1492...

Bir 'Ridley Scott filmi'... Cristoph Colomb'u Gerard DePardieu oynamış. Ekim 1992'de dünya sinemalarında gösterime girmiş. Filmin muhteşem müzikleri Vangelis imzalı. Filmde görülen muhteşem gmanzaralar Kostarika, Dominik Cumhuriyeti ve İspanya gibi ülkelerde çekilmiş.


Bu filmde bir kaşif var... Sıradan düşünmeyen, sıradan yaşamayan, hayalleri olan dolayısıyla, sıradan kafalara çılgın gelen bir adam.Cristoph Colomb:

Filmin özetine gelince...Oldukça karmaşık ve uzun bir hikaye

Kaşif Colomb, hayalini kurduğu Hindistan yolculuğu için onayı İspanya Kraliçesi'ni zorla ikna ederek alır ve çılgınlık gibi addedilen bir rotayla denize açılır. Eski yollara alternatif yeni bir rota üzerinde günler haftalar boyunca uçsuz bucaksız denizin ortasında yol alır. Yaptığı hesaplara göre yanındakileri 3750 millik yolculuktan sonra karaya ulaşacaklarına inandırmıştır. Bu uzaklığa gelindiğinde, kara görünmez, kuşkular ayyuka çıkar ve geri dönme seçeneği konuşulur... Colomb dönmeyi reddeder. Yanındakileri de buna ikna eder. Ve bir kaç yüz mil sonra sabır ve inancınnı meyvesini toplar ...Karaya ulaşılır.

O kara başka bir karadır ama.Bilmeden eski dünyadan kimseye nasip olmayan bu keşife adını yazdırır:

Yeni dünya'da San Salvador adasına, el değmemiş bir cennete ilk adım atılır.

İspanya'ya döndüğünde, eski zamanların 'delisi', ihtişamla karşılanır ve bulduğu topraklara 'vali' tayin edilir...

'Yeni dünya'ya, kalabalık bir grupla, döner...Ama işler pek de hayalindeki gibi gitmeyecektir.

İspanya'dan kalabalıklarla birlikte San Salvador'a taşınan hırs ve kibir ambalajlarından bir bir çıkarılır. Biraz kan, biraz entrika...
Sonunda, asillere sağlanan imtiyazları 'Yeni dünya' da görmezden gelen Colomb'un bir zindana mahkum etmek çok da zor olmaz.
Colomb yıllarca avrupada zindanda kalır, çıktığında tek arzusunun Yeni dünya'ya gitmektir, İspanya kraliçesi'ni bir kez daha ikna edip, oğluyla bu yolculuğa çıkar. O sırada ana kara çoktan keşfedilmiştir. Resmi kayıtlar kaşif olarak Americo Vesputchi'yi göstermektedir ancak, oğlunun yazdığı biyografisi sayesinde Colomb tarihte hakettiği yerini alır.'

Amerikanın keşfinin 500. yılında çekilen bu film, bildik bir keşfin ayrıntılarında gizli bir cenneti ve bu cennetin eski dünyayla tanıştıkça 'medeni' bir vahşetle nasıl da şekil değiştirdiğini anlatıyor.

O yeni dünya ki,Colomb'un vizyonuyla kurulabilmiş olsa, belki de tüm dünya gerçek bir cenneti olurmuş. Hırs ve kibirle lekelenmemiş, farklılıklarından kan değil, zenginlik çıkan, insanların sadece kaza ve hastalıklarla öldüğü bir dünya.

Filmi o gözle seyredince insanın 'Colomb' un başladığını bitiresi, 'eldeğmemiş yeni bir dünya' keşfedip baştan başlayası geliyor.