Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

12 Ocak '11

 
Kategori
Güncel
 

"Ucube" ancak taliban gibi, dinamit ile yok edilebilir!...

"Ucube" ancak taliban gibi, dinamit ile yok edilebilir!...
 

Mehmet Aksoy,İnsanlık anıtı...


“Ucube” bir ülkede yaşıyoruz.

Her şeyi şiddetli ve acayip yaşamada üstümüze yok.

Şark kurnazlığı ve faydacılığının tavan yaptığı “ileri demokrasi”ni çizdiğimin memleketinde sanatın “S” sinden anlamayan medar-ı iftihar-ı-mız, Başbakanımız(!) “Hasan Harakani'nin türbesinin yanına bir ucube koymuşlar, garip bir şey dikmişler. Oradaki tüm vakıf eserlerinin, o sanatkârane eserlerin olduğu yerde böyle bir şey olması düşünülemez. Konuyla ilgili olarak belediye başkanımız görevini süratle yerine getirecektir. Bunu süratle bekliyoruz. İnşallah ilk gelişimizde bunu da göreceğiz. O bölgeyi de gayet güzel bir park haline belediye getirecektir.” buyurdular.

Nokta.

Bu arada televizyonda “içkiye sıkıyönetim”e dair gelişmeleri de izliyorum. Aklıma Hazerfan Ahmet Çelebi’nin bilmem kaçıncı yüzyılda galata kulesinden uçma uğraşısı geliyor. Tövbe,tövbe insan kuş mu ki uçsun! Sarhoş muymuş ne!

Çelebi, 1632 yılında lodoslu bir havada Galata kulesinden kuşkanadına benzer bir donanımla yaklaşık üç bin metre uçarak İstanbul boğazı’nı geçiyor. Malum yasakçı IV. Murat, Çelebi’yi bir kese altın ile ödüllendirip Cezayir’e sürgün ediyor.

Hazerfan’ın sürgün edilerek uzaklaştırılması din bezirgânlarının, “karanlık bekçileri”nin başarısıdır!

IV. Murat'ın içki vb. yasaklamasına rağmen kendisinin kullandığı biliniyor!

Şimdi 21.yüzyılda geldiğimiz aşamaya bir bakalım.

Bu yazıyı yazarken bir taraftan televizyondaki programda kulağım. Duyabildiğim kadarıyla özetliyorum. Din, yani İslam dininde insanların yaşamına müdahale yok. İnsanın aklına ve seçimine saygı duyuyor. Tanrı, Yaratıcı, Allah, bir şekilde gönderdiği savlanan din aracılığıyla insanlara doğru yol öneriyor. Bireyler anladıkları, algıladıkları kadarıyla yaşamlarına uyguluyor.. Özetle, din adına herhangi bir kimse kendi yorumunu başkalarına dayatamaz diyor.

Doğrusu amacım yaşadığımız bu çetrefil(!) zamanlarda, din konusunda uzman bireylerin referanslarından yol alarak, yaşadıklarımıza yorum getirmek değil.

Sözde demokratik, laik sosyal hukuk devletinde yaşanan bu tartışmalara nasıl hayret ettiğimi belirtmek için yazımda yer veriyorum.

Birileri sanatın “S”sinden habersiz “Ucube” diye sanata saldırır. Birileri dinsel referanslardan yola çıkarak norm belirler! Bu kısa ve öz olarak söylersek “otoriter” bir anlayışın toplum yaşamına sirayet etmesidir. Kısaca hayatın normlarını dinsel referanslar üzerinden inşa etmektir, bunun adı demokrasi olmaz!

Karanlık bekçileri tarihin her sayfasında ne yazık ki malum rollerini oynarlar. Yüzyıllar değişse de iktidara, egemen olana yaranmak için biçilen rollerini kaçınılmaz olarak savunurlar. Bu arada herkes rolünü oynamaya devam eder.

Karanlık bekçileri.

Eski Dev-Yol’cu, evrim sürecini yaşamış, Kültür Bakanı’nın Başbakan’a destek atışının başkaca açıklaması da yoktur! Anlayan anlar.

Uzattım biliyorum.

Uluslararası üne sahip heykel sanatçısı Aksoy’un eserine yapılan saygısızlık, aslında aydınlanmaya, çağdaş değerlere, demokrasiye yapılmıştır. Bunun yanında sözde liberal, özgürlükçü ve yandaş zevatın durumu kurtarma uğraşısı sadece düşülen bataklıkta çırpınmaktan öte bir anlam ifade etmiyor.

Tarih acımasızdır!

Herkes söylediğiyle, takındığı tutum ile arenada yerini alacaktır. Bir zamanlar ”Sanatın içine tüküren” seviyesizlik ile birlikte altı çizilmiştir.

Afganistan’da Buda heykellerini günlerce kurşunlayan ve sonuç alamayınca dinamit ile yok eden Taliban ile aynı ligde bulunmaları şimdiden hayırlı olsun!

Güncel. Kanuni Sultan Süleyman’ı işleyen Mühteşem Yüz Yıl adlı dizi de aynı engizisyona mahkum oldu. Efendim, Kanuni içki içmezmiş! Sanki, harem komşusu. Ecdat, falan filan aşağılanıyormuş!

Yaşananlar sadece kelimenin tam anlamıyla hödüklük!

Onca esir, prensliklerden gönderilen kızlar, köle pazarından satın alınanlar herhalde Osmanlı’nın yüksek kültürünü aşılamak için tutuluyorlar haremde. Medarı iftiharınız padişahın ilgi ve alakalarına mahzar olmak için ömür tüketiyorlar.Kanuni beğenirse ödüllendiriliyor,beğeniye mazhar olmayanlar beyliklerin, vs’nin, beylerinin zevcesi olmakla yetiniyorlar.Nokta.

Şimdi burada uzun uzun değinmeyeceğim. Fakat, iktidar uğruna çocuklarının boynunu vurduran zihniyetin yatak odasını savunmak günümüzün Osmanlı hayranı palyoçalara mı kaldı?

Belli, yönlendirilmiş kuklaların; sıradan, banal tepkileri eğer bir televizyon dizisini yayından kaldırtacaksa geçmiş olsun!

Hani ileri demokrasi masallarına ne oldu? Yüksek perdeden “gereği yapılır” buyrukları eğer emir telakki edilip Meral Okay’ın boynu vurulacaksa en başta şimdi yan çizen ama referandumda “yetmez ama evet” diyenler önden buyursun! Hesabı tarih önünde versinler.Bu arada geçen akşam bir televizyon programında “yetmez ama evet” diyen zevatın günah çıkarmasına da tanık oldum. Özetle “iktidar şehvetinden” söz ediyordu iktidarın yargıyı vesayeti altına alma uğraşını/zaferini değerlendirirken.

Günaydın!

Güzide memleketimin, taraf olan her kesimi sorunlu. Nereden tutsam elde kalıyor.

Çürümüş!

Başbakan’ın deyişiyle “Ucube” bir memleketteyiz de, ucube olan sanat eserleri değil kuşkusuz!

Hizbullah sanıkları “İslamda pişmanlık yoktur” derken aslında zavallı ve de acınacak halimizi özetliyorlar.

Ve bu iklimde birileri demokrasi masalı satıyor, yersen.

Yemen türküsüne gözyaşı akıtan cumhurun başkanı, sözde yargılamalar ile çocuklarının doğumunu göremeyen gazeteci Balbay’a dair, ağlamak şöyle dursun fikir bile beyan edemiyor!

İleri demokrasi.

Sakat!

Üç kuruş yardım alacağım diye bir birini, ezen kadınlar PTT şubelerinde izdiham yaratıyorlar.

Kocaları o üç kuruşu almak için sokağın karşısında bekliyorlar. Galiba uzatmaya gerek yok. Fotoğraf net! Kadın aldığı üç kuruşu kocasının avucuna sıkıştırıyor.

Utanarak!

Biz Mehmet Aksoy’un eserinden yola çıkarak eleştiriyoruz.

Aksoy, Caravaccio gibi geleneklere karşı çıkan, sanat anlayışı, sanatçı kişiliğiyle sanat evrenine getirdiği boyutu anlamıyoruz!

Ucube!

15.yüz yıl sanki tekerrür ediyor.

Fatih Sultan Mehmet devrini mumla mı arayacağız ne?

Son bir not, sanatçı Aksoy eseri için; “Ancak dinamit ile yok edilebilir” demiş.

Bu ayıp bize yeter…

 
Toplam blog
: 1114
: 827
Kayıt tarihi
: 28.09.06
 
 

Ankara'da yaşar, dünyalı,aynadaki görüntüsüne muhalif, vicdan hesapları yapmaktan yorgun, yaşanıl..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara