16 Ocak 2007 Salı

Bugün gazete manşetlerinde herkesi tek noktaya odaklıyacak bir haber yok gibi....

Çok nadir rastlanacak bir olay olduğu için, Irak'taki idamların infazı sırasında, eski istihbarat teşkilatı şefi Tikritî'nin kafasının kopması, elbette çok konuşulan bir konu.

Posta gazetesinin "Vahşi infaz" başlığıyla duyurduğu haberi Yeni Şafak "İdamda vahşet sınırı aşıldı" şeklinde vermiş. Hükümet sözcüsü, çok rastlanmayan bir şekilde Barzan'ın kafası, infaz sırasında vücudundan ayrıldı, demiş. Olayın nasıl meydana geldiğiyle ilgili çeşitli iddialar var.

Vücudun ağır gelip boynun buna dayanamadığı, yağlı halatın bu kopmaya sebep olduğu, hatta başın özellikle kesildiği bile söyleniyor. Hangi türlü olursa olsun, bu bir ceza infazının sınırlarını aşıyor. İnsanın duygularını tahrik açısından bir vahşet simgesi olduğu da düşünülebilir.

Aslında ölen açısından değişen fazla bir şey yok. Çünkü insan bir kere ölür. Gerisi sadece, öldürmeye doyamayanların gemleyemedikleri hırslarının göstergesidir.

***

Telekom'un telefon ücretlerinde yaptığı ayarlama, kimilerini üzdü, kimilerini sevindirdi. Cep telefonu firmalarının kendi aralarındaki rekabet, ister istemez Telekom'u da harekete geçirdi. Yeni yıla ücret ayarlaması yaparak giren şirketin şehiriçi konuşma fiyatlarıyla şehirlerarası konuşma fiyatlarını eşitlemesi, oldukça şaşkınlık yarattı.

Cumhuriyet gazetesi "Telefona zamlı indirim" başlığını atarken, Gözcü gazetesi olayı "Telefona hem indirim hem bindirim" diyerek anlatmış.

***

Bana göre günün en çok konuşulacak haberlerinin başında, ilk kopya koyun Dolly'i üreten İskoç Roslin Enstitüsü araştırmacılarının, tavukların genetiğini değiştirerek, kanser ilacı için gerekli olan proteinleri içeren yumurta yapmalarını sağlaması...

"Kanser ilacı yumurtlayan tavuk" haberi maalesef gazetelerde oldukça küçük puntolarla yer aldı. Ama bu haber, hem şu anda gerşekleştirilen konu açısından, hem de ileriye dönük yapılabilecek şeyler açısından entresan bir noktayı işaret ediyor.

***

Gazetelerin özel manşetleriyle turumuza devam edelim.

Cumhuriyet gazetesi "Yeni hedef İran" manşetiyle ABD'nin İran'a yönelik saldırı hazırlığı içinde oluşuna dikkat çekerken, solda birlik çağrıları konusunda "İnönü'nün umudu yok" demiş. Erdal İnönü, şimdiye kadar solda ayağı yere basan, hayal dünyasında dolaşmadan acı da olsa gerçekleri önceden görebilen bir lider olarak tanınıyor.

***

Gözcü gazetesi, İstanbul trafiği ile ilgili başbakanın önerisinin ardından, şimdi de büyükşehir belediye başkanının görüşünü manşet yapmış: "Çift araca fazla vergi". Benim kanaatim, bir konuda ne kadar çok görüş ortaya çıkarsa, çözüme yaklaşmak o kadar kolay olur.

Oysa bizde yeni fikir üretmek yerine, ısrarla sadece üretilen fikre karşı çıkmak esas alınıyor. Başbakanın önerisine muhalefetten çıkan tek ses, "olmaz"dı. Halbuki benim gönlüm istiyor ki, başbakana bu işin düzeltilmesini sağlayacak onlarca teklif sıralansın ve sonra da denilsin ki, "bunları yapmak varken, neden senin bu önerini kabul edelim, sen bunları yap!"

***

Hürriyet gazetesi, hiç hesapta olmayan bir konuya ayırmış manşetini bugün. İstanbul'da çocukların gözdesi olan Tatilya, sökülüp taşınıyormuş. "O şimdi Erbil'de" başlığıyla verilen habere göre, Bayındır holding tarafından kurulan ve şirket borçlu duruma düşünce İş bankasının eline geçen, bir süre sonra bir kaza meydana gelmesi üzerine kapatılan Tatilya, Barzani'nn akrabası işadamı Malaşin Barzani tarafından satın alınarak Erbil'e götürülmüş.

***

Milliyet gazetesinde manşete geçen özel habere göre "İstanbul Törenin yeni başkenti." Bu sonuca varılmasının sebebi geçen bir yıl boyunca İstanbul'da işlenen töre cinayetlerinin çokluğu.

Töre ve cinayet kelimesi yanyana gelince elbette hemen akla doğu ve güneydoğu gelir. Öyleyse neden İstanbul en önde... Sebep, bu bölgelerden insanların İstanbul'a kaçması, İstanbul'a bu bölgelerden fazla göç gelmesi. Çünkü işlenen cinayetlerin yeri İstanbul ama, ölen ve öldürülenlerin hepsi doğu ve güneydoğu bölgesinin insanları...

***

Sabah gazetesi, düştü mü, düşürüldü mü diye tartışılan uçağın yolcularında, savcılığın roket izine rastlanmadığına dair görüş bildirmesi üzerine, bir adli tıp uzmanının söylediklerini manşet yapmış: "Bir mikroskop olayı çözerdi"

Düşen uçağın parçaları, üzerinde inceleme yapılmaması için ABD yetkilileri tarafından yok edilince, Türk heyeti ancak cesetler üzerinde yapılan bir incelemeyle sonuca ulaşmaya çalıştı. Ancak savcılık böyle bir ize rastlanmadığını söyledi. Adının açıklanmasını istemeyen bir adli tıp uzmanı, savcılığın bu açıklamasını yetersiz buldu.

Ona göre, eğer elektron mikroskobuyla bir inceleme yapılmış olsaydı, füze veya bomba izini gösterecek yabancı maddeler teşhis edilebilirdi.

***

Yol ayırım bariyerleri, yüz yirmi kilometre hızla çarpan otomobilin önünden girdi, arkasından çıktı. Star gazetesinin "İçinden ölüm geçti" başlığıyla verdiği kazada iki kişi hayatını kaybetti.

***

İstanbul Belediyesi Sanat ve Meslek Eğitimi kurslarına katılanların sayısı 122 bini aştı. Türkiye gazetesinin "En büyük üniversite" başlığıyla verdiği haberde, örnek olarak gösterilen Selçuk Üniversitesi'nin 117 bin öğrencisi bulunuyor. Yaş sınırı olmayan kursalara 210 bin başvuru yapılmış.

***

Vatan gazetesi, son yıllarda değişen hava şartlarının şaşırtıcı sonuçlarını manşete taşımış : "Dünya şaşkın" başlığıyla verilen haberde, küresel ısınmanın dünyanın sonu olacağı konusunda çevrecilerin uyarılarına kulak asmayanların, şimdi kış niye gelmiyor diye merak ettikleri anlatılıyor.

Benzer bir haber de Yeni Şafak'ta biraz espriyle "Bizi bu güzel havalar mahvedecek" şeklinde verilmiş. Doğu Anadolu ve Karadeniz bölgesi dışında uzun zamandır yağmur yağmadığı, ayıların kış uykusına yatmadığı, tohumların tarlada çürüdüğü, ağaçların çiçek açmaya başladığı belirtilen haberde, yazın pahalı sebze ve yangınların gündeme geleceğine de dikkat çekildi.

***

Son haberimiz biraz magazinsel. Vatan'ın haberine göre, modacıların erkekler için tasarladığı yeni modeller arasında etek de varmış...

***

Bugünlük de bu kadar. Yarın görüşebilmek umuduyla...