- Kategori
- İlişkiler
11'e 5 Kala
Güzel başladı yolculuk adı altında gelişen serüvenim... Aynı anda bir çok şeye odaklanmaya çalışırken duygularımı göz ardı etmedigim için huzurluydum...
Belirli dakikalarla elinde çay&kahve ile gelen muavin agzımın tatlanmasına, keyiflenmeme vesile olarak figüranı oluyordu serüvenimin... Elimden hiç düşmeyen, her türlü yaşanmışlıga mutlaka yakınımda olarak şahit olan telefonum çalıyordu neredeyse her dakika... Benden 1 saat öncesine kadar yalnızca 10 dakika uzakta olan adamımdan birden bire geride çizgiler bırakarak farkı 8 saate çıkarıyordum istemeden... Bir yanım kal diyor bir yanım git... Gidiyorum işte... Gözlerimin tesellisi yeşilliklere dogru yol alıyordum, 'hangi göz dolgunlugu geçirebilirdi bu mesafenin buruklugunu?' diyerek canımı sıkıyordum mazoşistlik sebebimi kullanarak... Fenerbahçe maçı heycanın kulaklarımda çınlamasıyla ' biraz sesini kısın yahu' diyerek uyanıyordum iç alemimden, alt kimliklerimden... Rüya değildin ki sen uyandıgımda hatırlamaya çalıştıgım... Sen ancak gerçek olabilirdin unutmaya çalıştıgım onca rüyanın arasında... Sonra daldım pencerenin ötesinde bir yerlere, uyku diyordunuz siz buna halk dilinde... Sen varken sözler yitirmeliydi anlamını ve öyle oldu... ' Sükut Lehçesini Bildikten Sonra Söze Ne Gerek Var?'