"Transfer" edebilmek...

Mevsim "transfer" mevsimi ve güzide(!) olan ya da olmayan tüm futbol kulüplerimizin aslında lig öncesi mücadele ettikleri ayrı bir lig burası. Bu öyle bir lig ki, takımların bu dönemdeki hamle kaliteleri, yıl boyunca mücadele ettikleri Süper (!) Lig’ in toplam kalitesini ve de kendi oyun kalitelerini direk etkileyebiliyor. Tabi ki sadece iyi transfer yapmak size başarıyı garanti etmez; başarı parçaların doğru birleştirilmesiyle olur ve bu doğru birleştirme sürecinin en önemli parçalarından biri de oyuncu transferi.

Bu, “parçaları doğru birleştirme” süreci olduğu halde diğer önemli noktalardaki anlık ya da günlük hareket alışkanlıklarını bu safhada da tüm şiddetiyle devam ettiren kulüplerimiz genelde düşük başarı yüzdeleriyle idare etmek hatta idare edemeyip finansal sorun yaşamak zorunda kalıyorlar.

Oyuncu transferi, uzun vadeye yayılması ve detayların dikkatlice değerlendirilmesi gereken bir iş olmakla birlikte kulaktan dolma bilgilerle, tavsiye üzerine, kişisel tatmin için veya inat uğruna yapılamaz. Bir oyuncunun çok iyi olması demek onun size uyacağını garanti etmez. Oyuncu transferlerinin takım başarısı için önemli bir faktör olduğu gibi bu transferlerin de doğru olmasını etkileyen birçok faktör vardır.

Öncelikle, oyuncu transfer edecek olan kulübün, transfer edinilmesi düşünülen oyuncunun oyun karakteri hakkında detaylı bilgiye sahip olması ve takımın oynadığı veya oynaması düşünülen oyun yapısına uygunluğunu “profesyonelce” değerlendirmelidir. Bu aşamada, teknik kadro ve teknik destek sağlayan futbol adamlarının analiz yetenekleri son derece önemli olup gözden kaçırılan detaylar hüsrana neden olabilir. Geçmiş dönemlerde ülkemize gelen birçok üst düzey oyuncuda yaşandığı gibi problem yaşamamak için oyuncunun sadece bireysel anlamdaki futbol kalitesi dikkate alınmamalıdır; ya da ters tarafından bakalım meseleye ve sistem içinde yıldızlaşan oyuncuları değerlendirelim. Bu oyuncuları da iyi tespit etmek gerekir eğer ki onları “yıldız” oyuncu niyetine alıyorsanız. O oyuncu yıldız olmayabilir ve dahil olduğu takımla gösterdiği yüksek uyum nedeniyle çok göze çarpmış olabilir. Transfer mekanizması çok gelişmemiş takımların transferde en çok yaptıkları hata türü budur. Bu durumun bizim ligimizde örneği bolca mevcut.

Oyun yapınızla ilgili belirgin özellikler varsa ve bu özellikleri dikkate alarak oyuncu transfer ettiyseniz eğer; o oyuncuya oynama şansı tanımak, güvenmek ve zaman tanımak elzemdir. Oyuncunun uyum süreci yaşaması doğal bir durumdur. Oyuncunun bu süreci hızlı ve olumlu bir şekilde tamamlaması için yapılması gerekenler bir plan dahilinde ve dikkatlice uygulanmalıdır. Oyuncu eğer sizin takımınız için doğru oyuncu ise pozitif uyum süreci sonunda olması gereken noktaya ulaşacaktır. Yok sizin için doğru oyuncu değilse “Umarım çok para harcamamışsınızdır.” demekten başka şansımız yok.

Futbol oynamak için para gerekmez ama “Vitrin futbolu” için para önemli ve parayı kullanma verimliliğiniz çok çok daha önemli. Dolayısıyla profesyonel organizasyonlar bünyesinde mücadele eden kulüp takımları ince ve uzun vadeli hesaplar doğrultusunda transfer harcaması yapmak durumundalar. Aksi halde gündelik transfer şovları hayal kırıklıkları ve çöküş ile sonuçlanabilir. Takımınıza alacağınız futbolcunun muhakkak getirisi olmalı: yaşlı ise tecrübe, şöhret… genç ise enerji, para… çok daha detaylandırılıp tasnif edilebilecek özellikler bunlar ama şunu belirtmek isterim ki; parayı sadece genç futbolcu getirmez. Yaşlı bir futbolcunun tecrübesi veya şöhreti, kulüp başarısına paralel olarak, size daha fazla ekonomik katkı sağlayabilir. Bu duruma göre değişiklik gösterebilir. Kısacası; maddi tablolar transfer politikasını direkt etkilemeli ve bu tablolardan bağımsız olarak transfer yapılmamalıdır. Bu şartlar göz önünde tutulmadan yapılan ve büyük başarı olarak kabul gören sansasyonel transferlerin olumsuz etkileri zamanla ortaya çıkacaktır.

Unutmamalı ki iyi transfer sadece pahalı ya da isim yapmış transfer demek değildir. Asıl büyük transfer göz önünde olmayanı bulup göz önüne koyabilmektir. Transfer ekibinin çok yönlü ve çok noktadan yapacağı oyuncu arama-tarama çalışmaları bu tip oyuncuları bulmak için çok önemlidir. Hepimizin bildiği üzere en çok bu yöntemi kullanarak zirveye oturmuş ünlü kulüpler mevcut ve hala ağırlıklı olarak bu yöntemle yollarına devam etmekteler. Çok büyük bir transfer yapmak için harcayacağınız paranın çok çok daha azıyla iyi ve kapsama alanı çok geniş bir oyuncu arama-tarama ekibi ve bu ekibin bulacağı dünya yıldızları bulabilirsiniz.

Diğer bir hususta oyuncunun kişilik yapısı… oyuncular da nihayetinde insan ve her biri ayrı özelliklere sahip. Yetiştikleri ortam, eğitim düzeyleri, geçmiş yaşantıları v.b. faktörler her insanda olduğu gibi onlarda da kişiliğin oluşmasında etkilidir. Oyuncu transfer ederken kesinlikle bu hususlar ve hatta bunların daha fazlası dikkate alınmalı problemli noktalar önceden tespit edilip çözüm yolları üretilmelidir. Eğer çözüm üretmek mümkün değilse, şartlar bunu engelliyorsa transferi zorlamanın anlamı olmayacaktır. Oyuncu ne kadar iyi olsa da uyum sağlama ihtimali çok düşük ve oyuncunun maliyeti de çok fazla ise bu oyuncuyu transfer etmek büyük bir risk olacaktır ve sadece size ait olmayan bir parayı ve kulübü gerek yönetim gerekse teknik heyet olarak böyle büyük bir riske atmak çok akıllıca olmayacaktır. Bu tarz denemeleri küçük meblağlar harcayarak isimsiz ve genç futbolcular üzerinde yapmak çok daha iyi olacaktır. Bu şekilde 10 deneme yapsanız ve bunlardan sadece 1 tanesi tutsa dahi harcadığınız paranın çok daha fazlasını kulübe kazandırmanız mümkün.

Sözün özü: oyuncu transferi; gazete manşetlerine konu olmaktan, düello yapmaktan, gürültü çıkarmaktan ve uçağa binip seyahat etmekten çok daha fazlasıdır. Hassas ve zor bir iştir; ekip işidir. Nihayetinde transfer edeceğinizin adı futbolcu ve futbol futbolcularla oynanır. Sizin şovunuz takımınıza galibiyet getirmeyecektir. Takımı başarıya götürecek olan, oyun kalitesi ve kişilik yapısı takıma katkı sağlayabilecek futbolcularla oynanacak olan verim düzeyi yüksek oyundur. Şovunuzu da yapın tabi; futbol şovdur nihayetinde ama asıl meseleyi ihmal etmeden; yoksa şov yapamaz hale gelip şov seyreder duruma düşersiniz.