Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

12 Şubat '09

 
Kategori
Futbol
 

"Türkiye" Türkiye'dir ve bölünmez bir bütündür !!

"Türkiye" Türkiye'dir ve bölünmez bir bütündür !!
 

"Türkiye" Türkiye'dir ve bölünmez bir bütündür !!


<ı>“Önce ahlak ve maneviyat”

Türk sinemasının en büyük yapıtlarından birisidir “Zübük”

Rahmetli Kemal Sunal’ın “ İbrahim Zübükzade” tiplemesiyle akıllarda yereden, hemen hepimizin siyaset sahnesine baktığımızda aklımıza getirdiği, komplo ve yalanlarla birlikte rüşvetin kol gezdiği , girdiği her platforma hizipçilik ve ayrılığı sokan bir daire katibinin, nasıl parti ocak başkanı, ilçe başkanı, il başkanı, milletvekili, bakan, v.s. gibi makamlara kısa sürede geldiğini anlattığı muhteşem bir eserdir.

İşte şu günlerde Fenerbahçe camiası olarak ta çevremizde birçok “Zübük” vardır ve var olmaya da devam edecektir. Yaşananlar bunun kaçınılmaz olduğunu göstermektedir.

Başkan Aziz Yıldırım hakkında son günlerde ortaya atılan çirkin ve yakışıksız iddiaların ardındaki gerçeğin, yaklaşan Fenerbahçe kongresi olduğunu bilmek için dahi olmaya gerek yoktur. Aslı astarı olmayan haberleri gerçekmiş gibi topluma sunanlar, Fenerbahçe camiası ve genel kurulunun büyük infialine neden olmuşlar, kongrede eğer niyetleri var ise aday olma yollarını da kendi elleriyle tıkamışlardır.

Türkiye’de her daim geçerli olan, “Çamur at izi kalsın” mantığıyla hareket edenler bilmelidirler ki, Fenerbahçe camiasına başkan olabilmek için önce projelerini sunmalıdırlar bu camiaya. Ve daha sonra yaşantılarıyla Fenerbahçe gibi büyük bir camianın başkanlığına yakışacaklarını taraftalı/tarafsız herkesin gönül rahatlığıyla isimleri üzerinde mutabık kalacakları şeffaf ortamların sağlanacağını temin etmek zorundadırlar.

Aslı astarı olmayan iftira ve ithamlarla kitlelerin karşısına çıkmak, ne kendilerine ne de Fenerbahçe’ye bir şey kazandırmaz.

Olayın bir de basın ahlak ve ilkelerine aykırı yönü vardır ki bu nokta yayıncılık adına tam bir faciadır.

Haberin kaynağına inmeden, doğruluğunu teyit etmeden hemen ana sayfalarına taşıyan “sözüm ona haber siteleri” insanların konum ve kişiliklerine, aile yaşantı ve özel hayatlarına bakmadan böylesine çirkin iftiraların yayılmasına çanak tutmuş, vesile olmuş ve bu utanç dolu durumun müsebbibi olmuşlardır.

Fenerbahçe Başkanlığına adaylığını koymayı düşünenler ve bu camiayı yönetmeye talip olanlar, mevcut yönetimi projeleriyle alaşağı etmek yolunu tercih etmelidirler. Tabi buna güçleri yeterse. Aksi halde yapılacak her yayın ve yalan haber, önümüzdeki dönemlerde Aziz Yıldırım’ı daha da güçlendirecek, daha da kuvvetlendirecek ve taraftarıyla arasındaki sorunların asgariye inmesine yardımcı olacaktır.

“Önce ahlak ve maneviyat” ilkesinden hareketle ahlaklı davranmayı bilmeyenler, kendi yalanları etrafında utanç dolu yüzlerle bu toplumun karşısına çıkmaya cesaret ederler mi bilinmez ancak bilinen tek gerçek, Fenerbahçe camiası tarafından artık "müfteri" olarak adlandırılmışlardır ve bu şekilde anılacaklardır.

***

<ı>“Ayrılıkçı yaklaşımlar bunlar”

Türk tiyatrosunun ilk yıllarında bazı tipler, bir kahvehanede veya salonda bir saldalyaye oturarak çevresine topladıkları ahaliye olmamış olayları olmuş diye anlatmakta, gerçekleri başka dille ifade etmekte ve danışıklı bir dövüş içerisinde girmekteydiler. Perdesi, sahnesi, dekoru, kostümü “tek bir sanatkârın eseri olan” taklit yeteneği gelişmiş bu kişilerin anlattıkları olaylar, günlük hayatta yaşanan olaylardan derlemelerdi. Bunlara halk arasında “meddah” denirdi.

İşte Türk futbolunda da son günlerde bu “meddahlardan” çokça görmekteyiz.

Galatasaray-Kayserispor maçı sonrasında yaşanan gelişmeler, Türk futbol kamuoyunda kaygı ile izlenmekte ve “eski dostların” nasıl “düşman” olduklarını gözler önüne sermektedir.

Geçtiğimiz haftalarda yaşanan “Balili” karşıtı sloganların odak merkezinde olanlar, “ırkçı” bir söylemi tribünlerinde tezahürat şekline dönüştürmekle kalmamış, şimdilerde de boş durmayıp “Galatasaray Türkiye’dir” sloganıyla “ayrılıkçı” bir düşüncenin de öncüsü durumuna gelmişlerdir.

Geçmişte kendilerine büyük emekleri geçen hakemler üzerinden Türk Futbol Federasyonu’na açıkça savaş ilan edenler, bununla da yetinmeyip olayı uluslararası platforma taşıyacağını deklare ederken, FİFA ve CAS kalkanı altında aslında bir tehdidi de yüksek sesle ifade etmekten sakınmamaktadırlar.

“Bizim istediğimizi yapmazsanız gidersiniz.”

Federasyon binasına yürüyenler, siyah çelenk bırakanlar, açıkça tehdit dolu söylemler sunanlar aslında çok iyi bilmektedirler ki, o gün maçta yaşanan hakem yorumları kendi lehlerinedir ve bunu büyük bir aymazlıkla karşı cepheye yıkmakta bir sakınca görmemektedirler.

<ı>Levent Bıçakçı federasyonunu benzer “ayakoyunlarıyla” göndermekte başrol oynayanlar, şimdilerde Mahmut Özgener federasyonunu da aynı şekilde yıpratmak istemekte ve “git” demektedirler.

Adnan Polat’ın dün düzenlemiş olduğu basın toplantısında <ı>“ya işinizi yapın, ya da gidin” söylemi, bu isteğin tezahürüdür.

“Galatasaray Türkiye’dir” diyenlere sormak lazım, eğer Galatasaray Türkiye ise Konya neresidir, Malatya neresidir, Samsun neresidir, Eskişehir neresidir? Son derece ayrılıkçı izler taşıyan ve buram buram hamaset kokan bu açıklamanın yansımaları önümüzdeki haftalarda nasıl yankı bulacaktır, bekleyip göreceğiz.

Bir “orta oyundan” ibaret olan bu gelişmeler, bize <ı>“tavşana kaç tazıya tut” mantığını hatırlatmış ve bu mantıkla hareket edenlerin iç yüzünü açıkça ifade ettiği gibi, yine geçmişte yaşanan “sözde hakem hatalarını” canlı tutarak dönemin federasyonuna açıkça savaş ilan ettikleri ve nihayetinde kendi arzularına uyacak bir yönetimin işbaşına gelmesini sağladıkları gerçeğini bir kez daha hatırlatmıştır.

“Lobiciliğin” tavan yaptığı bu camianın bu günlerde hakemler ekseninde söylemler sunmasından sonra mevcut federasyon ile aralarına mesafeler koyarken, kendi ayak oyunlarına “Fenerbahçe”yi de katmaktan da imtina etmemişlerdir.

“İBB-Fenerbahçe maçında Fenerbahçe ofsayttan goller yedi ancak bunu telafi etmek için İBB hakem kıyımına uğradı” sözleri, dün Adnan Polat tarafından bizzat söylenmiştir. Bu cümlenin perde arkasını irdelediğimizde aslında kendi suçlarına Fenerbahçeyi de ortak etme çabaları olduğunu görmekteyiz. Çünkü yıllardır hakemler tarafından hakları gaspedilen Fenerbahçe’nin haklarını savunmayarak, o zamanlar bu hataları gündeme getirmeyenlerin, şimdilerde aniden “tarafsız ve objektif” konumuna geçmeleri düşündürücüdür ve tek kelimeyle "bedbahtlıktır"

Türk futbolu bu <ı>“bedbaht meddahlardan” kurtulduğu gün asıl sıçramayı yapacak ve işte o gün asıl büyük yürüyüş başlayacaktır.

Dünyanın merkezinde kendilerinin olduğunu sanan ve bu yalanla kendini avutanlar, bir gerçeği hatırlamak zorundadırlar :

"Türkiye" Türkiye'dir ve bölünmez bir bütündür.
 
Toplam blog
: 39
: 1659
Kayıt tarihi
: 12.11.08
 
 

1973 doğumluyum, İstanbul'da ikamet etmekteyim. Özel sektörde görev yapmaktayım. Yaklaşık 5 yıldır..

 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara