon. Piyanoda Doruk Çebi var. Davetliler süslenmiş püslenmiş. Yeşillikler içinde bir bahçe, sayısız salonları ile bir minik şato burası. Sahipleri olan Gemma Kopri, Burcu Oğuz, açılışın yıldızlarıydı ve çok naziktiler.
          Konuların arasında “Bireycilik” de var.  Ve insanın kendisini fark etmesinin sırrı nedir diyesim geliyor yazıya başlarken. Ana tema bu olsa gerek. Hakikaten insanın kendisini iyi hissetmesi “bireycilikten geçer” desek mi acaba?  
          Ama “Birey ve bireycilik” bizde ve Dünya’da,  anlamını bulamamış bir kavram. Öyle değil mi? anlamını bulamamış bir kavram. İnsanoğlu, kendi irfanını tanımalı ve bilmedi diyorum ben.
           Birey olunurken, aynı zamanda sınırlarını da bilmek şartıyle insan, başkalarını taklit etmeden kendi kişiliğini hür olarak yaşamalı.
           Bu gün çoğunluğumuz, eski ekole mensubuz. 25 yaşındasınız, hala daha annenizin dizi dibinden ayrılmıyorsanız, “kısmet” denilen bir şey vardır, kapanmaz mı? Çok kişiler, kapınızdan çark eder, di mi?
           45 lere merdiven dayamışsınız. Gece yarısı anneniz telefonla arayıp “Nerelerdesin sen” diyebiliyorsa. Bisiklet  almak istediğinizde aile engeline takılıyorsanız. Aileniz, “torunu ne zaman göreceğiz” diye başınızın etini yiyorsa, nişanlınızın cep telefonunu karıştırma ihtiyacı duyuyorsanız, kısacası “kişilik tercihlerinize hükmetmekte hala birey olamamışsanız” demektir bu.
           Birey ve bireycilik yani kişilik, her hangi bir otoriteye biat etmeden verilecek olan kararı, kendisinin verebilmesidir.
           Cemiyet hayatına adapte olmamış cemaatleşen sistemlerde birey ve bireycilik yoktur. Zira bireyciliğin ana temasında özgürlük yatar. Kendilerini fettan olarak gören aklı ve vicdanı kıt insanlar, böylesi durumlarda insanları koyun sürüsü gibi kullanırlar. Sürülerini  dereye susuz götürüp, geriye susuz getirdiklerini, son siyaset sahnesinde hepimiz gördük.
          Bireycilikte hem özgür olacaksın, hem de disiplinin olacak. Hem aklını kullanacaksın. Kararların sorumluluğunu yükleneceksin.
          Birey ve bireycilik, kişilikli olmak demek yani, insanın “kendi” olmasıdır. Böylesi kişilerle karşılaştığmızda gizli bir hayranlık duyarız. Bizi cezbeder. “Biz neden değiliz” diye de hayıflanır insan.
          Birey olabilmek, “hayır” diyebilme gücüdür. Her insan, kendi iç dünyasının hem mimarı hem de celladıdır. Ama. Ana rahmine sığan insanoğlu, büyüyünce evrene sığmaz olur.
          Latince bir söz vardır “Timeo Homini uni librium” (Tek kitabı  olan adamdan korkarım.) Bundan, bu mana çıkarılıyor. “okunması gereken kitap, kendimizdir. Diğer kitaplar, kendimizi okumayı öğrenmek için okunur".
 

                            BURCU OĞUZ, GEMMA KOPRİ  BİR ARADA. TRİO'nun  KURUCULARINDAN

K. YAKADA TRO GELİŞİMİN TEMELLERİ, BİR KOKTEYL İLE ATILDI. İŞİN SAHİPLERİ (SOLDA)  GEMMA KOPRİ VE, SEMPATİSİ VE GÜZELLİĞİ  İLE DİKKATLERİ ÜZERİNE ÇEKEN BURCU OĞUZ  (ORTADA) DOSTLARINI GEÇ VAKTE KADAR AĞIRLADILAR, TEKER TEKER İLGİLENDİLER. dAVETLİLERİN ÇOĞUNLUĞUNU KADINLAR TEŞKİL EDİYORDU. SANKİ HERKES, TESADÜFEN DOSTLARI GEMMA NIN EVİNDE BULUŞUVERMİŞLERDİ SANKİ 5 ÇAYI İÇİN. VE DE YILLARDIR TEL ÖRGÜLERLE ÇEVRİLİ  İKİ KATLI KÖŞKÜN BAKIMLI ÇEVRESİ VE İÇİ, EVİ BİLMEYEN DİĞER DAVETLİLERİ ŞAŞKINA ÇEVİRDİ.  iÇİ, BİR SARAY YAVRUSUNU ANDIRAN BU EVİN SALONLARI MİSAFİR ODALARI  ÇİMENLİKLERE AÇILI BAHÇESİYLE BİR ŞAHASERDİ.

 

                              CAN, FERDA, FER, İPEK CELLEK VE ARKADAŞLARI BİR ARADAYDILAR.


 

                        TANINMIŞ DOKTORLARDAN CENGİZ kANER VE ALIMLI EŞİ BİR ARADA NEŞELİYDİLER

 

                            KANER'LER PİSTTE.  ÇOK EĞLENİLDİ O GÜN PİYANO EŞLİĞİNDE

 

                                        BURCU OĞUZ VE  GEMMA KOPRİ BİR ARADALAR

                         ÇİNE' LER, CELLEK' LER, ATAY' LAR BÜTÜN GECE BİRBİRLERİNDEN AYRILMADILAR.

                        LALE VE BURCU OĞUZ HANIM VE ARKADAŞLARI O GÜN PÜR NEŞE İÇİNDEYDİLER

SEZER ÖZSEN, K.YAKA BELEDİYE MECLİS ÜYESİ  İPEK CELLEK,  FER CELLEK,  BURCU OĞUZ , RASİH ÇOLAK, CİCİ ALDA,  SEZİN GÜLER, DİLEK KOKTER, ATİLLA  jAKTÜRK, SERENA KOPRİ, SELİN KANER, SEÇKİN GÜLAY, ŞENAY AYDIN, MARİA PAOLA, NİLÜFER GÜLAL, BENALKARACAALİ, SİBEL İPEK, SİBEL TOPRAK, MELEK MADANOĞLU, NİLÜFER GÜLEL BİR ARADA GEÇ VAKİTLERE KADAR EĞLENDİLER.

LALE ÖZBAŞBUĞ, BURCU OĞUZ, ZAMAN ZAMAN DOSTLAR ARASINDA MEKİK DOKUDULAR. BURCU HANIM SALONA GİRDİĞİNDE, UZUN MÜDDET TEK BAŞINA OTURDU, SONRADAN TOPLULAĞA KATILDI. HİÇ İÇKİ İÇMEDİ.  BEN HEP SU İÇERİM. EN GÜZEL İÇKİ O DEDİ. (aLTTA)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 


 

 
Toplam blog
: 1616
: 918
Kayıt tarihi
: 13.08.06
 
 

Hayatın dikenli yollarından geçmenin  sırrı, aralarından çabuk geçmektir. Ümit, naylon çorap giyd..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara