Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Mayıs '07

 
Kategori
İlişkiler
 

'Yaprak dökümü' kadınları

'Yaprak dökümü' kadınları
 


Yapraklarının bir bir dökülüşünü izlediğim bu aile, ister özgün romandaki gibi 20. yüzyılın başlarında, ister dizideki gibi 21. yüzyılda yaşamış bir aile olsun öyle bizden öyle olası ki...Ve dizinin herbir kadını öyle derin duygusal karmaşalar içinde ki.

Olası acıların istisnasız bir bir kapısını çaldığı eski köşkün kadınları azıyla veya çoğuyla, öyle tanıdık ki...

Dizinin her bölümünde yaşamlarımızdaki kadınların rollerini ve bu rollerdeki insanca çelişkileri düşünmeden edemiyor insan. Köşkteki herbir öyküye tanıklık ederken, dünyanın aslen kadınların çevresinde döndüğü fikri bir kez daha öne çıkıyor.

O karakterler?

Bir Fikriye var...Akıllı, geçgin, babasına taparcasına saygı duyan...Doğru diye parçalanan, doğru için yanlışları görmezden gelmek zorunda kaldığından huysuzluğu çare sayan...

Bir Leyla var...Hayallerini çıkacağından yükseklerde sallanan, yanlış adreslerde sevgi ve ilgi arayan, zaaflarıyla başedemediğinden gerçekler karşısında körleme bir varolma savaşı verirken farkında olmadan kafa göz yaran, yarmaktan usanmayan.

Sonra Necla...öyle toy, öyle güzel! Hırsı, aklı ve yüreğinin karmaşasında, kendi dehşetine doğru ürkek adımlarla ilerlemeye devam eden, giderken koca aileyi de peşinden sürükleyen.

Hayriye Hanım var...Toplayacağım derken dağıtan, kaşla gözü karıştıran, beklentileri, geleneksel yargıları ve gerçekler arasında çaresizce yalan söylerken kendini bile kandıran, hayatı doğru taşlarla oynayamayan.

Ve bir de Ferhunde ...Entrikalar üstünden yaşayan, felek ve çemberiyle tanışık, bir o kadar renkli, çekici, bir o kadar haddini bilmez, bir o kadar reddedilmez. ve bunu iyi kullanan.

Bu kadınlar birbirinin kardeşi, gelini, görümcesi, kayınvalidesi, annesi; aynı evde yaşamaya zorunlu tiplemeler.

Aslında seyretmeyenlere isimler ve tanımlar bir şey ifade etmeyecektir tabii. Ama görmeden de tahmin edilebileceği gibi, ilişkilerindeki rekabet, yalan ve çekişme olguları herkese anlamlı gelecek ortak bir yönlerine işaret ediyor:

Diziyi sürükleyen, gerim gerim geren tamamen bu karakterlerin hırsı, nefreti, sevgisi veya acısı üstünde gelişen olaylar. Ve onların karmaşaları tüm ailenin yaşamına damga üstüne damga vuruyor, sağlam izler bırakıyor. Tüm yaşananlar bu kadınların içdünyasındaki ikilemlerin dümenliğinde yönleniyor. 'işte kadın!' dedirtiyor.

Kadın, dünyayı sağduyusundan kopmuş kontrolsüz hisleriyle değerlendirdiğinde, koca bir dünya onun peşinden yaşlı bir çınar gibi o yana bu yana savrulabiliyor.

Yaprakları da bir bir dökülüyor...

Gerim gerim geriyor insanı ama seyrettiriyor, düşündürüyor.


 
Toplam blog
: 146
: 1061
Kayıt tarihi
: 05.12.06
 
 

Hep yazmak istedim. İnsan düşüncelerini yazıya dökünce kendi başınadır çünkü, kaygısız, katıksız ..