19 Mayıs Cumartesi

Bugün 19 Mayıs… Atatürk’ün Samsun’a ayak bastığı gün… Kurtuluş ve İstiklâl Savaşımızın ilk adımı olduğu için, bugünü Mustafa Kemal, bir bayram olarak gençliğe armağan etti.

Tutsak yaşamanın zorluklarını bizim nesil hiç tatmadı. Tatmaz da inşaallah… Başka bir milletin boyunduruğunda, başka bir bayrağın altında esaret altında yaşamak, zannedildiği kadar kolay değil. Bu, iş için çalışmaya gittiğiniz yabancı bir ülkede yaşamaya benzemez. Bu bambaşka bir duygu, bambaşka bir macera…

Bayram kutlamalarını seyrederken bunu düşündüm. Böyle bir ıstırabın hissini yaşamıyoruz, böyle bir acının zehrini iliklerimizde hissetmiyoruz gibi geldi bana… Millî bayramlar sıradan bir eğlence ve tatil günleri gibi… Hani katılım zorunlu olmasa kimsenin umurunda olmayacak sanki.

21. yüzyılda artık bu tür savaşların ve esaretlerin bitmiş olmasını ümit ederdik. Hatta artık ekonomik ve kültürel ablukalar var, savaşlar tarz değiştirdi diye düşünürdük. Ancak komşumuz Irak’ta, biraz daha ötede Filistin’de olanlar, hâlâ klasik savaş yönteminin geçerli olduğunu ve insanların bu dehşeti yaşamaktan kurtulamadığını gösteriyor.

Elbette kültür emperyalizmi giderek hızını ve baskısını daha da artırıyor. İletişim imkânlarının bu kadar çoğalması ve teknik imkânların akıllara durgunluk verecek tarzda ilerleme kaydetmesi, büyük devletleri bu tarz metotlarla ulusları ele geçirme politikaları geliştirmeye yöneltti.

Bugünün manşetleri, yurtta ve dünyada dün meydana gelen olayların özetlerini sunuyor biliyorsunuz. İşte bu söylediklerime örnek teşkil edecek bir olay. Fox TV olarak ülkemizde yayın yapan bir medya kuruluşu, Türkiye’yi Hıristiyanlara işkence yapan bir ülke olarak tanıtıyormuş.

Ben Türk seyircilerin kanal seçerken, bu tür ayrıntılara dikkat etmesi gerektiğini düşünüyorum. Yabancı sermayenin, aynı kalitede fakat daha ucuz ürünleriyle, fiyatı aynı olduğu halde kalitesi daha yüksek ürünleri, yarattığı rekabet ortamıyla tüketiciye fayda sağlarken, bu özellikleri sergilemeyen ürünlerine karşı, bilinçli bir tavır konmasından yanayım.

Bu bilinci oluşturabildiğimiz gün, yabancı firmalar ülkemizde istediği gibi at oynatamayacaklardır.

MURDOCH’UN YALANCI RAHİBİ (Vatan). TGRT’yi satın alan Fox TV’nin muhabiri, Türkiye’yi Hıristiyanlar’a işkence yapan ülke olarak gösterdi.

Bilinçli bir toplumda, bilinçsizce yapılan hareketlere ve bilinçsizce meydana gelen kazalara da yer olmayacaktır. Her yıl trafik kazalarında boşu boşuna kaybettiğimiz binlerce insanın ölüm nedeni bu bilinçsizliktir. Ayrıca “kaza” adını verdiğimiz ihmallerin altında yine bu bilinçsizlik yatmaktadır.

Boşaltılan bir evin duvarının çökmesi sonucu hayatını kaybeden henüz 4 yaşındaki ikizlerin günahı da bu bilinçsizliğe ve bu bilinçsizlere aittir.

FAKİRLİK ÖLDÜRDÜ (Posta). Yıkımına karar verilen ve boşaltılan binanın duvarı yandaki tek katlı evin üzerine çöktü. Odalarında uyuyan Ceren ve Cemre Yılmaz öldü. Belediye’nin Yılmaz ailesini bina evinizin üzerine çökebilir, buradan taşının diye uyardığı ancak yoksul ailenin başka eve çıkmak için para bulamadığı belirlendi.

EN ACI CEMRE TOPRAĞA DÜŞTÜ (Star). Belediye uyardı, aile maddi yardım bekledi. Ancak ölüm beklemedi. Ceren ve Cemre çöken binanın altında can verdi.

Böyle bir bilince sahip olan toplumda, -hemen her fırsatta eleştirdiğimiz- oyların o partiden bu partiye üç-beş kuruşluk menfaatler sonucu değiştiği de görülmeyecektir.

HER MİTİNGE BİR PİYANGO (Akşam). Başbakan seçim turunda, ama gideceği yerlere kendisinden önce müjdeleri varıyor. Erzurum mitingi öncesi Erzurumspor için 200 bin YTL ödeme yapılmıştı. Dünkü Van mitingi öncesi protestoya hazırlanan belediye işçilerine toplu ödeme yapıldı.

Bu bilincin yerleşmesiyle oluşacak kalitenin, toplum hayatının her kademesinde olumlu bir sonuç olarak karşımıza çıkacağına inanıyorum. Siyasi parti anlayışı, particilik kavramı, partilerin ve partililerin birbirlerine davranışı, bakışı, hitap edişi, toptan bir değişme gösterecektir o zaman.

İTTİFAKLAR KIRK ÇÜRÜK YUMURTA (Bugün). Erdoğan sağ ve soldaki seçim işbirliğini şöyle yorumladı: Kırk çürük yumurtayı bir araya getirsen bir sağlam yumurta etmez.

22 TEMMUZ’DA UTANACAKLAR (Sabah). Erdoğan millet iradesini içine sindiremeyenler 22 Temmuz’da büyük mahcubiyet yaşayacaklar.

İLKELİ SİYASET (Takvim). Nurdan Erdikler DYP’den, eşi Özcan Erdikler ise Genç Parti’den vekillik başvurusu yaptı. Siyasi tercihleri parti baskısına tosladı. Çift boşanıyor.

CEVABI MİLLET VERECEK (Türkiye). Başbakan meclisten kaçanları halka şikayet etti. Parlamentoyu terk eden milletvekili hastaneden kaçan doktor gibidir.

MİLLET ÇÜRÜK YUMURTALARI GÖRÜYOR (Yeni Şafak). Başbakan Erdoğan’ın toplu konut açılışı Van’da tarihinin en büyük mitingine dönüştü. Bir vatandaşın “bunlar çürük yumurta” demesi üzerine Erdoğan, “kırkını bir araya toplasan sağlam yumurta olmaz” dedi.

Bilinçli bir toplumdan bilinçli temsilciler ortaya çıkacaktır. Kamuyu yönetenler de aynı bilinci paylaşan, millet iradesine önem veren, adaleti ön planda tutan kimseler olacaktır. Tartışma yaratacak, taraf görüntüsü verecek olaylardan kaçınacaklardır.

SEZER İKİ OY ALANI REKTÖR YAPTI (Zaman). 15 üniversitenin rektör atamalarını gerçekleştiren Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Kastamonu Üniversitesi’nde çok tartışılacak bir karara imza attı. En fazla oy alan Prof. Dr. Mustafa Safran yerine iki oy alan Bahri Gökçebay’ı rektör yaptı.

Günün diğer gazete manşetleri de şöyle…

ÜLKE İÇİN SANDIĞA (Cumhuriyet). Cumhurbaşkanı Sezer 19 Mayıs mesajında mutlaka oy kullanın çağrısı yaptı.

BU GÜNLERİ GÖRDÜK (Güneş). Siyasette sağ-sol kalmadı. AKP sıkı solcu Günay’ı, CHP sağın simgeleri Okuyan ve Kesici’yi listesine alıyor.

AYNI LİMANDA (Milliyet). 19 mayıs’ta Bandırma vapurunda Atatürk’ün 18 yol arkadaşı vardı. Milliyet o vapurdakilerin çocuklarını, torunlarını 88 yıl sonra bir araya getirdi.

HEPİMİZ KIZILDERİLİYİZ (Tercüman). Kanadalı Kızılderililerden Türkiye’ye mesaj: Biz de Türküz. Türk kardeşlerimiz haklarımız gasp eden hükümetle mücadelede yanımızda olsun, hepimiz Kızılderiliyiz diye haykırsın.

Yarın yeniden birlikte olmak umuduyla…