Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

12 Eylül '11

 
Kategori
Güncel
 

1897 Doğumlu Delikanlı hâlâ dimdik ayakta…

1897 Doğumlu Delikanlı hâlâ dimdik ayakta…
 

TT İkizlerini kaybeden ManhaTTen:Gidenin yeri dolmuyor. Suyla dolsa bile tadı olmuyor. İnt. Alıntı


Mister X New Yorklu:

-Bırakın beni kedim içerde kaldı.

…Tamam, o halde on dakikanız var buldunuz buldunuz; bulamadınız derhal dışarı çıkıyorsunuz ve içeride fotoğraf çekmiyorsunuz.

İşgüzar görevli seni kim takar? Tarumar olan benim evim; kaybolan benim kedim.

İçeri girdiğimde, toz tabakasıyla kaplı evim: Tepe taklak olmuş, kırılıp dökülmeyen hiçbir eşyam kalmamıştı. Bir tanesi hariç; televizyonum.

Patlamanın ardından on sene geçmesine rağmen hâlâ hizmet veriyor.

Bol bol resim de çektim. Bakın görün ve evimin şimdiki haliyle kıyaslayın. Toparlamak kolay olmadı. Yine de hiçbir şey eskisi gibi değil.

Mister Y New Yorklu:

Yollar: Başıboş, sahipsiz ayakkabılarla doluydu. Hatıra olsun diye onları topladım. Bakın işte buradalar. Çift olanları bile var. İnsanlar böyle bir anda ayakkabılarını neden çıkarırlar?

Mister Robertson Mimar Mühendis:

… Kod adı Jet A-1 Kerozin ( Eski gazocaklarında kullanılan yakıtın benzeri- ham petrol ürünü)

Bana inanın, ikiz kuleleri: Çarpan uçaklar yerle yeksan etmedi. Parlayan harlayan kerozin alevleri: Çelikleri eritti.

Duvarları olmayan bu yapıların ana taşıyıcısı çelik kolonların bakımları ihmal edildi.

Yangın koruyucu madde: Paslı bölgeler temizlenmeden taşıyıcılar üzerine sürüldü.

Fotoğraflı raporlara göz atıldığında uzman olmayan bir gözün dahi fark edebileceği aşınma ve yıpranmalar: Bariz bir şekilde sırıtıyor.

Bakımsızlıktan; yer yer çelik kolonlardan ayrılan dökülen pas: üzerine lalettayin sürülmüş yangın koruyucusunu da alıp götürünce; bağrı açık çelik: Kerozinin şehvetine dayanamadı eğer servis bakım gerektiği gibi yapılmış olsaydı kumdan kaleler gibi bir anda çöküvermezlerdi ikiz kardeşler…

Bu kadar da zayiat olmazdı.

Mister Asayiş görevlisi:

New York ve New Yorklu kendi için yaşar ve komşusu Yaşar onu pek ilgilendirmezdi. 11 Eylül 2001 tarihinde vuku bulan bu hadiseden hemen sonra şahsen gördüğüm dayanışmaya hâlâ inanasım gelmiyor. Sokak ortasında portatif mutfaklarda onlarca gönüllü yemekler pişirdi. Bağışlar yapıldı. Çözümler arandı, devlet kurum baskısı olmadan yardımlaşma seferberliği ilan edildi.

Miami Kaliforniya…

Amerika’nın doğusundan hatta yahşi Batı yakasından akın akın insanlar New York’un yaralarını sarmaya geldiler.

Pakistan kökenli Muhammed Huseyin: New Yorklu Taksi şoförü:

Adımı duyan gören okuyan müşterinin: Aracın bir kapısından girmesiyle diğer kapısından çıkması saniyeler içinde gerçekleşiyordu.

Patlamadan sonra patlamanın açtığı devasa yaraları görmeye gelen turistler sayesinde biraz olsun iş alabilmiştim.

11 Eylül 2001 ve 11 Eylül 2011 Geçen on yılda neler oldu?

Akın akın büyük mezarlığı ziyarete gelen turistler…

Bol bol resim çekenler; poz verenler; poz verirken tebessüm edenler.

Tabii bir de merhum ikiz kardeşlerin yakın komşusu 114 yaşındaki yakışıklı asil delikanlı: Olayı burnu bile kanamadan atlattı. Üstü başı tozlandı. Hepsi bu kadar ama sağı solu harabe… Bunu nasıl başardı? Eski toprak, organik malzeme…

Dürüstçe ve layıkıyla yapılan işler eserler: Badireler atlatabilirler.

Aşkın meyveleri; taptaze kalabilenler.

Onuncu yıl anma töreni ve yabancı medyadan bana yansıyanlar.

11 Eylül 2011 Pazar

Alev Meisel/İnternetli Köy

 
Toplam blog
: 584
: 853
Kayıt tarihi
: 01.03.07
 
 

Dinleyenin olmadığı yerde anlatmanın önemi! Nasıl YAZAN oldum. 'Yalnız doğar, yalnız göçer' eskile..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara