Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Ekim '07

 
Kategori
Gezi - Tatil
 

1001 Gece'den Pierre Loti'ye

1001 Gece'den Pierre Loti'ye
 

Tv de sürekli takip ettiğim iki dizi vardı geçen yıl, bir tanesi “Avrupa Yakası”, öbürü “1001 Gece”. “Hatırla Sevgili” yi atlamışım, tavsiye üzerine izleyeceğim bu sezon.


Avrupa yakası hala eğlendiriyor, güldürüyor, ancak “1001 Gece” çok zorluyor, gitmiyor, senaryo tıkandı, eski Türk filmleri havasına girdi.

Oğlum benimle inceden dalga geçiyordu, 1001 Gece’yi izlediğim için.

“Ne buluyorsun bu dizide?”

“Ay mükemmel kişilik, örnek kadın Şehrazat!” diyordu. Doğruluk payı çok, bir insan bu kadar mı kontrollü, bu kadar mı ideal olur, hiç mi hata yapmaz? Hiç mi zayıf düşmez?

“ Evet seviyorum diziyi, çünkü kadın odaklı, çünkü filmin bütün senaryosu kadınların etrafında dönüyor, kadınlar en değerli, kadınlar en önemli !” dedim. Senaryo ekibi de aptal değil ya, izleyicilerin kadın olduğunu bildiği için, ona göre kurgu yapıyorlar, hepimizi etkiliyorlar.

Aslında dizinin en iyi tarafı , nefis İstanbul mekanlarının kullanılması. Örneğin İstanbul’da görmek isteyip de gidemediğim yerlerden olan Pierre Loti tepesinde, güneşli bir bahar gününde Şehrazat ile Onur burada buluşmuşlardı. Ben de zaten uzun süredir görmek istiyordum, kararımı verdim, ilk fırsatta da gittim. Büyüleyici, nefes kesen bir İstanbul manzarası var. Zamanı unutup oturulabilecek, sohbet edilebilecek, kitap okunabilecek şirin bir kahvesi var, tüm manzarayı kucaklayan, karşıda Rahmi Koç Müzesi.

Belki de geç gitmek de şanslıydım, çünkü Haliç ve etrafının çevre düzenlemesi yapılmış, ayrıca Eyüp’ten tepeye çıkmak için minik bir teleferik de inşa edilmişti. Fransız Büyükelçiliğinde deniz subayı olarak çalışan Pierre Loti ( asıl adı Julian Viaud ) bu tepede vaktini geçirir, yazılarını yazarmış , İstanbul böylece bir yazar daha doğurmuş !

Yurt dışında hemen her turistik yerde bulunan, ama bizde pek rastlanmayan fotoğraf çekme hizmeti de vardı burada. Tepede bulunan seyir yerinde fotoğraf makineniz yoksa, orada bu hizmeti veren şahıs, anında çekip baskısını da teslim edebiliyor.

Pierre Loti, “ölmeden önce görülmesi gereken yerler” listesine alınmalı.

Dizinin bana ikinci hediyesi Ağva’yı görmek oldu. Burası daha önce başka dizilere de dekor olmuştu, artık gidip görmeliydim. 2007 Nisan ayında gittim, başka bir yazımda paylaşacağım izlenimlerimi.

Hoş mekanları dışında 1001 Gece, çalıntı fikirden yola çıkarak oluşturduğu senaryosunu ileriye taşıyamıyor, siyah gece temasının etrafında dönüp duruyor ve bu durağan haliyle seyirciyi bayıyor. Durağanlıktan birçok kez denenmiş, kaza, hastalık gibi ucuz fikirlerle çıkmaya çalışsa da olmuyor. İlgimizi çekmekte zorlanıyor.

En iyisi “Hatırla Sevgili” ye başlamak ve CNBCE’nin tempo dolu dizilerini izlemek ve yeni mekanlar keşfetmek...

 
Toplam blog
: 144
: 1429
Kayıt tarihi
: 12.09.07
 
 

ODTÜ İşletme mezunuyum, felsefe bölümünde master eğitimi aldım, uzun yıllar bankacılık ve finansm..