- Kategori
- Güncel
12 Eylül'ün 32. yıl dönümünde, 12 Eylül'ün bilançosu...

Bu gün 12 Eylül…
Hem 1980 askeri darbenin 32. yıl dönümü, hem de 2010 referandumun yıl dönümü…
12 Eylül 1980 yılında yapılan askeri darbe ile neler olmuştu?
12 Eylül darbesinden sonra gözaltılar başlamış, gözaltına alınanlardan 171 kişi işkenceden, 144 kişi kuşkulu bir biçimde ölmüştü.
299 kişi de cezaevlerinde, cezaevi şartlarının kötülüğünden eceli ile yaşamını yitirmişti.
Bu gün sayıları yüzlerle ifade edilen gazetecilerden, o gün için 31’i hapse atılmıştı.
Sorgusuz sualsiz gözaltılar yapılıyor demiştik, o günün bilançosu 650 bin kişi!
Gözaltına alınanlar uzun süre içeride kaldıktan sonra mahkeme karşısına çıkartılıp, bunlardan 230 bin kişi yargılanmaya başlamıştı.
Yargılananlara öyle üç beş kere ömür boyu hapis falan istenmiyor, cezalar teke indirilip, toptan veriliyordu. O günlerde toplam 517 kişiye idam cezası verilmişti.
Bu idam cezalarından 50’si uygulandı!
O zamanlar işsizlik bugünkü kadar yüksek değildi. 12 Eylül askeri yönetimi sayesinde bir anda 30 bin kişi “sakıncalı” görülerek işten atılınca işsizlik birden yükseldi!
Bir de yurt dışına çıkış yasakları vardı. Bu tür kişiler pasaport falan alamıyorlardı. Bunların sayısı ise 388 bin kişiye ulaşmıştı.
Gelelim 12 Eylül askeri darbesinin kime karşı yapıldığına:
Öncelikle belirtelim ki, bu darbeden aşırı sağ ve sol zarar görmüştür. Özellikle sol kesim daha fazla zarar gören kesimdir.
Bu darbeden zarar görmeyen tek kesim vardır o da bu günkü yönetimin benimsediği görüştür.
12 Eylül askeri yönetimi, Atatürk’e sarılıp, Atatürk’ü sevenleri bile yerle bir ederken, tek dokunmadığı kesim, o zamanın radikal dini örgütleridir. Bu örgütlere dokunulmadığı gibi el altından desteklenmiştir. Ve toplumda dini bütün insanlar teröre karışmaz intiba yaratılmaya çalışılmıştır. Bunda başarılı da olunmuştur.
12 Eylül yönetimin beslediği Hizbullah ve diğer radikal dini örgütlerin, sonradan nasıl bir acımasız katil olduklarını toplum görmüş, ancak 12 Eylül ve devamı yönetimlerin yaptıkları kanunlarla, 185 kişinin katilleri bir gece yarısı salıverilmişlerdir.
Gelelim günümüzdeki uygulamalara:
Bildiğiniz gibi 12 Eylül 2010 referandumu ile yargı ele geçirilmiştir. Taraf haline gelen yargı, bu gün iktidardan emir almaya başlamış ve alınan emirler derhal yerine getirilmeye başlanmıştır.
Dünle bugün ne yazık ki birbirine çok benziyor. O gün, Kenan Evren hâkimlere emir veriyor, “asmayalım da besleyelim mi?” diyordu.
Bugün de AKP Genel Başkanı bir partinin milletvekillerinin durumu için “yargıyla görüştüm” diyebiliyor.
12 Eylül yönetimi ile bu günkü yönetimin kıyaslaması Milliyet Yazarı Can Dündar tarafından yapıldı.
Özet olarak, 12 Eylül askeri darbe yönetimi ile bu günkü demokratik(!) yönetimin birbirinden farkı yok. Eylem ve söylem benzerliği çok dikkat çekici!
Gelelim 12 Eylül yönetiminden geriye kalanların yargılanma meselesine:
Ufukta bir yargı gözükmüyor. Sadece gaz alma girişimi ve halkı oyalamaya yönelik bir oyun sergileniyor.
Eğer onlar yargılanacaksa, milli iradeyi dillerinden düşürmeyip, 12 Eylül yönetiminin eylem ve söylemlerini hayata geçirenler de yargılanmalıdır.