- Kategori
- Haber
10 Milyon kök hücre ile güzelleşti.

Resim Milliyet com tr alıntı Sevtap Erener
Milliyet com tr 29 Nisan 2012 “Magazin” Haber
Sevtap Erener Güzelliğinin sırrını Ayşe Arman’a anlatmış.
Yer çekimine karşı koymak için bakalım hangi yöntemlere başvurmuş.
Kulağının arkasından alınan doku: laboratuvar ortamında üç hafta boyunca çoğaltılmış ve yüzüne enjekte edilmiş.
Yan etkisi yokmuş; Sevtap Erener bu yüzden hiç endişe duymamış.
Ayşe Arman: Keşke “Neden kulak arkasından alındı” diye sormuş olsaydı. Merak ettim.
Her bir şeyi kulak ardı edenler çabuk yaşlanmaz derler.
Sevtap Erener yüz dolgusu yaptırmamış çünkü dolgu işleminden sonra anladığım kadarıyla yüz ifadesi: Kendine özgü ifadesini yitiriyor ve dolgulu yüzler ikizler gibi birbirlerine benziyorlarmış.
Bir de POLARİS adında bir alet varmış, ölü hücreleri uyandırıyormuş.
Sevtap Erener bu uyandırma işlemini ayda bir yaptırıyormuş.
İşte tam burada biraz kafam karıştı. Ölü hücreler cildi kendiliğinden terk etmiyorlar mı?
Pul pul dökülmüyorlar mı?
Mesela: En gariban fareler kiliselerde yaşayanlardır.
Ayinlerin yapıldığı bölümü kastediyorum.
Almanlar: Bireyin fakirliğini dile getirmek istediklerinde “Kilise faresi” deyimini kullanırlar.
Bu fareler: Kilise ziyaretçilerinin ardında bıraktığı çöplerle yani ciltten dökülen ölü hücrelerle karınlarını doyururlar.
Hatta bazı insanlar vardır “kilise faresini” taklit ederler.
Etmeye çalışırlar ama tam anlamıyla beceremezler.
Bir zerre çöpün yere düşmesini beklerler.
Ne kadar hafif olursa olsun;yer çekiminden ötürü, çöp mutlaka düşecektir.
Cımbızla aldıkları o mikro çöpü: Allarlar pullarlar satışa sunarlar.
Zahmetlere girerler.
Aslında girmelerine hiç gerek yoktur.
Kendi depoları ağzına kadar doludur.
Kilise faresi çöp ambarını rüyasında görür.
İşte hep böyle oluyor; laf lafı açıyor.
Nerede kalmıştık?
(Ayda bir uyandırılan ölü hücrelerde)
Uyuyan: Ölü sayılır mı?
Ölmüş ise nasıl uyuyabilir?
Allah aşkına Sevtap Erener şu güzelleşme yöntemini bize bir daha açıklasana…
Şaka bir yana güzel olmuşsun; yakışmış, güle güle kullan.
30 Nisan 2012 Pazartesi
Alev Meisel/Berlin