- Kategori
- Siyaset
1 Mayıs Taksim'de kutlanmalı..
1 Mayıs…
Türk Sol hareketinin desteği ile güçlenen ve varlığını tüm egemen güçlere kabul ettiren Ülkemiz İşçi Sınıfının, dünya Sosyalist hareketindeki yerini almasını hazmedemeyen güçler tarafından elinden alınan ve verilen mücadeleler sonucu tekrar kazanılan 1 Mayıs İşçi Emekçi Bayramı.
Bu şöleni yaşamaya hazırlanan İşçi sınıfımıza kutlu olsun.
Bu yıl, yüz yaşına basan 1 Mayıs’ın kutlanması hazırlıkları ve yaklaşık bir yıldır devam eden 1 Mayıs alanı polemikleri, ülkemizdeki egemen güç AKP ve sözcüleri tarafından hala bir korku, bir “provakasyon” bahanesi olarak görülüyor maalesef..
Bu AKP sözcülerinin önde gelenlerinden birisi olan İstanbul Valisi, yaklaşık bir aydır davranışları ve demeçleri ile, 1 Mayıs’ın adeta bir korku, bir vahşet, bir “anarşist” olay gibi kamuoyuna yansıtılmasının hesapları içinde.
DİSK öncülüğünde yürütülen 1 Mayıs alanı kararlılığı karşısında önce provakasyon olabileceğini bahane ederek kesinlikle 1 Mayıs’ın Taksim’de kutlanamayacağını ileri süren, gördüğü kararlılık ve haklı mücadele karşısında geri adım atıp “makul bir sayıda” ki insanların 1 Mayıs alanında kutlama ve açıklama yapabileceğini ilan etmek zorunda kalan vali, sabah söylediğini akşam tekzip ederek, DİSK’in on binleri 1 Mayıs alanına yığacağından korkmuş ve Türk-İş ve Hak İş’e ne kadar tolerans gösterilecekse o kadarının ancak DİSK’e gösterilebileceğini açıklamıştır.
Burada sorulması gereken sorular şunlar olmalıdır bence.
Türk İş ve Hak İş, işçi sınıfını en azından DİSK kadar temsil edebilirler mi?.
1 Mayıs’ın anlamını ve önemini çok iyi bilen Devrimci İşçi Sınıfı, bu iki sarı konfederasyonu kendi temsilcisi olarak görüyor mu?
Yaklaşık otuz yıldır elinden alınmış olan 1 Mayıs İşçi Bayramı hakkı, bu iki sarı konfederasyonun mu yoksa DİSK’in kararlı ve onurlu mücadelesinin sonucu olarak mı elde edilmiştir.
Kazanılmış bu mevziden sonra, 1 Mayıs alanının da tüm işçi sınıfına açılacağı günün mücadelesi hangi konfederasyon öncülüğünde gerçekleşecektir.
İşçi sınıfı (kimilerine göre) bir “provakatör ordusu mudur”, yoksa kendi kaderi ve geleceği için söz sahibi olmak ve üretimden kendi payına düşeni hakkıyla almak isteyen bir emekçi ordusu mudur?.
AKP Hükümetinin ülkemize yaşattığı bu ekonomik krizden kurtulmanın yolu (kısaca) üretim ve ihracat ise bunun lokomotifi örgütlü ve başı dik işçi sınıfı değil midir?.
AKP ve sözcüleri bu gerçek gün gibi ortada iken neden korkarlar örgütlü ve kararlı işçi sınıfından anlayamıyorum.
Anlamaya çalışmak için beyin jimnastiği yapmaya çalıştığımda aklıma şunlar geliyor.
Yoksa AKP, örgütlü ve kapitalizmin olmazsa olmaz ögelerinden olan güçlü işçi sınıfının, özellikle doğu ve güneydoğudaki Feodal yapıya vereceği zarardan ve bunun sonucunda oy depolarının dağılacağından mı korkuyor?.
Yoksa AKP, güçlü işçi sınıfının, bu cehaletin ve cehaletin getirdiği AKP hükümetlerinin sonunun 1 Mayıslarla hızlanacağından mı korkuyor.
Yoksa AKP, AB’ye girmek masalları çerçevesinde göstermelik demokratlaşma çabalarının, İşçi Sınıfının gerçek demokrasi hedefleri karşısında ne kadar yalan ve takiyye olduğunun anlaşılacağından mı korkuyor?.
Yoksa AKP, DİSK'in önlenemez gücünün 1 Mayıs alanında daha iyi görüleceğinden mi korkuyor?.
AKP’nin 1 Mayıs’ı tatil ilan etme ve dolayısıyla bir İşçi Bayramı olduğunu kabul etmesi kararının, 1 Mayıs’ın 1 Mayıs alanında kutlanması karşısındaki tavrı ile hiç örtüşmediği çok açık değil mi?. Burada da Nazım Hikmet’e, Yılmaz Güney’e, Ahmet Kaya’ya yaklaşımdaki takiyye yi görmüyor muyuz?. Tüm “demokratik açılımlarında” yaşanan takiyye yi görmüyor muyuz?.
Gelelim Sayın Valiye;
Efendim,
1 Mayıs alanının kutlamalar için uygun olmadığının en önemli sebebi, her türlü provakasyona açık olması imiş.
Yani bu provakatörler, (kimse bunlar?, yada bu tür provakatörleri engellemek kendi görevimi değil mi açıklasa da öğrensek) kutlamalar 1 Mayıs alanında yapılırsa harekete geçecekler, Kadıköy’de yapılırsa harekete geçmeyecekler öyle mi?..
Yani on binler Kadıköy’de toplanırsa tehlike yok, 1 Mayıs Alanında toplanırsa “aman dikkat”..
Ben bu bahaneye gülüyorum… Başkasını bilemem..
Şimdi Taksim’de ki 1 Mayıs kutlamalarına katılacak “makul sayı” nedir?..
On bin mi, yüz bin mi, bir milyon mu?.
Ölçüsü nedir bunun?..
Bu kutlamalara katılacak olan Sivil toplum örgütleri kaç adet olmalıdır?. CHP bu kalabalığın içinde olmalımıdır?..
Ya da bu işçi sınıfı niye “ilerici ve demokrasi aşığı AKP’yi” temsil etmiyor ?..
Nedir bunun ölçüsü sayın valim nedir?. Açıklayın da öğrenelim.
Nedir bu 1 Mayıs alanı korkusu, ben merak ediyorum. Lütfen açıklayın öğreneyim.
Bakın hükümet 1 Mayıs’ı bayram ilan etti. Memlekete komünizm falan gelmedi.
İşçiler 1 Mayıs’ı 1 Mayıs alanında kutlarsa da bu memlekete (şimdilik) işçi iktidarı gelmez merak etmeyin.
Ancak ilerdeki bir işçi sınıfı iktidarının temelleri atılır ki bunu sizde, AKP hükümeti de, tüm egemen güçlerde engelleyemez.
1 Mayıs her türlü provakasyona karşı uyanık, ülkesini sevdiğine yürekten inandığım Türk İşçi Sınıfına ve ülkemize kutlu olsun..
Saygılar..
30.04.2009